Orta Doğu, bir zamanlar Osmanlıdan sorulurdu. Sonra ne olduysa Cumhuriyet devrinde Orta Doğu'ya sırt çevirdik, bu bölgedeki eski nüfuzumuzu kaybettik. Bu devirdedir ki, artık kendimizi Orta Doğu'dan kurtulmuş, batılılaşmış ve bir Avrupa ülkesi olarak görmeye başlamıştık. Oysa tarih ve coğrafyanın kesin gerçekleri vardı. Türkiye, Türkiye'ydi ve Orta Doğu ile Avrupa arasında bir köprü ülkeydi. *** Türkiye bu iktidar devrindedir ki, gerçekten bir Orta Doğu ülkesi olduğunu idrak etmiştir... Yıllar yılı Batı ve Batılılaşma tutkusu ile bulunduğu Orta Doğu İslam dünyasını âdeta görmezlikten gelen, en yakın komşularına mesafeli duran bir yalnızlık içinde idik... Batılılaşmaya kimsenin bir şey diyeceği yoktu. Ancak batılılaşmanın Orta Doğu'daki yakın komşularımızı, kardeş Müslüman ülkelerini görmezlikten gelmeyi gerektirmiyordu... Ama maalesef böyle oldu. Bu iktidarı her konuda desteklemesem bile Orta Doğu'daki komşularımızla yakından ilgilenme konusundaki tutumunu inkâr edemeyiz. *** Sayın Cumhurbaşkanımızın bölgemiz komşularımızı yakından tanıyan ve geçmiş çalışmaları ile bu ülkelerle münasebetlerimizi dikkatle izleyen Erşat Hürmüzlü'yü Orta Doğu danışmanı olarak seçmesi isabetli bir karar olmuştur. Sayın Erşat Hürmüzlü Arap komşularımızın Türkiye ile geçmiş tarihi münasebetlerini ve bölgedeki hassasiyetlerini en iyi bilen ve yorumlayan bir uzmandır. Bu konuda geçmişte ciddi çalışmaları ve dikkate değer yorumları vardır. *** Hürmüzlü'nün Orta Doğu ülkeleri hakkındaki görüş ve yorumları bölge uzmanları tarafından dikkatle takip edilir. Onun görüşlerinin bundan sonraki Orta Doğu politikamızda etkili olacağı kanaatindeyim. Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül'ün, Hürmüzlü'yü böyle bir göreve getirmesi isabetli olmuştur. Göreceksiniz komşu Arap ve Körfez ülkeleriyle münasebetlerimiz bundan böyle daha ilkeli ve daha güçlü olacaktır...