Düğünlerde bile tarih, mekân 6 ay önceden belli oluyor!

Yıllardır hakem-gözlemci klasmanlarının açıklanması temmuz ortasını buluyor.
Arada 45 gün bir belirsizlik var.
Bugün olmuş, hakemin seminer takvimi belli değil.
Yer? O da belli değil.
Hangi klasmanda olacaksın, bilmiyorsun!
“Profesyonel hakem” olarak kalacaksanız ağustos başında sizinle sözleşme imzalanacağını ya da devam edilip edilmeyeceğini bilen yok.
Eğer yaz seminerine Roberto Rosetti’yi çağıracaksanız gelmez. Avrupalı için takvim en az 3 ay önceden belli olmalı. Avrupalı 1 yıl sonraki semineri, toplantıyı yerine, saatine, salonuna kadar bugünden belirler.
Rosetti’nin yerine kendinizi koyun; çok gayriciddi ve günlük yaşayan bir kurumla karşı karşıya olduğunuzu düşünmez misiniz?
Adamın UEFA’da, VAR’da bir sürü eğitim programı var. Sizin keyfinizi mi bekleyecek?
Vatandaş düğün yaparken bile tarihi ve mekânı 6 ay öncesinden belirliyor.

Bakkal düzeni!
Klasmanlar, seminer programı yukarıda anlattığım gibi hâlâ belli değil!
Ligin ikinci yarısında gözlemciler hiç eğitim almadı!
UEFA hakem eğitimcimiz Roberto Rosetti en son eğitim için ne zaman geldi? Hatırlayan var mı?
Ey TFF yöneticileri bunların farkında mısınız, haberdar mısınız?
Daha bu işleri düzene ve programa koyamayan MHK, ocakta VAR’a geçecekmiş!
Çok beklersiniz!

Riva iyi korunmalı!
Hakemlik çok hassas bir kurumdur. Kendisine ait mahrem tarafları vardır.
MHK ve TFF bu konulara özen göstermeli. Hakemleri satanlarla araya mesafe konulmalı. Hakem, konuştuğu ve bilgi paylaştığı insanlara dikkat etmeli.
TFF ve MHK da buna zemin hazırlamamalı. 
Sonra ne hakem ağlasın ne de TFF ve MHK hafiyeliğe soyunsun! Bugünden uyarıyorum. 

Şeffaflıktan zarar gelmez!
UEFA ya da FIFA’da “hakemlik” denilince akla ilk önce hakemin fiziksel özellikleri ve “yoyo” testlerindeki performans gelir.
Zekeriya Alp döneminde hakemler yoyo testlerine tabi tutuldu ve “buna hazır olun, geçiş dönemindeyiz” denilmişti.
Müftüoğlu döneminde de “yoyo”ya geçilemedi.
Namoğlu döneminde de “yoyo” uygulanmadı.
Bu “yoyo testi” adalet için çok önemli bir kriter.
Testler şeffaf yapılmazsa, birilerinin hakkı yeniyor.
Altını kalın kalemle çiziyorum;
Koşan hakem düşecek, koşamayan hakem klasman yükselecek ya da yerini koruyacak!
Bunu hiçbir vicdan kabul edemez.
Sayın Demirören, Sayın Yardımcı, Sayın Zülfikaroğlu, bilgileri tek taraftan dinlemeyin, mutlaka teyit ettirin.
UEFA’ya, Uilenberg’e, Rosetti’ye sorun bakalım; Avrupa’da yoyo uygulanmayan bir tane ülke var mı?
Bu ülkede bir tane resmi “yoyo testi” yapılmadı.
Hiçbir atletik test şeffaf değil.
Koşular şeffaf olsa o size baskı yapanlara rahatlıkla “koşamadı, ne yapayım?” diyebilirsiniz!
En iyi dereceleri yapan hakem düşecek. Torpille, hatır-gönülle birileri hakemlik yapacak.
Sezon içinde de sahada adalet tesis edilecek!

Son iki sezona bakın!
Bugünlerde Riva’da telefonlar susmuyor.
Hakem klasmanları için devreye giren girene...
Hak etmeyen hakemin klasman atlaması; bir TFF ve bir MHK için yüzkarasıdır. Geçen sezon 5 hakemi, TFF 1. Lig kadrosuna aldılar, 4’ü patladı.
Bu işte torpil olmaz. Adil bir MHK ile adil bir gözlemci değerlendirmesi ile atletik testleri ile listeyi önünüze koyarsınız; en doğru ve isabetli kadroları yakalarsınız.
Ama özgür bir MHK ve dirayetli bir TFF yönetimi gerekiyor.
Kriterler çok net olursa kimse zaten sizin kapınızı çalamaz.
Rahmetli Hasan Doğan’ın hepinizden daha fazla siyasi tarafı vardı. Ama kapıları çok keskin ve net kapatmıştı.
Gelin liyakata önem verin doğru bir MHK yapın; klasmanları dondurun. Ocakta, temmuzda en adil klasmanlar için bir adım atın.
Bu hakem camiasında hiçbir şey gizli kalmaz.
Herkes her şeyden haberdar.
Size telefon edip, TFF 1. Lig’e terfi ettirilen hakemler hiçbir testi koşamadı. Hakemlikleri yeterli olmadı. Bunun farkında değil misiniz?