Ne oldum demeyeceksin!

A -
A +

Daha geçen hafta! Futbol Federasyonu Genel Kurulu'nda güç-kuvvet hepsi ondaydı! Türk futbolunun en güçlü figürü oydu. Maçlarda Valileri, Emniyet Müdürlerini azarladığını gazeteler yazıyordu. Hakemlerin odalarının kapılarını tekmeliyordu. Federasyonun kurullarını, hakemleri en ağır şekilde suçluyordu. Maçları protokol tribününde Genel Kurmay Başkanları ile izliyordu. Başbakana yakın görüntü veriyordu. Bunlar yetmedi şampiyon olduktan sonra da "Medyayı da temizleyeceğim" deme noktasını bile aşmıştı. Gazetecileri fırçalıyor, jipini üzerlerine sürüyordu. İş TV programlarını dizayn etmeye kadar varmıştı. Medyada da ona itaat etmeyi iyi becerenler vardı. Yıkılması mümkün değildi. Rakip çıkmıyordu. Kulüpler Birliği kontrolü altındaydı. 3 Temmuz 2011 Pazar sabahı bu krallık yerle bir oldu. Bu noktayı kimse hayal edemezdi. Şampiyonluklar, tesisleşme, kurumsallaşma, ürün pazarlaması, borsa, yayın gelirleri, transferler, gol krallığı, stat başarısı bütün bunlar 3 Temmuz sabahı bir anlam ifade etmemeye başladı. Bu noktayı kimse hayal bile edemezdi. İş adamı olacaksın, hukukçu olacaksın, bu kadar yıllık futbol yöneticisi olacaksın bu kadar gayri meşru yolları nasıl tercih edersin? Hırs aklı örtmüş! Tarihin en başarılı başkanı olmaktan, tarihin en karanlık adamı olmaya giden bu süreç herkese ibret olmalı. MHK ne yapacak? MHK için zaman dar! Gözlemci ve hakem klasmanlarını yapmak kolay değil. Pazar günü toplanıp son kararı verecekler. Bu kurulun şu anda yapacağı klasmanlar tartışmaya sebep olacaktır. Durumu ölçmeleri kolay değil. En iyisi mevcut yapıyla devam edip yeni sezonda ya da devre arasında bir değerlendirme yapmak daha doğru olacaktır. Hakemlerden ve MHK'dan helâllik alacak mısınız? Meslektaşlarımız, taraftarlar, futbolseverler hakemlerin işe çok karıştığını her zaman iddia ederler. Hatta hatalı değil kasıtlı maç yönettiklerine inanırlar. Ben bu sütunlarda defalarca futbol ailesinin en temiz grubunun hakemler olduğunu yazmışımdır. Çok da ağır tenkitler alırdım. Hakemlerin temizliğini ve dürüstlüğünü sorgulayanların işte hali!.. Bu Bülent Uygun Sivas'ta iken her hafta hakemlerle ilgili bir proje sunardı. Hakem eğitim ve yönetimini kendine dert ederdi. Hep ahkam keserdi. Bilim adamı, sosyolog gibi konuşur dururdu. Hakemleri bu pisliklere bulaştırmak için çaba sarfedenler de var. Ama nafile!.. Ne oldum demeyeceksin! Amasya'dan geçtim! Tatildeyim. Samsun'dan memleketim Erzincan'a giderken Amasya'da Bünyamin Gezer'in misafir oldum. O ağır bir idman yapmıştı. Irmağın başındaki Amasya Mutfağı'nda birlikte kahvaltı yaptık. Amasya'da kısa bir şehir turu attık. Adeta bir Avrupa şehri. Modern ve tertemiz bir şehir. Eski hakem, emekli öğretmen ve şimdi gazetecilik yapan Aydın Pelitli bize eşlik etti. Çok şeker ve çok tatlı bir amca (74 yaşında delikanlı) ile karşılaştım. Beni tanıdı. Bu amca Bünyamin Gezer'in babasıydı. Satılmış amca, Bünyamin'in arkasındaki en büyük güç! Neden mi? Sürekli oğluna dua ediyor. Oğlunun en büyük taraftarı o! Medyayı çok yakından takip ediyor. Bünyamin Gezer yeni sezona memleketinde hazırlanıyor. Oldukça kilo vermiş. Ve çok dinç bulduk kendisini. Yeni MHK'yı nasıl buldum? Herkes bana soruyor! Yeni MHK'yı nasıl buldun? Yusuf Namoğlu güven duyulan ve saygın bir isim. Biraz uzak kaldığını düşünenler var. Ama mentörlük yapıyordu. Hakemleri tanıyor. Hakemlere vizyon verebilecek bir karizmaya sahip. Bedri Dölkeleş'i yakından tanırım. Kurumsallaşmayı, sistemi hastalık derecesinde sever. Çalışkandır ve üretkendir. Metin Tokat çok kibardır. Pozitif enerji verir. Çok yakın dostu Oğuz Sarvan'ı çok ağır eleştiriyordu. Zaman zaman kalemi çok kırıcı oluyordu. Bakalım şimdi neler yapacak? MHK koltuğu ile medya koltuğu arasındaki farkı tatmış olacak. İlhami Kaplan gözlemcilik döneminde hakemlerin en sevdiği isim olarak dikkatimi çekiyordu. Vizyon sahibidir. Hakemler için güzel bir örnek olacaktır. Özel hayatındaki başarısını burada da sürdüreceğine inanıyorum. Galip Bitigen ve Zihni Aksoy eski kuruldan devam ediyorlar. Yavuz Karaozan, Yusuf Namoğlu ile dernek yönetiminde beraberlerdi. Çizgisini korumuştur. Alican Lakot, Trabzonspor'un hiçbir kurula üye vermemesine rağmen Trabzon şehrinden MHK'ya girdi. Temsilciler Kurulu'ndaki Adnan Müftüoğlu, çok sevdiği kurul arkadaşlarından Trabzon baskısı yüzünden ayrıldı. Alican Lakot, bundan önceki kurul üyeliği döneminde Karadeniz hakemlerini çok üzmüştü. Dileriz bu sefer sevindirir. Yahya Diker eğitimci kişiliği ile İstanbul hakemliğini kucaklamalı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.