Enerji krizinde dünyanın dört umudu

A -
A +

Dünya pandemi ile mücadelesini sürdürürken, aynı döneme denk gelen küresel iklim değişikliğinin etkileri ve artan jeopolitik riskler de küresel ekonomiyi olumsuz etkiliyor. Bu olumsuzlukların en başında, doğalgaz kaynaklı gaz ve elektrik krizi geliyor. Yaşanan gelişmelere bakınca;
- Enerji emtiaları üzerinde artan talebe bağlı enflasyonist baskılar, fiyatları yukarı taşıdı.
- Sert geçen kış aylarında tüketimin yükselmesi, yukarı yönlü baskıları tetikledi. 
- Kurak geçen 2021'de debiler düştü, barajlardan enerji üretimi geriledi.
- Dünya genelinde fabrikalarda artan kapasiteler, daha fazla enerji tüketimini başlattı.
- Kripto para madenciliğinin yayılması da dünyanın enerjisini tehdit ediyor.
- Rusya-Ukrayna başta olmak üzere yaşanan jeopolitik gerilimler, enerji fiyatlarını olumsuz etkiliyor. 
Bu maddeleri çoğaltabiliriz... Nitekim dünya, daha önce hiç karşılaşmadığı bir enerji krizi yaşıyor.

Türkiye'yi de yakından ilgilendiren ve Avrupa'da derinliği en fazla olan Hollanda merkezli doğalgaz ticaret noktası TTF'de işlem gören vadeli gaz kontratlarında fiyatlar, salgının başlarında megavatsaat başına 3,75 avroya kadar gerilemişti. Aynı gazın fiyatı, Aralık 2021'de 190 avroya dayanarak tüm zamanların rekorunu kırdı. Şubat ayının başlarında ise gaz fiyatı, yaklaşan bahar ayları beklentisiyle 80 avronun altını gördü. Geçen yıl şubat ayında ortalama fiyat, 20 avro civarında bulunuyordu. Sadece bir yıllık artış, yüzde 300 seviyesinde gerçekleşti.

2022’nin başlarında dünyanın en çok endişe duyduğu bir gerilim de Rusya-Ukrayna krizi... Her an sıcak çatışmaya dönme riski taşıyan bu kriz sebebiyle de enerji fiyatları diken üzerinde. AB, gaz ihtiyacının yaklaşık yüzde 40'ını karşıladığı Rusya’ya alternatif olarak LNG ithalatını artırıyor. Avrupa'da LNG'ye olan talebin artmasıyla birlikte Mart 2022 vadeli kontratlarda fiyatlar 25 dolara dayandı. LNG fiyatı, talebin düştüğü ve arzın arttığı 2020'nin ilk yarısında 1,8 dolara kadar gerilemişti.

Yine Avrupa’da yıllar itibarıyla elektrik üretiminin ortalama yüzde 20'si doğalgazdan karşılanıyordu. Kuraklık sebebiyle hidroelektrik santrallerde üretim hissedilir şekilde düşünce, gazın payı yükselmeye başladı. Bu da gazda ekstra talep ve fiyat artışını besledi. Kıtanın en büyük ülkesi Almanya'da gaz depolama tesislerindeki doluluk da ocak sonu itibarıyla yüzde 35’lere kadar geriledi. Bu oran, pandemi öncesi yıllarda yüzde 80-90 düzeylerinde tutuluyordu.

Dünya enerji piyasalarında arz, talep, stok durumlarındaki bu bozulmalar sürerse, enerji krizinin bir süre daha devam etmesi mümkün görünüyor. Ancak bazı şartların gerçekleşmesi hâlinde, yaşamakta olduğumuz kriz bir miktar da olsa çözülebilir. Ana hatlarıyla 4 başlıkta toplanan bu şartlara kısaca bakacak olursak;

1-Merkez bankalarının devreye girerek faiz silahını kullanmaya başlaması, dünyada aşırı talebi dizginleyecek. Böylece endüstride artan enerji tüketimi gerileyecek. Bu ihtimal, özellikle FED’in faiz artışları sonrasında orta vadede etkisini gösterecek bir seçenek olarak görülüyor.
2-Rusya-Ukrayna geriliminin sıcak çatışmaya dönüşmesi önlenirse, enerji tedariki üzerinde kara bulutlar dağılacak. Bu ihtimal tamamen tarafların tavırlarıyla netleşecek. Son durum itibarıyla gerilim hâlâ yüksek seyrediyor.
3-‘Omicron’ ile son perdeyi oynadığı düşünülen Covid-19 pandemisi biterse; stok yapma, saklama eğilimleri azalır, aşırı talep ortadan kalkar, hayat normale döner. Dünya şu anda en fazla bu seçeneğin gerçekleşeceğine inanıyor. Vaka sayıları artsa da ölüm ve yoğun bakım hasta sayılarında yaşanan düşüş ve aşıların da dünyanın artık birçok noktasına ulaşmış olması, salgın kaynaklı riskleri minimize edecek gibi görünüyor.
4-Dünya nüfusunun 4’te 3’ünün yaşadığı Kuzey Yarım Kürede bahar ve yaz aylarının yaklaşması, ısınma amacıyla kullanılacak gaz talebini düşürecek. Bu, her yıl yaşanan bir gerçek… Isınma amaçlı gaz talebi, en azından önümüzdeki üç mevsim boyunca hissedilir şekilde azalacak. Bu, şüphesiz enerji fiyatları üzerindeki baskıyı hafifletecek.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.