“Yapay zekâ” hakemi nasıl atadı?

A -
A +

Bu sezon hakem atamalarını “yapay zekâ” yapmaya başladı.

Hakemler; 3-4 kategoriye ayrılmış. FIFA kokardı taşıyanlar, ligde 10 yılı doldurmuş olanlar, ligde 5 yılı ya da daha az hakemlik yapmış olanlar gibi...

Takımlar da benzer şekilde kategorize edilmiş. Şampiyonluk sayıları, ligde oldukları yıl sayıları ya da genel durumları gibi. A takımı ile B takımının maçını yazdığınızda karşınıza 5 hakem geliyor.

Diyelim ki; ilk ismin sakatlığı var, ikinci isme geçiyorsunuz.

O da farz edelim ki; son Süper Kupa finalini yönetti.

Bu defa üçüncü isme geçtik. O da atletik testini henüz koşmamış.

Dördüncü isim, maça atanıyor. Bekleyip, yaşayıp faydalarını zararlarını göreceğiz.

Bunu aklından şeytanlık geçmeyen MHK’lar manuel olarak yapmaya çalışıyordu.

Sırf baskı oluşturmak için konuşan kulüpler ya da başkanlara şimdi “hakemi sizin maça sistem atadı” diyeceğiz.

Bu iş tutarsa kulüplerin tayinlere itiraz hakkı kalmaz. Maçlarına isim vererek hakem alan başkanlara hareket alanı bırakmaz.

Keyfî dinlenme ya da tayinler son bulur.

Meler 8 hafta yok!

FIFA kokartlı hakemimiz Halil Umut Meler sakatlandı. Atletik test öncesi ağır bir sakatlık yaşayan Meler’in 8 haftadan önce sahalara dönmesi beklenmiyor.

Bu durum kendisi ve Türk hakemliği için büyük kayıp. Geçmiş olsun!

FIFA hakem listemizdeki Cüneyt Çakır, Ali Palabıyık ve Abdulkadir Bitigen’in hakemlikleri bitirilmek istendi.

Halil Umut Meler de için de bu sezon büyük kayıp.

Zorbay Küçük, testlerde başarılı olamadı.

Çok bilenlerin nasıl bir enkaz bıraktığını görün!

Bolu’ya ne yüzle geldiniz?

MHK, samimi olarak 8 Mart’ın izlerini silmeye çalışıyor.

Tersini en ufak bir şekilde hissedersek anında dillendirmek görevimiz.

Yeter ki; raconu MHK ya da TFF kessin! Tasarruf kulüplerde ya da belli çevrelerin elinde olmasın.

Bolu’da hakem ve gözlemci semineri yapıldı.

8 Mart’ın en vahim tarafı gözlemcilerin karpuz gibi ikiye ayrılmış olmaları.

Yunus Yıldırım, Sebahattin Şahin, Hikmet Öksüzoğlu, Hakan Sivriservi, Kamil Abitoğlu…Tarih sizi hiç unutmayacak.

“Sizin bilmedikleriniz var!” yalanının peşine takılıp gittiniz!

Hiçbir şey olmamış gibi Bolu’ya gelip insanların yüzüne nasıl baktınız?

Sebahattin Şahin’i pek tanımıyorum. Ama diğerleriyle hukukum vardı.

Bu camiayı 30 yıldır tanıyorum.

Arkadaşlar biraz empati yapın; hangi yüzle hakemlere gözlemci olarak gideceksiniz?

Özür dilemek ya da helalleşmek de bir erdemdir.

“Yeter ki; MHK üyesi kalmaya devam edeyim” de, sesini çıkarma!

“Yeter ki; gözlemci kadrosunda kalmaya devam edeyim” de, Bolu’ya koşarak gel!

Ya Yunus Hoca’m, gözlemci olarak gittiğinde Ali Palabıyık’ın yüzüne nasıl bakacaksın?

Ya Kâmil Kardeş’im, Ali Uluyol’un yüzüne nasıl baktın, Abdulkadir Bitigen’in yüzüne nasıl bakacaksın?

Sadece kulağa hoş geliyor!

Son Süper Kupa finalinde Riva’da gözlemcilik yapanın telefonu elinde alınmamış.

Hep yazdım ve söyledim. Bunun bir faydası yok. Bir yumuşak geçişle bu işten vazgeçmek en doğrusu. Zaten Bolu’daki seminerde; odada görev yapacak gözlemcilere pek bir şey anlatılmamış. Göz boyamadan öteye giden bir şey yok. Vazgeçin bu sevdadan!

Son dakika!

Cüneyt Çakır, hakemliği bıraktı.

Bu kararı çok önceden almış olmalı. Bundan böyle genç hakemlerin yetişmesi için çalışacak.

Yeni Cüneyt Çakır'ları, Cüneyt Çakır yetiştirecek.

Biraz blöf kokuyor!

Hakem operasyonuna katıl, bu kadar oyuncu sat, oyuncu transfer et, başlarına da Pirlo’yu getir!

Sonra da “bana müsaade” de.

Sebep, “tesis yapan yok, stat veren yok!”

Kafama takıldı!

Sayın Büyükekşi;

Abdulkadir Bitigen ve Mete Kalkavan Avrupa’da kritik maçlarda VAR görevi alan hakemlerimiz.

Bu arkadaşlar ülkemizde VAR görevi yapamayacak.

Siz UEFA ya da FIFA’nın yerinde olsanız bu arkadaşlara VAR görevi verir misiniz?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.