Hokus pokus yok sihirli kelime fokus

A -
A +
Gençken her şey daha farklıydı. Arkadaşlarımızla oturduğumuz her sohbet masasından üç ayrı şirket fikriyle kalkardık. Fikirlerin birçoğunu hemen uygulamaya koyulurduk. Bazıları resmîleşirdi, bazıları fikir aşamasında kalırdı.
O zamanlar başarısız olma korkusu yoktu, kaybedecek pek bir şey de yoktu esasında. Gençliğin verdiği öz güven fena bir şeydi. “Her şeyi yapabilirim”, “Başkası yapabiliyorsa ben daha iyisini yaparım” gibi düşünceler havada uçuşuyordu.
Gençlikte bu gerekli aslına bakarsanız, o kadar çok işi, çok fikri denemeseydim birçoğu aklımda kalacaktı ve hep “Acaba?”lar olacaktı.
 
Mesela “Acaba e-Ticaret’e girseydim nasıl olurdu?” diye bir acabam yok, çünkü girdim, batırdım.
Mesela “Bir sosyal ağ kursam nasıl olurdu?” diye sormuyorum kendime çünkü “Quizy.me” diye bir sosyal ağ kurdum ve batırdım.
 
Quizy.me’yi nasıl batırdığımı da bir cümleyle özetleyelim, öyle bir patlama yaptı ki quizy.me, Şili’de, Brezilya’da 300 binin üzerinde üyesi oldu kısa sürede. Sonra bir baktım, ben İstanbul Yenibosna’da el terminali satan bir adamım, quizy.me ise Amerika’da Silikon Vadisi’nde dolaşarak, oralardaki etkinliklere giderek büyür. Yani fikir çok güzeldi ama ben o fikir için doğru girişimci değildim. Bir gece ansızın kapatıverdim. Finansal olarak olmasa da girişim-girişimci eşleşmesi hatasıyla batırmış oldum.
 
Mesela daha sosyal medya ajansı fikri çok yeniyken şu an Türkiye’nin en büyük ajanslarından biri olan ve yurt dışına satılan bir ajansın dört kurucusu arasındaydım. Hatta şirketin domaini bile benim üzerime kayıtlıydı. Birkaç hafta sonra ortaklarımla anlaşamayacağımı anladım çünkü ticareti bilmiyorlardı. Çok da zeki insanlardı, elbette hızlıca öğrenirlerdi ama onlar öğrenene kadar ben sinir hastası olurdum. Olan sağlığıma olurdu. Bir ay içinde bıraktım ortaklığı ve ayrıldım.
 
Aslına bakarsanız bu kurma batırma denemelerinin hepsi için kendime bir zaman sınırı belirlemiştim. 30 yaşıma kadar tüm denemelerimi yapıp odaklanmak istediğim işi seçmiş olacaktım. 30 üst sınırdı, 28 yaşımda ne yapmak istediğime karar vermiştim. Aile işimize odaklanmak istiyordum. El terminali satacaktım.
 
Daha önceki tüm denemelerimi de baba işimden kazandıklarımdan finanse etmiştim. Odaklanma kararı alınca tüm mesai arkadaşlarımı topladım ve helallik istedim. Onların yaptığı işlerden kazandıklarımı başka işlere yatırmıştım. Oysa onların yaptığı işten kazandığımı yine Desnet’e yatırsaydım belki Desnet daha büyüktü, belki daha büyük bir ofisteydik, belki şartları daha iyi olacaktı. Bu yüzden helalleştim. Ve bir de söz verdim, “Bundan sonra Desnet’ten kazandığımı başka işlere, sektörlere yatırmayacağım” diye. Sözümü de tuttum.
 
Parayı yönetmekte çok mahir oldukları söylenen Yahudi tüccarların çok meşhur bir sözü var. “Hiçbir insanın ömrü birden fazla iş yapacak kadar uzun değildir” diyorlar.
 
Bu sözün etkisi var mı bilemem ama odaklanmakta hayır olacağına inanıyordum. Bugün ise odaklanmanın, bildiği işi yapmanın başarıya giden en güçlü yol olduğundan eminim.
 
Hem Peygamber Efendimizin hadis-i şerifinde, hem de Nisâ Suresi 58’de buyurulan “Allah size, emanetleri ehline vermenizi
ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor.” ayetinde vurgulanan işi ehline vermek sözünü bir ters çevirirsek ne çıkıyor?
 
İşi ehline verelim demek aynı zamanda da “Bir işi, o işin ehliysen al” ya da “iş yapmak istiyorsan işinde ehilleş” demek değil midir? Yani bu sözü uygulamak, odaklanmak ve uzmanlaşmak aynı zamanda hem sünnet hem de Kur’ân’da buyuruluyor.
Yaş 40’a yaklaştığından beri hiç kimsenin birden fazla işi hakkıyla yapabileceğine inanmıyorum. Ekonomik durumlar kötüleştiğinden beri de çevremde “Ek bir şeyler yapmalıyız” cümlesini çok duyuyorum. Elbette gelirleri arttırmamızı mecburileştiren bir dönemdeyiz. Ama bunu başka sektöre girerek yapmak, bildiğiniz işteki gelirinizi artırmaktan çok daha zor.
Kimse bulunduğu sektörde elleri cebinde sizi beklemiyor. Adı üstünde, kriz dönemi, herkes tavuğun suyunun suyunu kaynatıp çorba yapmanın peşinde.
 
İşin sırrı, püf noktası, sihri filan yok. Yaptığınız işi iyi değil, daha iyi değil en iyi yapmanın zamanı.
Hokus pokus yok, zaman hokus fokus zamanı.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.