Alper Ulusoy başına iş aldı!

A -
A +

Alper Ulusoy, “6 saniye” kuralını niye uyguladı? Hani skor 4-1 olsa da “fantezi” yapsa anlarım! Bir hakem için dört büyüklerin maçına çıkmak her zaman prestij ve itibardır.
1) Alper, uzun bir süre G.Saray maçı alamayacaktır. Bir hakem bunu asla ve hiç istemez!
2) Yöneteceği her maçta memleketin yarısı “Bakalım Alper Ulusoy, 6 saniye kuralını” uyguluyor mu?” diye kronometre tutacak.
3) Hakem arkadaşları ve kaleciler üzerinde bir baskı oluştu.
Acaba Alper Ulusoy, bütün bunları göze alarak mı bunu yaptı yoksa basireti mi bağlandı? Bence ikincisi...
Haa bunun şu faydası da oldu; kaleciler bundan böyle bu kurala çok dikkat edecektir; “Başımıza iş almayalım” diyeceklerdir.

Riva’dan birkaç not!
1) TFF Başkanı Nihat Özdemir; MHK ve hakemlerin arkasında dimdik duruyor!
Riva’da 18 gün süren bu kampta sık sık hakemlere bunu hissettirdi.
Bire bir moral ve destek verdiği hakemler oldu.
Nihat Özdemir; maçlara ve pozisyonlara oldukça hâkim. Öyle konuya yabancı değil.
2) Zekeriya Alp, hakemlere ilk aylara nazaran çok daha sıcak yaklaşmaya başladı. Moral ve desteğini güçlü şekilde hissettirdi. Riva’daki konfor, eğitim, yemek ve organizasyon tam puan aldı.
3) Zekeriya Alp, kurulundan kelle vermez. Buna çalışanlar var. Ben söyleyeyim, buradan size ekmek çıkmaz.

İşaretler!
- Hakemler arasından bir VAR kadrosu ihtimali çok yüksek!
- Bu yıl Süper Lig kadrosuna çıkan hakemler beklentileri karşılayamadı. Bir kısmı VAR’a, bir kısmı geldiği yere gidecek gibi.
- 2. ve 3. Lig’den yeni yüzler olacak gibi...

Gücü “esnafa” ve “hakeme” yetiyor?
Ekrandaki futbol yorumcusu, hakemleri eleştirmek için aynı yayında defalarca “Bunlar esnaf hakem” dedi, durdu... Aklınca hakemleri eleştirmek niyetinde... Küçümseme derdinde.
Baktım; resmî rakamlara göre memlekette 1 milyon 800 bin esnaf varmış.
Rahmetli dedem de esnaftı.
Anadolu’da esnaf sevilir, Ahilik geleneği vardır. Esnaf erken kalkar, dükkânını besmele ile açar, vergisini öder, devletine ve milletine sadıktır.
Esnaf lokantası, tercih edilir.
Esnaftan, ne istiyorsun be kardeşim?
Hangi arada bu kadar “hakem” düşmanı oldun?

Sinan Hoca tam da “hakem âlemine” tercüman olmuş
Prof. Dr. Sinan Canan, ekranlarda çok rastladığımız bir bilim adamı. Sakin ve soğukkanlı bir üslubu var.
TRT Haber’deki bir videosuna rastladım. “Hakemlik hakkında” çok dikkat çeken birkaç cümlesi var.
Bakın ne diyor?
“Maçlarımızı hakemlere, sağlığımızı hekimlere, davalarımızı hâkimlere teslim ediyoruz. Bu üç kelime de hikmet kelimesinden türetilmiştir.  Hüküm denen Arapça bir kökten gelir. Bu üçünün de ortak bir özelliği vardır.
Bunu ben herkese anlatmak istiyorum. Çok önemli.
Hakemin de, hâkimin de, hekimin de önüne gelen bir konu bir daha asla tekrar etmeyecek tek başına nevi şahsına münhasır bir olaydır.
Hiçbir dava aynen iki şekilde hâkimin karşısına gelmez.
Hiçbir insanın sağlık problemi birbirine benzemez.
Bir maçta ofsayt mı değil mi bir başka maça bakarak karar veremezsiniz.
Bu üç meslek grubuna biz ne yetkisi veriyoruz? Tekrarı olmayan, kitapta yazmayan bir konuda içtihat yapıp karar verme yetkisi veriyoruz.” 

Hangi hakemlerle?
Düşünün Fatih Terim, “Artık sadece kınama yeterli değil, eylemlerimizi beklentilerimize göre yapma zamanı” diyebiliyor.
Peki, son iki sezon hangi hakemlerle kim şampiyon oldu?

Bu iyi bir şey değil!
Hakemler uzun bir süredir; Trabzonspor maçlarında ne düdük çalmak ne de VAR görevi almak istiyorlar.
Şimdi buna Başakşehir de eklendi!
Neden?
Vereceğiniz her kararda “öküzün altında buzağı” aranıyor da ondan!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.