MHK Başkanlığı ya da üyeliği nasıl bir duygudur?

A -
A +

Şu günlerde bazılarının içi kıpır kıpır!. Kulaklar telefonda, gözler telefonun ekranında. Hakemlik yapmışsın, gözlemcilik yapmışsın ama hiç MHK'yı tatmamışsın! Ya da MHK'yı tatmışsın! Tadı damağında kalmış! Senle ters düşmüş bir sürü insan vardır. Hesap görme zamanı geliyor demektir. Kollaman gereken bir sürü hakem-gözlemci vardır. MHK'ya girdiğin anda yıllardır çalmayan telefonların susmaz artık! Eşin-dostun artar! Ömrün uçaklarda, havaalanlarında, otellerde geçer. Müthiş bir Milli Takım taraftarı olursun! Siyasi kimliğin hiç önemli değildir artık! Başbakan'a, hükümete, federasyon başkanına hayranlık duymaya başlarsın. Türk futbolu gözüne çok şirin gelmeye başlamıştır. O MHK'yı, hakemleri ve federasyonu ekranda ve köşelerinde paramparça eden insanlara duyduğun sempatiden ve muhabbetten eser kalmaz. Ülke, gözüne çok güzel görünmeye başlamıştır. Hiddink dünyanın en iyi hocası olmuştur. Artık gözünüzde hakem hataları, insani olmaya başlamıştır. Kasıt asla yoktur. Tayinler hep iyi niyetle yapılmıştır. MHK koltuğuna oturulduğu gün; o en karamsar adam gitmiş, yerine dünyanın en iyimser adamı gelmiştir. MHK koltuğuna oturamadığınız takdirde de yukarıda yazdıklarımı tersten düşünün. Şu günlerde yemin etmeye hazırlanan milletvekillerimizden ve yeni kabinede bakanlık bekleyenlerden çok daha heyecan içinde Türk hakemliğine hizmet için çırpınanlar var! Şansları bol olsun! Tek aday! Futbol Fedarasyonu Başkanlığı için tek aday iyidir! Futbol ailesi bölünmüyor. Kamplar oluşmuyor. Senin adamın, beni adamım olmuyor! Tek aday kötüdür! Mehmet Ali Aydınlar "koltuk garanti olduğu için" pek uzlaşı aramıyor. Ya da uzlaşı aradığı insanlar sırça köşklerde. Kapıyı çalanlar var! Kulüp başkanlarının yakın çevresine MHK'da olmak ya da MHK kurabilmek için ulaşan isimler kulağımıza geliyor. Kulüplere "Bize bu görevlerde ihtiyaç var" diye haberler gönderiliyor. Ne yazık ki: bunların içinde MHK Başkanlığı yapmış olanlar bile var! Yeri ve zamanı gelince bu sütunlarda bu isimleri dilerim yazmamıza gerek kalmaz. Bir kulübün kapısını çalıp MHK'ya talip olandan, mutlaka zamanı gelince bir şeyler de istenir! Sen kapıyı çalarsan, senin kapını da çalarlar! Nasıl bir MHK? Yeni MHK'yı kim ve kimlerden kuracak? Bu soru şu günlerde hakem camiasının en çok merak ettiği konu? Uzun yıllar hakemlik yapanların kişisel rekabet ortamında birbirlerini yemekten ve birbirlerine saygı duymamalarından dışarıdan biri MHK Başkanı olacak gibi! FIFA kokardı, dernek tartışmaları, aralarındaki rekabet belki böyle bir durumu mecbur kılmış. Önceleri MHK'lar yapılırken bilgi, birikim, yöneticilik, kariyer sahibi olanlar tercih edilirdi. Ama bugün maalesef bu değerler kıstas değil artık! Kabiliyet ve değer sahibi olanlar "out!" Başkanlarla temas kuranlar "in" oldu artık! Yöneticilere yakın olanlar görev alma derdinde. Hakemliğin her neferi "görev istenmez, görev verilir ilkesine" sadık kalsaydı bu camia bugün dimdik ayakta dururdu! Ama nerdeee? Peki her nefer böyle mi? Hayır! Hakem yetiştirmiş, emek vermiş, liderlik yapmış, eğitim vermiş, en ücra yerdeki hakeme kol-kanat germiş değerler var mı? Az da olsa var! Şu an için kendisi pek sıcak bakmasa da Ufuk Özerten en büyük aday. Yılların yöneticisi. MHK Başkanlığı yaptığı dönemde başarılı mıydı? Başarılıydı! Teknik ve idari konularda doyurucu bir kadro kurmuştu. Bugün çok ehil bölge sorumlularına ihtiyaç var. MHK'nın toplantı, eğitim, çalışma ve seminerlerine katılamayacak olanlar kurulda olmamalı. Artık bu iş hobi değil, profesyonel çalışma istiyor. Yarın tatile çıkıyorum. Haftaya bugün başta MHK ve diğer kurullar belli olmuş olur. Giden MHK'nın karnesini, gelen MHK'nın analizini tatil boyunca yaparız.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.