Haysiyet katliamcıları cezasız mı kalacak?

A -
A +

8 Mart, sadece futbolumuzda değil, “Türk sporunda ‘kara’ bir gündür”; kapkara!..
O gün yapılan “Hakem operasyonu”, tam bir “haysiyet / kariyer / vicdan katliamıdır”, cellatlığıdır!..
Tahkim Kurulunun “oy birliği ile aldığı ‘operasyonu bütün sonuçlarıyla iptal eden’ kararı”, yapılan katliamı bütün açıklığıyla ortaya koymaktadır…
Peki ama “bu katliamı yapanlar”, hâlâ ve hâlâ “Türk sporunun, Türk futbolunun içinde kalacaklar” mıdır?..
“Ne idüğü belirsiz bir karar” ile hayatlarının en güzel yıllarını “Türk futbolu, Türk sporu için harcayan” ve de “dünya futbolunun en büyük organizasyonlarında hakemlik yapacak seviyelere kadar getiren / ay yıldızı alkışlatan, ay yıldıza itibar kazandıran” onca hakemi, “bir anda ‘itibarsızlar paketi yapıp’ sporun dışına atanların yaptıkları” yanlarına kâr mı kalacaktır?..
Yooo, “ferdî olarak ‘hasiyetleri, onurları, kariyerleri ayaklar altına alınan’ hakemlerimizin mahkemelerde açtıkları davaları” kastetmiyorum; o davalar “Türk adaletinde sonuçlandırılacak” ve “gereği neyse” yapılacaktır.
Benim kastettiğim, “Spor teşkilatının, taa bakanlığından başlayarak, Genel Müdürlüğü ve Futbol Federasyonuna kadar, hangilerinde varsa, Disiplin / Ceza / Tahkim Kurullarından gelecek” bu “haysiyet katliamının hesabını kapatacak” olan nihai “ceza” kararının verilmesidir!..
Futbol Federasyonu Hukuk Kurulu ne yapar; “bu haysiyet / kariyer / vicdan katliamının sorumlularını” nasıl görmezden gelir?..
“Hiçbir makul, mantıklı ve geçerli sebep göstermeden” bu katliamı yapan, dünya futbolunda ‘Türk hakemliğine itibar kaybettiren” dahası “Tahkim Kurulu kararına rağmen ‘Onlara hakemlik vermeyeceğim’ zihniyeti ve sözleri” ile meydan okuyarak… Sporun bütün “disiplin ve yönetim talimatlarını” çiğneyen… O günün MHK’sının başkanı ve üyeleri cezasız mı kalacaklardır?..
“Onlar” cezasız bırakılır, spor camiasının içinde “ileride tekrar görev alma hakları” engellenmezse, özetle “yaptıkları ömür boyu yanlarına kâr bırakılırsa” yarınlarda “benzer katliamların yapılması” nasıl önlenecektir?..
“Onlara öyle cezalar verilmelidir” ki, “bir daha sporumuzda hiç kimse, hiçbir kurul” böyle bir adım atamasın ve “bu örnek” herkesin kulağına küpe olsun!..

Galatasaray’ı kim kurtaracak?

Ben “yazmıştım, yazdım” demeyi sevmem… Okuyucularım, “ne yazdığımı, ne yazmadığımı” bilirler…
Ve okuyucularım bilirler ki, “haftalardır, ‘Galatasaray’a kaos geliyor’ diye, sebepleriyle beraber” yazıp geldim…
Keşke yanılsaydım…
Galatasaray “tam bir kaosun ortasında” ve ufukta “çözüm” görünmüyor…
“Başaramayan, kaosu önlemek bir yana, kaosun altındaki ateşe odun atan” bir Başkan için deniyor ki; “Güçlü bir kadro ile yeniden aday olacak”; vah ki, ne vah…
Ya “adaylar” ne durumda?..
Metin Öztürk… Levent Nazifoğlu’nun bir kroşesi ile nakavt olan aday; vah ki, ne vah!..
Eşref Hamamcıoğlu… Divan Kurulunu bile yönetemeyen, darmadağın eden, “Liseci militanlarının istilasına uğrayan Divan Kurulu kürsüsünü koruyamayarak”, hem de “ecelle mücadele eden” bir Başkan’a ve yönetimine “hakaretler yağdırılmasını” önlemeyen… Hatta aksine teşvik eden bir aday; vah ki, ne vah!..
Bir de, “kimselerin tanımadığı” ama “Başkan’ı da, adayları da perişan ederek, seçimleri yaptırmayan” ve “Başkanlıkta ben de varım” diyen Fırat Develioğlu; vah ki, ne vah!..
Ey Galatasaraylılar, bu tabloda, “Galatasaray’ın kaostan kurtulacağına dair” bir ışık görüyor musunuz?..
Ve… Ey “gece yarısı ‘idari ibrasızlık’ darbecileri”, Galatasaray’a neler yaptığınızın farkında mısınız?..

Vicdanlarınız rahat mı?

Türk hakemliğine karşı girişilen “onur / haysiyet katliamını onaylayan” ve sonrasında “istifa eden” o günün Futbol Federasyonu Başkanı Nihat Özdemir…
1- Türk hakemliğine karşı girişilen “onur / haysiyet katliamı” sırasında “koltuğunu sütre gerisine çekip”, âdeta “Yiğitliğin onda dokuzu kaçmak, biri de hiç görünmemektir” sözünün doğruluğunu ispat edercesine, sesini sedasını çıkarmayan, ağırlığını başında olduğu derneğin üyesi olan “mağdur edilmiş, iftira atılmış” hakemlerden yana koymayan Türkiye Faal Futbol Hakemleri ve Gözlemcileri Derneği Başkanı Abdurrahman Arıcı…
2- Türk hakemliğine karşı “onur / haysiyet katliamı” sırasında Federasyon 1. Başkan Vekili, daha sonra da Nihat Özdemir’in istifası ile “Federasyon Başkanı” olan… Kulislerde “hakem operasyonunun arkasında oldukları” söylenen beş kulüp başkanı ile beraber “adı geçen” Servet Yardımcı… Üç…
Futbolumuzun bu ‘Üç Büyük Adamı’na soruyorum; vicdanlarınız rahat mı?..

Şaka!..

Işın Çelebi de, Adnan Öztürk de, “Galatasaray’ı kaostan kurtaracak bir adayın etrafında toplanılmasını ve seçimlere ‘birlik beraberliği sağlayacak, arkasına genel kurulun yetki ve gücünü alacak’ bir adayla gidilmesini” öneriyorlar…
Prof. Dr. Mehmet Helvacı başta, camianın bazı duayenleri ise “bu öneriyi çok sert ifadelerle” reddediyorlar…
Görülüyor ve anlaşılıyor ki, Galatasaray’ı gene “böl ve yönet” zihniyetinin getireceği başkan ve yönetimi yönetecek galiba…
Bugüne gelişin “asıl sebebi” de bu zihniyet değil miydi?..
Okuyucularım soracaklardır; “Şaka bunun neresinde?..”
“Helvacı ve duayenleri dinleyince” inanın “Şaka yapıyorlar” zannettim!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.