İyi ki varsın, olimpiyat!..

A -
A +

108 sporcu ile katıldığımız “Gecikmiş” 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunlarında, ilk günler “beklediğimiz gibi” geçmedi. Voleybol Kadın Millî Takımı’mız ve jimnastikçilerimiz hariç, hayal kırıklığına uğradığımız sonuçlar art arda geldi ve sadece iki tekvandocumuz Hakan Reçber ile Hatice Kübra’nın bronz madalyaları ile yetindik…
Tekvandoda “gümüş, hatta altın madalya ümitlerimiz” vardı, okçularımızdan, judocularımızdan madalyalar bekliyorduk. Yüzmede de, boksta da “az da olsa” öyle…
İlk günlerimizin “en iyi sonucunu” Kadın Voleybol Millî Takımı’mız, geçen olimpiyatın şampiyonu Çin’i, hem de 25-21 / 25-14 / 25-14 ile 3-0’lık hezimete uğratarak alırken, yelkencilerimiz ve sörfçülerimiz “Olimpiyat oyunlarında önemli olan kazanmak değil katılmaktır” sözüne uygun yarıştılar!...

Kadın voleybolcularımız, dün sabah, ilk maçında Rusya’yı 3-1 yenen İtalya önüne çıkarken, hedefimiz “ikide iki yaparak” grup liderliğini sürdürmekti. İtalya’yı mayıs ayındaki FIVB Uluslar Ligi’nde 3-0 mağlup etmiştik. Ama bu defa “ikinci set hariç” kötü bir oyunla hayal kırıklığına uğradık ve maçı 3-1 kaybettik. “Olimpiyat ağırlığını kaldıramamış” ve gruptan çıkacak ilk dördün yukarılarında olma şansımızı tehlikeye sokmuştuk.
B Grubunda 29 Temmuz – Saat 10.25’te ABD / 31 Temmuz – Saat 08.20’de Arjantin / 2 Ağustos – Saat 08.20’de Rusya maçlarımız var.

Ülke olarak “uluslararası alanda iflas etmiş” futbolumuzla doldurduğumuz “futbol” ekranlarından, “futbol” sayfalarından bıkıp usanan sporseverler için…
Dahası, olimpiyatlarda “sporun en temizini, en güzelini, mücadelelerin en coşkulusunu, heyecanlısını seyretmek” için “yarışmaları canlı ya da özetlerle / tekrarlarla veren” Eurosport kanallarıyla, bizim kanallarımız, hatta “başka” dünya kanalları arasında zaping yapmak, “pandemi sebebi ile” benim gibi evinde “üç aşısını olduğu hâlde gönüllü olarak oturanlar” için “bulunmaz” bir nimet!..

Mesela, tam 1,5’ar saatten 3 saat “Yol ve Dağ Bisikleti yarışlarını seyrettim” ki… Heyecan vardı, güzellik vardı ve rövanş vardı!..
Yol yarışında Ekvadorlu ve Ineos’lu Richard Carapaz, Fransa Turu’nun rövanşını Sloven ve UAE Team Emirates’li Tadej Pogaçar’dan aldı. Son 10 kilometrede yaptığı atakla 6 saati 5 dakika geçen mücadeleyi “altın madalya” ile tamamladı, Pogaçar ise “bronz ile” yetindi. Fransa Turu’nda Pogaçar birinci, Carapaz üçüncü ” olmuştu…
Dağ Bisikleti yarışında ise… İngiliz ve Ineos’lu Tomas Pidcock “bizimkilerden rövanşı” aldı. Bizimkiler, “Eurosport kanallarında yıllardan beri uluslararası bisiklet yarışlarını ve turlarını anlatan” arkadaşlarımız… Avusturalyalı medya imparatoru Rupert Murdoch’un “İngiltere merkezli” Sky bisiklet takımına “ideolojik bir bakışla hiç sempati duymayan” ve bu yüzden ekranlardan İtalya – Fransa – İspanya turları başta, uluslararası bisiklet yarışmalarında bu turların şampiyonları olan “Chris Froome’ların, Geraint Thomas’ların, Egan Bernal’lerin rakiplerine bol bol sempatilerini dağıtan” bizimkilere selam yolladı, Tokyo’dan “Ineos’lu” Pidcock!..
22 yaşındaki İneos’lu, yarışı baştan sona açık ara önde götürerek, favorileri, dünya şampiyonlarını yanına yaklaştırmadı ve altını aldı… Bu yarışa katılan iki bisikletçimiz, Ahmet Örken ile Onur Balkan ise, yarışı bitiremediler. Parkur “gerçekten” çok zor ve hava “felaket” bunaltıcı idi… Öyle bir sıcak vardı ki, Olimpik Triatlon (Yüzme: 1.500 metre – Bisiklet: 40 km– Koşu: 10 km)’un  galibi Norveçli Kristian Blummenfelt, yarışı tamamlarken, bitiş kurdelesini kucaklayarak yere yuvarlandı ve kustu…
Bu yarış, “medya teknesinin başlangıçta yüzücülerin neredeyse yarısının önünü kesmesi yüzünden” yüzenlerin yarısı “neden sonra geri döndürülerek” yeniden başlatıldı; tam bir rezalet!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.