Ders niteliğinde bir hikaye!

Macar hakem Viktor Kassai, henüz 35 yaşında iken 2010 Dünya Kupası'nda yer almıştı.                2011 Şampiyonlar Ligi finalini yönetti.    EURO 2012'de Ukrayna-İngiltere maçı 2'nci ve son maçı oldu. Terry kaleye giden topu çizgiyi geçtikten sonra çıkarmıştı. Çizgi hakemleri Kassai'yi uyarmayınca, Macar hakem ülkesine gönderilmişti. Kassai, böyle bir travma yaşamıştı.
Ülkesinde bir basın toplantısı düzenlemiş ve şunları söylemişti;
"Maçın yüzde 99'luk bir bölümünde çok iyi bir yönetim gösterdikten sonra tek bir vahim hata yapmak şanssızlıktı. Her hakem sahada canlı pozisyonlara birkaç santim için saniyenin kesirlerinde herhangi bir kamera açısı ve görüntü olmadan karar vermek durumunda kalır. Diğer kararlarımız doğru olsa da bu hatalıydı, saklayacak bir şeyimiz yok. Ekibim en iyi hakemlerden kurulu, geçtiğimiz yıllarda kalitelerini ortaya koyarak pek çok defa beni hata yapmaktan kurtardılar. Başarılarda olduğu gibi bunun da sonuçlarına beraber katlanacak ve yolumuza beraber devam edeceğiz. Her şey güvenle ilgili. Eğer yarın bir maçımız olsa, tekrar aynı yardımcılarla yola çıkıp yine benzer kararlarını kabul ederim. Ekibimizin bütün üyeleri işlerinde en iyiler ve hazırlıklarını eksiksiz yaptılar. Şüphesiz hatalar bizim için iyi değil, ancak çalışmalara devam etmeliyiz, sahnede daha fazla kalamayız, yeni görevler bizi bekliyor. Biz profesyoneliz, çalışmaya devam etmeliyiz." 
4 yıl önce Kassai'nin bu sözleri için bu sütunlarda, "MHK'nın yerinde olsam, bunu bütün hakemlere ders olarak okuturum. Ekip ne demek, vefa ne demek, hepsi burada var!" diye yazmıştım. 
Kassai'yi FIFA da 2014 Dünya Kupası'na çağırmamıştı. 
Ama bu akşam Paris'te EURO 2016'daki Fransa-Romanya açılış maçını Kassai yönetecek. Maçı 1 milyar kişi izleyecek.
UEFA, iade-i itibarda bulunmuş.
Ben olsam bu hikâyeyi hakem eğitimlerinde her yıl kullanırım. Buradan çıkarılacak o kadar çok ders var ki... Federasyonlara, MHK'lara, kulüp başkanlarına, hakemlere, uzman hakem otoritelerine, medyaya...

Ölçü olmayınca!
Klasmanlar açıklanmadan önceki hakem-gözlemci psikolojilerini yıllardır takip eder ve iyi bilirim.
Hiç bu kadar tedirgin oldukları bir dönemi hatırlamıyorum.
Eskiden hakem şunlara bakardı. 
Atletik testi geçebilecek miyim?
Kural sınavından 100 aldım ya da 80'lerde kaldım!
Maç sayım az oldu, çok oldu!
Gözlemci notlarım kaç?
Bu sezon bunların hiçbirinin anlamı ve değeri yok.
Kendinizi bu hakemlerin yerine koyun! Elinizde az-çok bir parametre olsaydı; sıralama, derdiniz. 
Şimdi bu yok! Kim daha çok bastırıyorsa! Siyasetçi, iş adamı, kulüpçü, hatırlı kişiler...
Bu camiada hangi hakemin hangi gücü nereden aldığı asla gizli-saklı kalmaz! 

Bizden söylemesi!
MHK, son 11 ay içinde 4. defa talimat yeniledi.
Talimatlar çok sıkıcı ve sevimsiz bir konudur. Çok kısa ve özet geçeceğim. 
Klasmanlar yapılırken herhangi bir ölçü-kriter yok. 
Tahkim Kurulu'nda görev yapmış çok sayıda üye ile görüştüm. Durumu anlattım. 
Söyledikleri çok net: "Tek bir hakem ya da gözlemci müracaat ettiği anda bu klasmanlar iptal edilir! Tartışması bile olmaz. MHK bu tutumuyla ortaya bir kriter koymayarak yetkisini hukuken Tahkime bırakmıştır!"
Sizi fazla hukuki terimlere boğmak istemiyorum.
Mevcut Tahkim Kurulu'na güveniyorum ve güvenmek istiyorum. Tabi Tahkime gitmeyi göze alan çıkarsa. 
Yani hukuk işlerse; bu klasmanlar çok baş ağrıtacaktır. 

İşte TRT farkı!
EURO 2016'daki 51 müsabakanın 32 tanesi TRT 1, 17 tanesi TRT Spor, 2 tanesi ise TRT Haber'den yayınlanacak. Maçları 7 usta ses Levent Özçelik, Ersin Düzen, Kerem Öncel, Erdoğan Arıkan, Hünkar Mutlu, Yalçın Çetin ve Alper Bakırcıgil anlatacak.
Turnuva öncesi bu 7 spiker arkadaş geçtiğimiz günlerde MHK'dan yeni oyun kurallarıyla ilgili olarak eğitim talep etti. Ve bilgilerini yenilediler. 
Acaba uzman yorumculardan şimdiye kadar siz hiç böyle bir talep duydunuz mu? 

60 bin hakem haberi!
Medya Takip Ajansı Interpress'in yazılı basında yapmış olduğu araştırmaya göre, liglerin başladığı ağustos ayından bu yana hakemler hakkında 60 bine yakın haber çıkmış. Interpress, 3 bine yakın ulusal, bölgesel ve yerel gazete ile dergiyi incelemiş. Hakemler yazılı basının kıymetini bilmeli (!), özel bir ajansları olsa bu kadar yer bulamazlardı.