İşsizlik çözülür, peki mesleksizlik?

A -
A +

30’lu yaş ve üzeri ile konuştuğumda özellikle sorduğum bir şey var: Mesleğin nedir?

Bu soruya gelen cevaplar çoğunlukla ya yaptığı iş ya da okuduğu okul oluyor.

Ben de özellikle yineliyorum: “Hayır, hayır okuduğun okul değil, yaptığın iş değil mesleğin?”

30’un altındakilere de benzer şekilde “İleride mesleğin ne olacak?” diyorum. Yine doyurucu bir cevap alamıyorum.

Üniversite sayısı artarken meslekler, meslek ehilleri, ustalıklar azalıyor. Çok ciddi bir problem.

Bu anlatacağım hikâyeye çok şaşıracaksınız. Kendi işim olan el terminali sektörünün en büyük markası bir Amerikan markası, el terminalleri, barkod okuyucular, barkod yazıcılar üretiyor. En büyük müşterisi de yine bir Amerikan markası olan dünyaca ünlü bir perakendeci. Geçen sene “Teknik servisinize ürün gönderebilir miyiz?” diye İngilizce bir e-Posta aldık. “Tabii, gönderebilirsiniz” dediğimizde gelecek olan şeyi tahmin edemezdik.

Amerikalı ünlü perakendecinin kullandığı Amerikan malı el terminalleri, 8.000 km öteden İstanbul Yenibosna’daki teknik servisimize geldi. İki günde tamamı yapılıp geri gönderildi. Dövizle güzel bir gelir elde etmiş olduk. Ama benim kafamı kurcalıyordu bu durum.

Ben yazışmaya başladım ürünü bize gönderen kişiyle. “Siz bu işin merkezindesiniz, dünyanın en büyük perakendecisisiniz, üstelik kullandığınız marka da Amerikan. 8.000 km mesafeye uçakla bu cihazları neden gönderdiniz?”

Cevap çok enteresandı. “Ömer Bey, Amerika’da bu işin uzmanı çok sayılı insan var, onlar da çok az cihaza bakıyor ve size gönderdiğimiz cihazların tamirini burada yaptırsak 6 haftadan önce gelmezdi. Üstelik çok pahalıya yapılıyor burada. Uzmanı çok az olduğu için de astronomik ücretlere çalışıyorlar. Size cihazlarımız iki günde geldi, siz iki günde yaptınız, sizden bize iki günde geldi. Gönderdiğimizin 7. gününde cihazlar bizdeydi. Üstelik de buradakinden çok daha ucuza.”

Dünyada ustalıklar azalıyor. Mobilyacı, tesisatçı, elektrik teknisyeni, elektronikçi vs. Ve bu mesleklerin de neredeyse tamamı alaylı meslekler. Elbette okulu da okunabilir, okunmalı. Ama çekirdekten yetişmiş bir gencin bu mesleklerden herhangi biriyle hemhâl olması durumunda dünyanın hiçbir yerinde işsiz kalma ihtimali yok.

Peki biz ne yapıyoruz o hep çok övündüğümüz genç nüfusumuzu? Cevap çok basit: Motokurye. Pandemiyle birlikte o inanılmaz rağbet gören, kapış kapış kapışılan gencecik motosikletli kuryelerimiz iki tekerle kelle koltukta çalışıyor. Peki bu gençler 40 yaşında ne olacak? 45’te ne olacak? Ne yapacak?

İstihdamın zorlaştığı dünyada hiçbir istihdam yöntemini küçümseyemeyiz ama daha derin ve daha geriden bakmalıyız tabloya. Bizim nitelikli iş gücüne ihtiyacımız var. Dükkânların önlerinde “Vasıfsız işçi” ilanlarını gördükçe içim parçalanıyor. Benim gencim niçin vasıfsız? Niçin vasıfsız kalmaya mahkûm olsun?

40-45 yaş aralığında, geçmişte okuyamamış, meslek edinememiş vatandaşlarımızın yapması gereken güvenlik, motokurye, garson vb. Meslekleri 25-30 yaş arası gençler yaparsa hem 40-45 yaş arası vatandaşlarımız işsiz kalıyor, hem de 25-30 yaş arası geleceğin işsizler ordusunu büyütüyor çünkü mesleksizleşiyor.

“Herkes üniversite mezunu olsun” fikri elbette güzel bir idealdi ama içini dolduramadık. Şehirleri okullarla, okulları gençlerle doldurduk ama gençleri eğitimle, deneyimle dolduramadık.

38 yaşında hâlâ bir yandan üniversite okuyan biri olarak çok iddialı bir biçimde söylüyorum, “14 yaşında bir ustanın yanına verilerek okulla birlikte yarı zamanlı meslek öğretilen bir gencin hayatı boyunca ne para kazanma, ne işsiz kalma, ne de kimseye muhtaç olması ihtimal dâhilindedir.

 

Nasıl oluyor peki Ömer Ekinci bu dediğin?

 

İşte en başa dönüyoruz bu noktada, mesleğin ne? Ustan kim? Ustalığın ne? Neyi iyi yaparsın? Neyde ustalaşmaktasın?

Bu soruların cevabını bulmak zorundasınız gençler ve aileler.

Önümüz yaz ayları, çocuklarınızı çalıştırın, üç ay tatil yaptırmayın. Çocuklarımıza kıyamıyoruz, biliyorum, ama unutmayın, siz kıymazsanız hayat hiç acımaz.

Önümüzdeki dönem bütün bildiklerimizi unutacağız. İşe girmek için gençler şirketlere para ödeyecekler, bunu söylediğim için de bana kimse kızmasın. Ama iş oraya gidiyor.

Son not: Pandemi bitti. Pandemide her bulduğu genci işe alan, kurye yaptıran en büyük şirketlerden biri çalışanlarının %14’ünü işten çıkaracağını açıkladı. Gördüğünüz gibi, insan lazımdı, aldılar, ihtiyaç bitti, çıkarıyorlar. Peki bu süreçte kuryelik yapan gençler para ve hayatlarını riske etmek dışında ne elde etti? Bir meslek öğrendi mi? Cevabı size bırakıyorum.

 

Akıllı gençlik + Kalifiye Çıraklık + Gençken emek ve çaba = Huzurlu bir gelecek + Kaliteli bir istihdam

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.