Avcı’yı avlıyorlar, neden?..

A -
A +

İnanmak güç… Şampiyonumuz, “16’ncı dakikada 10 kişi kalmış” bir Ferencvaros’a yeniliyor, hem de “deplasmanda iki gol attığı” hâlde…

Ve maçtan sonra hocamız Abdullah Avcı “Bizim gibi bir takımın bu kadar hata yapmaması lazım. İkisi bireysel hatadan üç gol yedik ilk yarıda! Rakip kırmızı gördükten sonra oyunu daha domine etmemiz lazımdı” diyor…

Trabzonspor’la “3 yıllık daha sözleşme imzalamış” hocamızın “acı mağlubiyetin bütün sorumluluğunu futbolculara yükleyen bu sözleri” acaba “kimi” tatmin eder?..

Mesela ben çıkıp desem ki, “Külahıma anlat”; haksız mı olurum?..

Hocam, geçen sezon “Süper Ligi sürklase ederken, son 4-5 haftada başlamıştı” düşüş ve “Bu düşüşü, yıpratıcı sezonun yorgunluğuna, şampiyonluğun ‘garanti edilişine’ vermiştik!..”

Ne var ki düşüş, yeni sezon başında da, bugünlere kadar devam etti, hem de “şampiyon kadroya yapılan ‘senin istediğin ve de onayladığın’ onca takviyenin gerçekleştirilmesine” rağmen…

Gerçi, bir zamanlar Liverpool, Inter, Barcelona gibi devlere kafa tuttuğu hâlde, “22 Ağustos 2019’dan beri bin küsur gün Avrupa kupalarında maç kazanamayan” Trabzonspor’un “3 yıllık Avrupa karnesi felaketti” ama… Bu sezondaki “başarısızlık” tablosunun altında senin imzan yok muydu?..

Takım, “10 kişi kalmış” bir rakipten “defans hataları ile 3 gol yerken” saha kenarında kim vardı?..

Rakibin “en tehlikeli oyuncusu” Nguen “2 gol, 1 asistle maçın yıldızı” olurken, defansın ve yapıyordu, hocam?..

Ve de… “Umut’un golü ile fark 1’e inmişken”, uzatmalar dâhil 25 dakikada “beraberliği bile yakalayamayan” Trabzonspor’un hocasının “bu mağlubiyette” hiç mi sorumluluğu yoktu?..

Sezon başlarken, “Ligin en rahat teknik adamının Abdullah Avcı olacağını ve ‘şampiyon takıma yapacağı birkaç transfer’ ile yeni sezonun da ‘en şanslı’ hocası olacağını” yazmış, durmuştum…

“Hazırlık / Süper Lig ve Şampiyonlar Ligi eleme maçları” bu tahminimi (ki, benim gibi düşünenler çoktu) çöp kutusuna atıverdi…

Perşembe gecesi “Macaristan’dan gelen görüntüler, ‘Ne olacak bu sezon Trabzonspor’un hâli’ sorusunu perçinler” nitelikteydi?..

Gerçi, maçtan sonra “Nasıl başladığın değil, nasıl bitirdiğin önemli. Turnuva bugün başladı” dedin ama… Beni pek inandıramadın…

İnşallah ben yanılırım ve sen haklı çıkar, Trabzonspor’u “beklenen” hedefe ulaştırırsın!..

Ben de “Senden” özür dilerim!..

Beşibiryerde!..

TV ekranlarındaki programlarda durup dinlenmeden “Bu paralar niye harcanıyor, harcanmamalı…  Hedefte sadece Süper Lig şampiyonluğu var, Şampiyonlar Ligi’ne katılmak ve onca elemeden sonra gruplara kalmak artık hayal… Sadece Süper Lig Şampiyonluğu için bu kadroları kurmak ve borçlara borç katmak akıl işi mi?” diyenler var… Tam bir “küçülme tutkunluğu!..” 

Onlar anlamak istemiyor ki, “Kurtuluş, ‘futbolumuzu Edirne - Kars arasında hapsedecek’ küçülmede” değil, büyümededir.  

Öyle ya da böyle Avrupa kupalarına katılmakta, elemeleri de aşarak gruplara kalmakta, ‘bunu başaracak’ takımlar kurmakta, tribünleri, TV başlarını doldurmakta, ünlü futbolcuların formaları satmakta, sponsorları kulüp önünde kuyruğa sokmaktadır…”

Bu sezon “son iki günkü atağı ile” Galatasaray başta, Fenerbahçe de, Beşiktaş da, Trabzonspor da “güçlü kadrolar” kurmuşlardır. Başakşehir’in de “kadrosu”, İskoçya’dan gelen görüntüler göstermiştir ki, onlara katılacak ve… 

Bu sezonun şampiyon adayları tam bir “Beşibiryerde” oluşturmuşlardır!..

Yaşayacak ve göreceğiz; “nefes kesici” bir Süper Lig olacak!..

Anlayanlara: “Quo vads?”

Avrupa puanlama ve sıralamasında “kan kaybetmeye” devam ediyoruz…

Fenerbahçe, uzatmalarda gelen gol ile “beraberliğin, taktik faullerin, çirkin futbolun temsilcisi” Dinamo Kiev’i yenerek, Başakşehir İskoçya’da Hearts’ı gole boğarak puanlamamıza “önemli katkılar” yaptılar ama… Ya Trabzonspor, ya Sivasspor?..

Trabzonspor tam bir hayal kırıklığı oluştururken, UEFA Avrupa Ligi play-off turunda 3-1 kaybettiği maçın rövanşında, kendi sahasında İsveç’in Malmö ekibine 2-0 yenilerek elenen Sivasspor, UEFA Konferans Ligi’ndeki ilk maçında, kendi sahasında Çekya temsilcisi Slavia Prag ile 1-1 berabere kalarak, turu zora soktu…

Avrupa kupaları “alt sıralarında bile” başarılı olamazsak, “temsil haklarımızın nerelere kadar düşeceğini” utanç içinde hesaplamamamız gerekmiyor mu?..

Okan Hoca ve kadrosu!..

Karşılaştığım Galatasaraylılar bana soruyor; “Okan Hoca’ya bu kadro ağır gelmeyecek mi?..”

İşte hem de “gülerek” verdiğim cevap…

Bu kadro kurulmadan ve “Galatasaray’ın hocası kim olacak, kim olmalı” tartışmaları zirve yaparken, cesaretle ortaya çıkıp “Ben varım” diyen bir hoca var, ortada!...

Bu kadro kurulurken, “alınanları onaylayan, gidecekler listesini yapan” ve de “kendi istediklerini” de aldıran, özetle “bu kadronun kurulmasında Erden Timur ile el ele veren” hoca da o değil mi?..

Neden “bu kadro ona ağır gelsin” ki?.. 

Şaka!..

Okan Hoca’m, “3 Türk sıkışması” seni sıkmasın…

“Sıkışır gibi” olduğunda “kaleye koy Okan’ı”, kur rahat rahat ilk 11’i!..

Seni mahcup etmez ve de Muslera kaptan da “arada” biraz dinlenir!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.