Haklı çıkmak istemezdim!

A -
A +

Onlarca yazı yazdım, onlarca defa ekranlarda, radyolarda anlattım; “Az sayıda hakemle ligi döndürme gayreti, başınızı belaya sokar” diye...
Ne yazık ki; Namoğlu 3. döneminde de bu tarzından vazgeçmedi.
Çok maç, hakemin de işine geliyor. Çok maç, çok para demek çünkü...
Bakın; Oğuz Sarvan ve Zekeriya Alp MHK Başkanı olduğu dönemlerde hakem bir hata yaptığı zaman, gözlemci raporuna yazar ve o hakem ağzıyla kuş tutsa maç alamazdı.
Zaten hakem hatasına göre bir hafta, üç hafta maç beklemezdi, hatta hafta sonu için kendi tatil programını yapardı.
Size hız sınırından hatırı sayılır bir trafik cezası geldiği zaman artık gözünüz, hızı gösteren ekranda olur.
MHK son açıklamasında ne diyor; “Profesyonel lig müsabakalarının gerek görüntü ve gerekse gözlemci raporlarının incelenmesi sonucunda kurulumuz, siyah-beyaz hata kapsamında değerlendirdiği hakemlerin çeşitli periyotlarda dinlendirilmesine karar vermiştir.”
Günaydıııın!
Eee ne oldu; bizim dediğimize geldiniz!
Bu ligde Galatasaray, Başakşehir ne kadar değerli ve önemli ise Erzurumspor da o kadar değerli ve önemlidir.
Galatasaray aleyhine hata yapan hakem kaç hafta dinleniyorsa, Erzurum’un aleyhine hata yapan hakem de o kadar dinlendirilmelidir…

Demirören haklı çıktı !
Geçen yılı hatırlayın, Kulüpler Birliği, “VAR derhâl başlasın” diye acele ediyordu.
TFF Başkanı Yıldırım Demirören, biraz daha ihtiyatlıydı. 4 Ocak’ta Antalya’da şöyle demişti; “VAR sistemi cidden faydalı ama çok büyük problemler de getirecek. Problemler sahada olmayacak. Saha dışında problemler olacak. Yani medyamız ve medyamızın kamuoyunda oluşturduğu problemler olacak. İnşallah bunları da hep beraber Türklüğümüze yakışır, kültür seviyemize yakışır şekilde çözeceğiz! Yoksa VAR’ın bakacağı 4 madde, çıkar 14 maddeye... 14 maddeye çıktı mı futbol biter Türkiye’de...”
Bu durumu dokuz ay öncesinden görebilen kaç yönetici var?

13. hafta şunu gösterdi ki!
Ey hakemler, 13. hafta şunu bir kere daha çok net gösterdi ki; birkaç tarafsız kalemden başka hiç kimse hakkınızı teslim etmiyor!
Ne derneğiniz, ne MHK, ne de o abi dediğiniz ekranlara çıkan “eski” MHK başkanlarınız! Sizi satan çok! Aranızdaki mahrem konuları servis yapanlar var. Üstelik Riva’dan...
Bunun muhasebesini iyi yapın.
Medyada yorumlar ve analizler sosyal medyanın ve onların oyuncağı olan kulüplerin arzu ettiği şekilde yapılıyor.
Çünkü bu ülkede artık sosyal medyanın isteğine göre antrenör göreve getiriliyor, futbolcu transfer ediliyor.
Yönetici; sosyal medyaya göre istifa metni hazırlıyor, istifasını geri alıyor.
Kimse gerçek fikrini söyleyemiyor.
Bakın bu çok tehlikeli ve artık patolojik bir mesele hâline gelmiştir.

Göçek ve Özkâhya!
Bu iki hakem, hayatlarının en acı ve en üzüntülü günlerini yaşıyor…
Serdar-Skubic pozisyonuna 81 milyon insan içinde bu iki hakemden daha fazla üzülen olmamıştır.
Asla birbirlerine suçlamadılar. İçleri kan ağladı.
Yapılan tamamen insani bir hatadır.
Yüz kızartıcı bir suç işlememişlerdir.
Kalan 21 haftada çok yanlış penaltı verilecektir. Bütün liglerde ve şampiyonalarda olduğu gibi...

Gerçeklerin üstü böyle örtülüyor!
İşte milleti, böyle uyutuyorlar! “Cambaza bak” diyorlar!
Taraftar da gelen ilk dolmuşa atlayıveriyor.
1) Fırat Aydınus, o tacı verseydi.
2) PFDK ve Tahkim o cezaları vermeseydi.
3) Hüseyin Göçek, o penaltıyı çalmasaydı.
4) Halis Özkâhya, o penaltıyı iptal ettirseydi.
5) Ali Dürüst istifa etmeseydi, sonra geri almasaydı.
6) MHK, o açıklamayı öyle yapmasaydı. (Bu arada o açıklama niye TFF sitesinden yayınlanmadı?)
7) Kulüpler Birliği, o açıklamayı yapmasaydı.
8) Mustafa Cengiz, açıklamaya tepki göstermeseydi.
Son 28 günde bu 8 hata (!) yapılmasaydı;
1) Millî Takım, Uluslar Ligi’nde küme düşmeyecekti.
2) Türkiye Ligi, Avrupa’nın en yaşlı ligi olmayacaktı.
3) Kulüpler men ve transfer yasağıyla karşılaşmayacaktı.
4) Üç büyükler bu kadar kötü yönetilmeyecekti.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.