Hata yapan hakemi maça boğuyorlar!

Sezon başından beri bu böyle!
Hakem tayini en iyi eğitimdir.
Tayin; MHK’nın taleplerini hakemlere veren en güzel mesajdır.
MHK, hata yapan, kural hatasını zorlayan hakemleri ödüllendirmeden geçemiyor.
Hakemler de doğru yaptıklarını sanıyorlar!

FAHİŞ HATA (1)
2. Lig’e çıkma finali olan Altay-Kocaeli maçının hakemi Volkan Bayarslan’dı.
Maç naklen yayındaydı.
Penaltı atışında, penaltıyı atan oyuncu bir başka oyuncu oynamadan tekrar oynarsa aleyhine endirekt serbest vuruş verilir.
Bu müsabakada penaltıyı kullanan oyuncu direkten dönen top, kaleciye temas ettikten sonra penaltı kullanan oyuncu tarafından oynandı.
Buraya kadar her şey normal.
Hakem Volkan Bayarslan, oyuncunun aleyhine endirekt serbest vuruş verdi.
Demek ki; gol olsaydı, iptal edecekti.
Bu skandala imza atan hakemin, yarın TFF 1. Lig’de maçı var.
Altaylı oyuncu o topu kaleye soksaydı; bu maç bugün masadaydı. Tekrar edilmesi gerekecekti.

FAHİŞ HATA (2)
Ey benim sevgilim medyam; lütfen biraz kitaba bakın. Olmadı bilenlere sorun!
F.Bahçe-M Başakşehir kupa maçında dünyada belki de bir ilk yaşandı.
105. dakikada kaleler değişti, Volkan Şen bekleniyor.
Kural çok açık-net ve kemiksiz.
Uzatma devrelerinin arasında mola verilmeden, saha değiştirilir, maç başlar. Bekleme olmaz! Soyunma odasına gitmiş bir oyuncu beklenmez!
Volkan Demirel, bir damacana su içti! 
Kalecinin olması gereken yerde hiç durmadı. Ceza sahası yan çizgisi ile kale çizgisinin birleştiği yerde yardımcı hakemin arkasında durması kitapta yazar. 
Abdullah Avcı kenardan pis pis gülüyor. Hakem bir kere bile uyarmadı.
Ya kardeşim bir kere su içersin, iki kere içersin.
Başakşehir eledi, kimsenin sesi çıkmadı. Aksi olsaydı, ortalık yangın yeri olurdu.
Meler, yetenekli hakem, sempatik çocuk. Ama bana kimse onun için “cesur” demesin.
Ve MHK, Halil Umut Meler’i de Antalya-Bursa maçıyla ödüllendirmiş. 
MHK, hakemlerden oyun kurallarına göre maç yönetmelerini istemiyor. “Kafanıza göre takılın” diyor. 
Hakemler de milleti enayi yerine koyuyor.

MHK yetenek avında!
MHK Üyesi, hakem izlemek üzere Anadolu’nun güzel bir şehrine gider protokol ziyaretlerini yapar. Yemek sonrasında 5 yıldızlı otelde istirahatini, saunasını tamamlar.
Ertesi gün amatör kümede bir hakemi 2 dakika, bir başka hakemi 5 dakika izler ve süratle o şehirden ayrılır. İkamet ettiği şehre geçer.
Kurul üyesi adam yerine konulmayınca, genç yetenekleri böyle arıyor.

Vicdanlarınız rahat mı?
Süper Lig’de görev yapan gözlemcilerin hepsini bütün özelliklerine kadar iyi tanırım ve bilirim.
Ama hiç böyle bir sezon olmamıştı!
Kendilerine hiç yakışmadı.
Büyük çoğunluğu, deve kuşu gibi başını kuma gömmüş.
Hangi hakeme 8,4, hangisine 7,9 verileceğini çok iyi öğrenmişler.
Bu devran böyle gitmez. Yarın ne yapacaksınız?
İnsanların nasıl yüzüne bakacaksınız? Kul hakkı yiyorsunuz!
Bülent Birincioğlu, Abdülkadir Bitigen, Suat Arslanboğa, Kutluhan Bilgiç gibi hakemlerin hatalarında kaçınız 7,9 verdiniz, kaçınız desteklediniz?
Diğer hakemlerin hatalarında nasıl “hep destek, tam destek” yaptınız?
Yarın bu notlara göre klasmanlar yapılırken vicdanlarınız rahat olacak mı?

Şu örnekler birer mesajdır!
Bazı kulüp başkanları öksürdüğü zaman, Riva’dakiler nezle oluyor. 
Kimi kulüplerin lehine ve aleyhine hatalar hakem tayinlerinde çok belirleyicidir.
Kazanması gerekenler kazandıysa mesele yok. 
Hata siyah-beyazmış, griymiş, renkliymiş kimin umurunda!
İlk aklıma gelen 5 maç, 5 örnek!
1) Ali Palabıyık, Beşiktaş-F.Bahçe (0-1) kupa maçından sonra 1 ay dinlendi.
2) İlk 9 hafta üst üste maç alan Hüseyin Göçek Adana-Başakşehir (1-1) maçından sonra 50 gün dinlendi.
3) Barış Şimşek, 23.haftadaki Bursa-G.Antep maçından sonra 7 hafta Süper Lig yüzü göremedi.
4) Tolga Özkalfa, 12.haftadaki Akhisar-Kasımpaşa maçından sonra 19 hafta dinlendi. (İlker Meral’i de hatırlatmakta fayda var.)
5) Fırat Aydınus, 26. haftadaki Antalya-Kayseri maçından sonra 27. haftada G.Antep-Alanya maçına çıktı.