Alanya tur atlamayı, Fatih Hoca elenmeyi hak etti!..

A -
A +

​Çok net olarak söylemeliyim ki, Galatasaray’ın kaybetmesinin “ana sorumlusu” ilk yarıda sahaya çıkardığı takım ve oynattığı futbol ile Fatih Hoca idi!..

Fenerbahçe de, Galatasaray da Türkiye Kupası’na veda ettiler; veda etmeyi de hak ettiler!..
Başakşehir ile Alanyaspor da “yarı finali oynama hakkını alma mücadelesinde” takım olarak da, oyuncular olarak da, teknik adamlarıyla beraber “döktükleri terin karşılığını” aldılar ve de “büyük” rakiplerine ve de hocalarına “Tur atlamak için nasıl oynanır” dersi verdiler!..
Fenerbahçe’nin “karmaşık durumunu” Fenerbahçe yazar ve yorumcularına bırakarak, ben Galatasaray – Alanyaspor maçı için birkaç paragraf yazacağım!..
Çok net olarak söylemeliyim ki, Alanyaspor “maçı kazanmayı hak etti” ama gene çok net olarak söylemeliyim ki, Galatasaray’ın kaybetmesinin “ana sorumlusu” ilk yarıda sahaya çıkardığı takım ve oynattığı futbol ile Fatih Hoca idi!..
Gerçi maç son dakikalarda “kritik bir duruma geldi” ama, Fatih Hoca’nın “ilk 11’i karşısında” Alanyaspor devreyi 2-0 yerine 4-0 da galip bitirebilirdi!..
Belhandalı ve Babelli ilk yarı kadrosu ile, ikinci yarının Galatasaray’ının oynadığı futbol, Fatih Hoca’nın “elenmede ne kadar payının olduğunu” açık olarak ortaya koydu!..
Koşmayan, pres yapmayan, elleri neredeyse bellerinde dolaşan, dahası yanlış paslarında ve top kaptırdıklarında rakip oyuncunun peşinden koşmayarak Galatasaray defansının “daha az adamla yakalanmasını” seyreden bu iki “ünlü ve demirbaş futbolcuda ısrar ve inat etmek” göz göre göre Galatasaray’ı yakmanın ana sebebi oldu!..
Ömer’in, Etebo’nun, Kerem’in, sonra Gedson’un sahaya sürülmesi ile “oyunun ne hâle geldiğini” TV başındaki on binlerce Galatasaray taraftarı gördü, bilmem ki Fatih Hoca ve yardımcıları gördü mü?..
Ben “aylardan beri görmedikleri, görmek istemedikleri ya da göremedikleri için”, Kasımpaşa maçı öncesi “İnşallah bu defa görmüşlerdir” diyorum!..
Öyle, “Hakemler, penaltılık pozisyon vardı, VAR’a gidilmedi, uzatma dakikaları az oldu, top direklerden döndü, rakip beklemediğimiz golleri attı” açıklamaları “gerçek bile olsa”, çok açıktır ki, “ilk yarıda Galatasaray, ilk 15 dakikayı her zamanki gibi ‘al gülüm ver gülümle geçirilen’ topla oynama üstünlüğü” hariç, “fizik bakımından güçlü ve yüksel pas yüzdesiyle hızlı hücuma çıkan” Alanyaspor önünde ezildi. Ortada “seyirci olarak dolaşan” Belhanda ve Babel neredeydiler?..
Bu arada şunu söyleyeyim; Fatih Hoca’m senin onca yardımcın hiç dakika tutuyorlar mı; Galatasaray’ın Donk başkanlığındaki defans blokunun kendi kalesinin önündeki “al gülüm ver gülüm paslaşmalarıyla kaybedilen zaman” ne kadardır?
Maç sonuna “eklenmeyen dakikalardan şikâyete elbette hakkınız olsa” dahi, önce “aynaya bakmanız” gerekmez mi?..
Galatasaraylı futbolcuların “kalecilerine verdiği geri paslarının sayısı, rakip kalecinin ellerinde biten şutlarınızdan fazla ise”, neyi savunuyorsunuz?..
‘Donk’un Şefliğinde Yan ve Geri Pas Orkestrası’nın her maçta tekrarladığı gösteride kaybedilen zamanın yanında, rakip defansın toparlanması ve “her Galatasaraylı oyuncunun başına bir adam dikme” imkânını bulmasına ne demeli?..
Seyredin maçın kasetini; kaç defa “sağ ve sol açıkta top bekleyen adamlar varken, top ayaklarında olan stoperlerin onlara bakmayıp birbirleriyle ve kalecileriyle paslaşmaya devam etmeleri” nasıl bir taktik varyasyondur?.. 
İkinci yarının başında “paldır küldür” Marcao’nun penaltısıyla skor 3-0 olunca, Alanyaspor hafta sonundaki lig maçını düşünmeye ve “defansif bir futbolla vakit geçirmeye başladı” ve de Galatasaray yapılan değişikliklerle “direklerin, rakip kalecinin kurtardığı onca golün üzerine iki de gol çıkardı”;  ama Fatih Hoca “turu kaybetmeyi hak ettiği için” Alanyaspor alkışlar arasında sahayı “Galatasaray’ı eleyen takım” olarak terk etti!..
Bir hafta sonra Galatasaray’ın bu defa Alanya’da Alanyaspor maçı var; bu sezon İstanbul’da Galatasaray’ın iki defa yenen Alanyaspor, “kendi sahasında” maça favori olarak çıkacak.
Lig liderinin, “pazar günü Kasımpaşa’yı yenerse” lider olarak gideceği Alanya’da işi çok zor!..
Kim bilir belki de “Belhanda ve Babel” sarı kırmızılı takımı kurtarır!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.