Kuntz kalmalı mı, gitmeli mi?..

A -
A +

Elbette, Lüksemburg’u yenemeyen, Faroe Adaları’na yenilen bir millî takımın hocası eleştirilecektir.
Elbette, “Başaramıyor, değişmelidir” diyenlerin ve “bu görüşlerini futbolun gerektiği çerçeve içinde ortaya koyanlara saygı duymamak” da mümkün değildir!..
Amma… Evet amma… Geleyim; Kuntz olayına bakışıma…
“Avrupa Şampiyonalarının, Dünya Kupalarının eleme gruplarında ‘puanın altın değerinde olduğu’ maçlarda Letonyaları, Estonyaları, San Marinoları yenemeyerek, hatta bazılarında yenilerek puan kaybeden ve gruptan çıkamayan’ dahası A Millî Takım’ı küme düşüren hocalara reva görülmeyen bir hiddet ve şiddet histerisi içinde’ Kuntz’a karşı eleştiri yağmuru yarışına çıkanlar” var ya, işte sözüm onlara… Devam edeceğim…
Zira “onlara verilecek ‘futbolla ilgili cevabı’ hem saha içi hem saha dışını ilgilendiren yönü ile” Hamit Altıntop ve Stefan Kuntz uzun uzun verdiler…
Hoca, “Millî takımı, hedefe ulaştırdı, düştüğü C grubundan, B grubuna çıkardı”; bu görev tamamlandıktan sonrası, maçlar artık “taktik, tertip, oyuncu deneyecek” hazırlık maçları hâline geldi. Mesela “Lüksemburg maçında başarılı olamadıkları hâlde Eren ve Ferdi’de ısrarı, “bu genç yetenekleri ilerideki maçlarda ‘o yerlerde oynatmak ve kazanmak niyetinde” olmasıydı.
Lüksemburg maçında “ağrısı olduğu için ‘son dakikada ilk 11’den çıkarılan”, ama maç sonrasında “bu değişikliğin sebebinden haberleri olmadığı için” Hoca’yı “Neden oynatmadın” diye yerden yere vuranları mahcup edecek cevabı, “o maçta oynatılmayan(!)” Ozan Kabak, “oynatıldığı” Faroe Adaları maçında verdi; “Millî takımın en başarısızlarından biri” idi.
Son iki maçta, “sakat ve cezalılar haricinde kadroya çağrılan hemen hemen bütün futbolcular denendi.
Benden “geçer not alan” sadece iki oyuncu vardı, gerisi “bu formayı neden giydiklerinin farkında olmayanlar” grubunu teşkil ettiler.
Bunca yıl spor yazdım, herhangi bir spor branşında, “iki maç üst üste bu kadar ruhsuz oyuncularla dolu bir takım” seyretmedim… 6-0 / 8-0 mağlup olduğumuz maçlar bile oldu, onlarda bile, takımda bu kadar çok “adam sendeciler” olmamıştı…
Faroe maçında, “Acaba, Hoca’nın gitmesini mi istiyorlar” diye düşündüğüm dakikalar bile oldu!..
Geliyorum, “bundan sonrasına”; ne olacak?..
Hamit Altıntop; “Kuntz ile yola devam” dedi. Ama “bu medya ile” nasıl “devam” olacak?..
“Küme düşüren, çok kötü sonuçlar alan antik hocalara laf edemeyenlerin” sesleri kesilmeyecek!..
Federasyon, özellikle Başkan, “Kuntz kalacak” görüşünün sonuna kadar arkasında durabilecekler” mi?..
Bu soruların cevaplarını “onlara bırakarak” kendi görüşümü yazayım:
“Bu testinin su tutması” artık çok zor…
Ama, görüşüm odur ki; “bugün Türk Millî Takımı’nı istenen ve beklenen seviyelere çıkaracak” bir “yerli hoca” yok.
Kuntz’un gönderilmesine olumlu yaklaşmam için bir şartım var; gene “bir yabancı hoca” getirilmeli; “kimsenin itiraz edemeyeceği” en az Jesus kalitesinde…

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.