Kazanın öldüğüne inanamamak!

A -
A +

Nasıldı meşhur Nasreddin Hoca hikâyesi, hatırlayalım:

Hoca, komşusundan bir gün bir kazan ödünç ister. İade ederken de hem teşekkür eder hem de içine küçük bir kazan koyar. Komşusu merakla bu küçük kazanı sorunca,

- 'Bizde iken kazanın doğurdu' der.

Komşusu buna çok sevinir. Aradan zaman geçer. Hoca yine komşusundan kazanı ödünç ister. Komşusu da sevinerek verir. Bu defa aradan günler, haftalar geçer, Hoca’dan ses çıkmaz. Nihayet bir gün komşusu konuyu açmaya karar verir:
- 'Hoca, bizim kazan ne oldu?' diye sorar. Hoca da üzgün bir ifadeyle:
- 'Senin kazan öldü. Nasıl söyleyeceğimi düşünüp duruyordum' der. Sinirlenen komşusu:
- 'Hoca'm ne diyorsunuz? Hiç kazan ölür mü? Canlı mı ki ölsün?'
- 'Doğurduğuna inanıyorsun da ölünce neden feryat ediyorsun!..'

...

Şimdi... Doların adil değerinin 18,35 TL olduğuna nasıl inanıldıysa, 10,20'lere kadar düşünce "bu nasıl olur" diye sormak, "kazan hikâyesi" gibi oldu herhâlde!.. Ama iktisatta rakam gerçektir, sebep ne kadar suni olsa da... 18,05'ten yüklü miktar dolar alana da tanıklık ettim, 1.030 TL'den parasını gram altına yatıranı da duydum. Maalesef bu süreçte mağdur olan küçük yatırımcılar, azımsanmayacak kadar var. Şimdi oyunun kuralları yeniden yazıldı. TL'deki kazanç, dövize endekslendi. Dolar 10,99'dan haftayı tamamladı. Bundan sonrasına ilişkin dikkatimi çekenleri yazıyorum: 

1- Türk lirasını özendirme paketi, kısa vadede döviz kurları üzerinde baskı oluşturmaya devam edecek gibi görünüyor. TCMB'nin, aralık ayının başında dövize ilk müdahalesinin 13,80'ler civarında gerçekleştiğini görmüştük. Bu ilk müdahalenin seviyesi, aslında "rahatsız olunan sulara açıldığının" da göstergesiydi ve "kısa vadeli bir tepe" aranacaksa, öncelikle bu noktaya odaklanmak gerekecek. 

2- Hazine, mevduat getirisini aşan kur artışı kadar ek getiri vadettiyse, dövizin tekrar şiddetli artışına izin verilebilir mi? Ve böylece bütçe üzerinde fazladan bir yük oluşmasına göz yumulabilir mi? Çünkü Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, "devletin, elindeki her kozu gerektiğinde kullanacağını" vurguladı. Bunu da bir kenara not edelim... 

3- Bankalar, korumalı hesaplar için TCMB politika oranı olan yüzde 14'ün en fazla 3 puan üzerinde getiri sunabilecekler. Yani yıllık bazda yüzde 17... Bu, mevcut enflasyonun da, gelecek enflasyon beklentilerinin de altında bir getiriye işaret ediyor. En azından bugün için... Önümüzde bir şans dönemi var. Bu süreçte fiyatlarda kalıcı bir düşüşün yakalanması çok önemli olacak. Yani "param değer kaybetmeyecek", "alım gücüm düşmeyecek" algısını tesis etmek durumundayız. 

4- Düşük döviz kurlarının özellikle ihracat tarafını rahatsız ettiğini biliyoruz. Bu da "dolarda ne kadar düşüşe izin verilir" sorusunu gündeme getirdi. Bu soruya da TCMB Başkanı cevap verdi zaten; "piyasaya alım yönünde müdahalelerle döviz rezervini güçlendirme" söz konusu olabilecek. Böylece "kurları öngörülebilir seviyede" tutarak, ihracatçının önündeki toz bulutu dağılacak. Geçen hafta gördüğümüz en düşük seviye 10,15 TL... İlk destek olarak burası önemli olacak gibi görünüyor. 

5- Borsaya bir paragraf açalım. Neydi hikâye? İhracatçı şirketlerin geliri artacağından, o şirketleri alalım... Döviz bazında endeks çok ucuz kaldı vs... Burada da rüzgâr sert şekilde tersine döndü. İhracatçı şirketler, dövizle birlikte hızla değer kaybetti. Faiz indirimlerinden olumlu etkilenen bankacılık sektörü ayrıştı. Endekste 2.407 de 1.726 da bir hafta içinde görüldü. Borsa, cuma günü "dönüşe" işaret eden "yeşil bir mum çubuk" ile yeniden 1.891'e yükseldi. Kısa vadede endekste 1.700-1.800 bandı "taban" gibi görünüyor. Evet; piyasa sakinleştikçe, enflasyon ortamında iyi alternatiflerden biri borsa olacak gibi görünüyor. Alırken kazanmak kaydıyla ve seçici olmak, vadeyi de orta-uzun tutmak şartıyla...

SONUÇ: Çok yükselirken alınmaz, çok düşerken satılmaz. Her tercih, bir vazgeçiştir. Yanlış tercih, doğru yaşanmaz...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.