“Hakem tayini” en güzel eğitimdir!

20 yıldır hakem yazıyoruz. Bir MHK Başkanı’nın sadece 2-3 haftalık hakem tayinlerine baktığımızda; aklından geçenleri, zihniyetini, ideallerini anlamak mümkün oluyor.        Haftalardır bu MHK’nın çok hatalı tayin yaptığını yazıp çiziyorum.
Bir hakem hata yaptığı zaman eğer bunun bedelini öderse; hata yapmama refleksleri ciddi şekilde güçleniyor.
1) Siz o hatayı görmezseniz;
2) Gözlemci bile bile yerse;
3) Maç vermeye devam ederseniz; 
Hakemlik iyiye, güzele, doğruya gider mi?
11 haftadır genel gidişat böyle!
MHK kendisini ve etrafı şöyle kandırıyor;
Efendim, İngiliz hakem Clattenburg da hata yapıyormuş ama maç almaya devam ediyormuş.
Şimdi bunun neresini düzeltelim?
Şampiyonlar Ligi, UEFA Avrupa Ligi’nde üste üste maçlar. İzlanda-Türkiye maçını yönetti. Yani hiç boşu yok! Doğrudur!
Clattenburg’u sizin hakemlerle mukayese etmeye kalktığınızda zaten sizinle konuşacak bir şey kalmıyor ki!
Maçında bir tane siyah-beyaz hata yapan hakemin performansı başka bir şey!
Birkaç kartı atlamak, kemiksiz penaltıları görememek... Yardımcı hakeminin fırça yemesini, üzerine yürünmesini, görmezlikten gelmek başka bir şeydir!
İzlanda-Türkiye maçında Emre Mor yardımcı hakeme doğru 3 adım attı, Clattenburg sarı kartı suratına yapıştırdı.
Ben bugünden söylüyorum; 1980’lerin hakemliği, Türkiye’de hüküm sürmeye başlamıştır. Bunu bir kenara not edin!

MHK plajla meşgul!
Futbol Federasyonu’nun “iyi niyetli” değerli yöneticileri olup bitenlerden haberiniz var mı?
Biliyorum; hakem dünyasında olan biten her şeyi bu sütunlardan haberdar oluyorsunuz. Ama size Riva’da doğrular söylenmiyor. 
Geçen hafta Süper Lig ve TFF 1.Lig’de görev yapan yaklaşık 80 yardımcı hakem 13 Kasım Pazar günü İstanbul’a çağrıldı. Havaalanından onları alacak arabalar yoktu! Haber verilmemiş. Ellerinde program yok! Eğitim yok! Karşılayan yok! Bilgi veren yok!
Gece geç saatlerde ısrarlar üzerine ertesi günkü atletik testlerin saatini öğrenebildiler. 
Koşu başladı, başlarında bir tane MHK üyesi yok. Koşunun ortalarında bir MHK üyesi gelebildi.
Tarihte bir ilktir. Eğitim almadan evlerine döndüler. 80 hakemin İstanbul’a geliş-gidiş masrafını bir hesap edin!
Dün TFF sitesindeki resimde gördüm; MHK Plaj Futbolu seminerine tam kadro katılmış (!)
Hakem atamayı, eğitimi unutun! Sakın plajı ihmal etmeyin!

Yorum yok!
8 Ekim’de Halis Özkahya evlendi, düğüne hiçbir MHK üyesi katılmadı.
14 Kasım’da Arda Kardeşler evlendi, düğüne MHK Üyesi Murat Ilgaz ve UEFA Hakem Mentörü West Larsen katıldı.

Profesyonellikten geriye dönülmez!
Türkiye’de “profesyonel hakemlik” en az 10 yıl tartışıldı.
Sonunda gerçekleşti. Uygulamada bazı tarafları eleştirilebilir. 
Ama hakemleri maaşları üzerinden suçlamak çok insaflı olmaz.
Hakemlik artık 10 ya da 20 yıl önceki gibi değil! Ciddi bir mesai ve emek istiyor.
Bir Süper Lig hakemi şu anda kendisine ait bir işyerini yönetmeye zaman bulabilir mi?
Bir Süper Lig hakemi, özel sektörde iş bulabilir mi? Mesleğini kamuda ne kadar icra edebilir?

Yusuf Abi! 
Sevgili Yusuf Namoğlu, siz her zaman saygı ölçülerini korumuş bir yöneticisiniz.
Geçen hafta Süper Lig gözlemcilerini seminere aldınız. Onlara birer takım eşofman dağıttınız. 
“Kurulunuzdaki arkadaşın” gözlemcilere hitabı şu:
“Kıymetimizi bilin. Silivri seminerlerinden bu yana ilk defa eşofman gördünüz!”
Yusuf Abi, o eşofman mağazalarda 70 liraya satılıyor. Sponsor, size 30 liraya veriyor.
Bu gözlemciler geçmişte kurul üyeliği ve başkanlığı yapmış arkadaşlar. Yarın yine o koltuklarda olurlar.
Hep böyle üst perdeden konuşmak, aşağılamak bir MHK üyesine yakışıyor mu?
Bu arkadaş her kurula geldiğinde bunu yapıyor. Hakeme, gözlemciye hep gider yapıyor. Hakemlik geçmişi nedir? Yaptırdığı il hakem kurulu atamaları ortada. Her biri başlıca bir skandal. Acaba onu bir tane seven hakem veya gözlemci var mı?

İşte burası çok komik!
Geçen hafta TFF 1.Lig hakemlerine eğitimde MHK şöyle seslenmiş; “Korkmayın, neden korkuyorsunuz?”
Bence moralleri çok bozuk olan bu klasmandaki hakemleri en çok bu güldürmüştür!