Üzdük beyler!

-Bedelli askerlik yapmamızı isteyecek kızlar için 12 ay yolumuzu gözleyecek kızları üzdük beyler...

...

-Namaz kılmayan kızlar için, teheccüdü kaçırmayan kızları üzdük beyler...

...

-Ayakkabısının topuğu kırılır diye taksiye binen kızlar için, şıpıdık terlikleriyle bizim için bakkala giden kızları üzdük beyler...

...

-Profiterol yiyen kızlar için aşure yapan kızları üzdük beyler...

...

-Burda DM limiti yiyen kızlar için, "Twitter'da mesajlaşma mı varmış" diyen kızları üzdük beyler...

...

-Eve babalarından sonra giren kızlar için akşama kadar annelerinin dizinin dibinde oturan kızları üzdük beyler...

...

-Gece eve girmek bilmeyen kızlar için, üşümeyelim diye bize atkı ören kızları üzdük beyler...

...

-Tırnakları kırılmasın diye mandalina soymayan kızlar için, balık temizleyen kızları üzdük beyler...

"-Haksız olduğunda patrondan, haklı olduğunda hanımdan özür dilemeyi bilmeli..."

ENDER Bilgin'den başka maç anlatacak spikeri olmayan ATV, gazeteye verdiği ilanla spiker aramaya başladı...

...

ALEX Telles'i göndermekte kararsız kalan G.Saray yönetimi topu basketbol şubesine attı: "Bize yaramaz, bi de siz bakın şuna.."

...

FATİH Terim: "Grup maçlarında kaybedeceğimiz puanlar öncesi güzel bir hazırlık kampı yapacağız..."

"Kadın nedir" diye sormuşlar, şöyle demiş Dumas;

"-Bize her zaman büyük hedefler gösteren ve onlara ulaşmamızı engelleyen kişi..."

***

"Ev ekonomisi nedir" diye sormuşlar, demiş ki James Holt McGavran;

"-Fon transferi için elektronik bankacılıktan hızlı tek yol evliliktir..."

***

"Beterin beteri nedir" diye sormuşlar Patrick Murray'a, demiş ki;

"-İki kadınla evlenirsiniz; birincisi sizi terk eder, ikincisi terk etmez..."

***

Milton Berle'e "İyi bir erkek kimdir" diye sormuşlar, cevaplamış;

"-Kendisinin yaptığı her hatada karısını affedendir..."

SİNAN ENGİN: Ben futbolcuyken hiç hakeme küfretmedim hocam, bu düpedüz terbiyesizlik!..

AHMET ÇAKAR: Nasıl etmedin Sinaan?...

SİNAN ENGİN: Etmedim hocam...

AHMET ÇAKAR: Bana ettin Sinan... Ben de kırmızı kartla attım seni...

RASİM OZAN: Haydaaa!...

SİNAN ENGİN: Hocam o ayrı şimdi, onu karıştırma...

SERDAR: Saffet abi vardı ya, hafta sonları gelirdi hani, ölmüş yaa...

MURAT: Allah rahmet eylesin... Hatırlamadım, nasıl biriydi?...

SERDAR: Ya görsen kesin tanırsın aslında...

Kendimi kaptırmamaya çalıştığım çocukça, yakışıksız bir huyumuz vardır:

Dertlerimizle dostlarımızı acındırmak, kendimize vah vah dedirtmek...

Başımıza gelenleri büyütür, şişirir, karşımızdakini ağlatmak isteriz, neredeyse...

Başkalarını kendi dertleri karşısında soğukkanlı gördük mü överiz, ama soğukkanlılığı bizim dertlerimize karşı gösterdiler mi darılır, kızarız...

Oysaki insan sevincini büyüterek anlatmalı, üzüntülerini kısaltarak...

Kendine yok yere acındıran, gerçekten dertli olunca acınmamayı hak eder...

Durmadan vahlanan kimse vahlanılmaz olur...

Kendini canlı iken ölü göstereni ölü iken canlı görebilir herkes...

Öylelerini gördüm ki; eş dost kendilerini gürbüz, keyifli görecek diye ödleri kopar, iyileşmiş sanılmamak için gülmelerini tutarlardı...

Sağlık; kimseyi acındırmadığı için, nefret ettikleri bir şey olurdu...

(...Montaigne)

Gurbetçi Temel, memlekete tatile gelmiş... Hoş beşten sonra Temel'e sormuşlar;

-Neyle geldin memlekete?...

"-Valla bilmiyorum... Biletleri Fadime aldı..."

-4 bedelli parası ödeyip binbaşı olunuyor mu?...

...

-Adriana Lima için arabaların kaputuna bayrak gerip konvoylarla kutlasak mı acaba ya?... Milli gururumuz sonuçta...

...

-Ülkenin kara futbolunun nedeni biraz da "Beyaz Futbol" aslında...

...

-Müslüm Baba dinlemeyen insanın hayat damarlarından biri kopmuş demektir.

...

-Duyduğuma göre Volkan ensesine kasko yaptırmış...

...

-Prandelli gitti, 4 efsunu ters döndü...