Cengiz, aday olacak mı?

A -
A +

Galatasaray’da “seçim havasını pandemi havası bastırıyor” ama gene de “yapılması ihtimali az olsa” da “başkan adayları” merak konusu!..
“Çatı adayı” olarak adı geçenler var, “Ağabey adayı” olarak adı geçenler var, “gerçek” başkan adayları var… Var da var…
Bu arada “merak edilen” bir konu da “Mustafa Cengiz aday olacak mı, olmayacak mı” sorusunun cevabı…
Bence, “eğer sağlık durumu ‘kesinlikle aday olmaması lazım’ noktasında ise” elbette olmayacak, olmamalı!..
Ama, “böyle bir durum yoksa” mayısa kadar “kendisinin ve yönetiminin hakkı olan süreyi tamamlamak üzere” aday olacaktır, olmalıdır!..
Onca zamandır “seçim de, seçim” diyenler, medyayı ve sosyal medyayı kullanarak “Cengiz yönetimini yerle bir etmeye çabalayanlara karşı” onların talebini karşılayarak “Seçim kararı alan” ve “Hodri meydan” diyen “başkanlık kariyeri bunca başarı ve hizmetle dolu olan” bir Başkan’ın, 26 Kasım’daki seçimi “açık farkla kazanıp” mayısa kadar görevine devam ederek, tamamlaması “hakkın zaferi” olacaktır ve Galatasaray’a yakışan da budur!..
Bu tablo Galatasaray’ın “Akbabaların sözünün geçtiği bir kulüp değil, Aslanların Kulübü olduğunu” da bir defa daha ortaya koyacaktır!..
Zaten, “bu tablonun gerçekleşeceğini” gören ve bilenler, “Baskın seçim olur mu, kaos oluşturur” diye kıvırmaya başlamışlardır, ama, geçmiş ola!..

“Baskın” seçime bakın!..
Galatasaray’da seçimli genel kurul kararı ilan edildi ya, “başkan adayları” da ramp ışıklarına çıkmaya başladılar.
Buraya kadar “normal” ama bundan sonrasındaki bazı gelişmeler insanı kahkahalarla güldürecek cinsten!..
TV ekranında bir “Başkan adayı” var, açıklama yapıyor; “Baskın seçim kararı aldılar, herhâlde bir hesapları var!..”
Hımmm, “doğru söylüyor” olabilir, amma…
Otuz saniye geçmeden, diyor ki; “Bizim hazırlığımız tamam, kadrolarımız, programımız, nakit akışımız, amatör şubeler için sponsorlarımız hazır… Seçime gireceğiz.”
Bravoooo… “Baskın seçim (!) kararı 10 gün önce açıklanmış”, Galatasaray başkan adayının “her şeyi hazır, sponsorları bile”; kuzum bu nasıl bir “baskın seçim?..”

Sakalını kesmezsen YOL OLUR!..
Köyün itibarlı, her sözü dinlenen, yol gösteren, hürmet edilen bir yaşlısı varmış. Onun da makas görmeden uzun yıllar itinayla baktığı bir sakalı varmış.
Bir gün bahçesinde ulu bir ağacın altında uyurken, uzun sakalının üzerinden bir yılan geçmiş.
Olayı gören köylüler bağırmışlar; “Hoca, Hoca uyan sakalının üzerinden yılan geçti” diye…
İhtiyar uyanmış, yandaki otlar arasına kaçan yılanı da görmüş. Doğru köyün berberine gitmiş, berber koltuğuna oturmuş ve berbere “Kes evlat” demiş.
Hoca’nın peşinden gelen köylüler, berber de dâhil “Hocam yapma etme, bol bol sabunla yıka. Neden kesiyorsun, bunca yıllık gözün gibi baktığın sakalını?” demişler.
İhtiyar, başını iki yana sallamış ve üzgün bir sesle demiş ki; “Keseceğim, kesmezsem yol olur!..”
İşte, bu Anadolu anekdotunun kıssadan hissesi, tam da Futbol Federasyonumuza ve onun durumundaki” kuruluşlara uzanacak kadar anlamlıdır!..
Bir tarafta “Pandemiden dolayı, durmadan teknik adamlarıyla, yöneticileriyle, sporcuları ile ‘pozitif’ çıkan testlerin normal sınırı geçecek kadar çoğalması yüzünden maçları ertelenen” takımlar, öte tarafta “21 takımlı ligi, Türkiye Kupası maçlarını, kulüplerin ve millî takımımızın Avrupa karşılaşmalarını bitirmeleri gereken” bir program, hem de “yoğunlaştırılmış” bir program, âdeta “nefes alacak bir boşluğu bile olmayan” programda…
Peki, ne olacak “pozitifler” yüzünden “takım kuramayacak duruma gelen” takımların durumu; “ertelemeler” artık yoğunlaştırılmış programa sığmıyoooor!..
Bir çare var; “sınırı aşan pozitifler yüzünden sahaya 11 çıkaramayacak takımlar için hükmen yenilgi kararı verilmesi!..”
Eeee… Bunu “neden baştan düşünmedin” ve ilan etmedin? Neden, “pozitiflik yüzünden eksilecek ve 11 kuramayacak hâle gelecek” takımları düşünerek “resmî maç kadrosunu mesela sevgili Ömer Faruk Ünal’ın yazdığı gibi, “U19’dan takviyelerle 35’e çıkarmadın?..”
Şimdi derenin yarısı geçilmiş, sen “yeni bir kaide getirme” çabasındasın?..
Zaten “sezonun başında ‘düşmeyi kaldırarak’ sistemi yol etmişsin”; şimdi “ne yaparsan yap” sonunda “o açtığın yoldan gene geçileceğini” nasıl düşünmezsin?..
Bu sezon “derenin yarısında kaide değiştirirsen”, gelecek sezonu “24’er takımlık liglerle oynama ihtimalini” nasıl düşünmezsin?..
“Yolu ‘sakalını kesmeyip küme düşmeyi kaldırmak’ ile sen ettin”, şimdi “yeni bir yol olma’ senaryosuna daha, bakalım nasıl imza atacaksın?..

Hayır dua al Hoca’m!..
Abdullah Avcı, Beşiktaş’tan “19 milyon lira istiyormuş, Trabzonspor’dan alacağı parayı da düşmüş olarak!..”
Bu para hesabı, başka bir hesabı daha ortaya koyuyor; Abdullah Hoca, Trabzonspor’a “Beşiktaş’tan aldığı ve kalanını istediği paradan çok ama çok daha düşük bir bedelle” gitmiş…
Bak Hoca’m, benden söylemesi; “eğer istediğin bu parayı ‘normal ve ödenebilecek” bir seviyeye indirmez” isen, milyonlarca Beşiktaş taraftarından “hayır dua almayacak”, aksine…
…’dan sonrasını sen düşün, Trabzonspor’da “vicdan huzuru ile çalışmak ve başarılı olmak” istiyorsan!..

Şaka!..
Biraz “acı” bir şaka olacak ama gerekiyor!..
Birçok uzman, milyonlarca taraftar merak içinde birbirine hâlâ soruyor; “Erol Bulut Hoca, böyle ‘iki şampiyon adayı takım çıkarak’ bir kadroyu yönetebilecek ve altından kalkabilecek mi?..”
Bu soruya cevap aranırken aaa, bir de ne görelim; “Son yılların en kaliteli ve zengin millî takım kadrosunu ‘küme düşüren’ büyük üçlüden biri” var, karşımızda!..
Şenol Hoca’m, silkin ve kendine dön, lütfen!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.