Bilim adamı...

A -
A +

-“Aynen” cevabından sonra kurulacak cümle konusunda bilim dünyası çaresiz...
-Pazartesi gününden Cuma gününe hızlıca geçmeniz için tünel kazacağız...
-“Çaktırmadan bak” dediğinizde kafasını çevirip bakmayan arkadaş üretmeye çalışıyoruz...
-Sürekli içmeyen kişiye doğru giden sigara dumanını terbiye etmeye çalışıyoruz...
-Telefonuna tatil fotoğrafları stoklayıp, kanepede uzanırken tatildeymiş gibi foto paylaşanları yakalama makinesi üreteceğiz...
-Her burç mükemmelse bu kadar geri zekalı hangi ay doğmuştur?.. Onu araştırıyoruz...
-Navigasyon cihazını Müge Anlı’dan esinlenerek keşfetmiştik...
-Kimin kaç promil nankör olduğunu ölçmek için “Nankörmetre” aletini bulacağız...
-Her izleyişimizde ilk defa izliyormuş gibi hissettiğimiz Kemal Sunal filmlerinin sırrını araştırıyoruz...
-Siyahlarla beyazları aynı anda yıkamayan çamaşır makinesinin ırkçılığına son vermek için araştırmalarımız sürüyor...

Bizim pano
Serdar’ın arkadaşından şüphe üzerine biyopsi alınacaktır... Hastaneye gittiği günün ertesinde karşılaşırlar ve sorar;
“-Ne oldu o iş?.. Otopsi yaptılar mı?..”

Öğrendim ki; “-Geçmişten ders almayanın, gelecekteki derdi bellidir...”

Ana Kumanda
(...ATV – Esra Erol’la)
EVLENECEK KADIN: Nasıl, centilmen bir bey misiniz, yoksa biraz maçoluk var mı?..
EVLENECEK ADAM: Yok ben lise mezunuyum...
***
(...BEYAZ TV / Beyaz Futbol)
SİNAN ENGİN: Futbol oynamamış adamlar yorumlarımı eleştirmesin...
AHMET ÇAKAR: Dünyanın en iyi teknik direktörü tercüman Mourinho... Unutma bunu...
***
(...ATV – Esra Erol’la)
EVLENECEK ADAM: Siz beyaz mısınız, ben kendi tenimde biriyle evlenmek istiyorum...
ESRA EROL: Evet, görüyorsunuz kimse kaşının üstünde gözü var demiyor...

KRAMPON

G.SARAY yönetimi takımdan ayrılmak isteyen Grosskreutz’u transferin son saatine bırakarak gidişini engelleyecek…
...
BEYAZ Futbol 54. bedevi ödülünü, Ahmet Çakar’ın ellerinden Hamza Hamzaoğlu aldı…
...
AKHİSAR’a yenilen Beşiktaş liderlikten olurken, Şenol Güneş de haftayı “özlü söz”süz kapattı…
...
FİKRET Orman: “Yeni sezonda Dolmabahçe Sarayı ile yollarımızı ayıracağız, o yolda çok trafik oluyor.”

Özgürlük...

Özgürlük hem var, hem yoktur benim için...
Aynı dairenin çevresinde döner gelirim.
Bu durumda hem özgür, hem bağımlıyımdır.
O halde gitmem mi, kalmam mı gerekir?..
Çünkü ikisi de birdir gibi geliyor bana...
Bağlı olursam özgür olamam...
Dönüş bir hedefse, o zaman gitmenin ne gereği var?..
Her şey buna bağlı zaten...
Dünyanın bir noktasından hasret çekmek,
Gitmek ve yeniden ulaşmak...
Bağlı olduğumuz bir nokta olmasa, ne onu ne de başkasını sevebilirdiniz...
Hiçbir yerde olmadığınız için, hareket edecek yeriniz olmazdı...
Öte yandan, sadece bu noktaya sahip olmak da, hiçbir yerde olmamak demektir...
Bu durumda onu düşünmez, hasretini çekemez, sevemezsiniz...
(...Meşa Selimoviç)

İtirafım var

(...isim: ramazan ... şehir: istanbul... yaş: yirmiüç)
Evdeki buzdolabından zaman zaman garip sesler gelince tamirciye haber veren annem, “İtiraf Reyonu” köşesinde Oscar’a adaydır...
Tamircinin gelmesi, dolapta arıza bulamaması ve buzluğa koyulan kıymanın yanında cep telefonunun öylece durması ayrıntıdır sadece...
Seni seviyoruz anne...
(omer.soztutan@tg.
com.tr - itiraf edin, 
rezil edelim...)

Temel bir gün...

Dalgıç Temel, 6 metre derinde balıklarla oynaşıp içinde bulunduğu müthiş manzaranın tadını çıkartırken tam yanına oksijen tüpü, deniz gözlüğü ve dalgıç kıyafeti olmayan bir adam gelmiş...
Temel şaşırmış bir 10 metre daha inmiş, aynı adam yine ağır ağır yanına süzülmüş...
Hayretler içinde kalan Temel yanındaki özel tebeşir ve tahta setini çıkartıp üzerine “Donanımınız olmadan bu kadar derine nasıl dalabiliyorsunuz” diye yazıp ona doğru çevirmiş...
Adam tahtayı ve tebeşiri alelacele elinden almış “Aptal” yazmış,
“-Boğuluyorum işte, görmüyor musun?..”

Kadınlardan duyulmayacak sözler
“-Peki hayatım, yine senin dediğin gibi olsun...”
...
“-Biliyor musun evlenmemizi en çok annem istiyor...”
...
“-Kendimi kuş gibi hissediyorum, sence çok mu zayıfım...”
...
“-Kızımız olursa babaannesinin adını koyalım olur mu?..”
...
“-Sana bir çay daha koymamı ister misin?..”
...
“-Bu aralar arkadaşlarını çok ihmal ediyorsun...”
...
“-Evin küçüğü büyüğü olmaz şekerim... Ev evdir...”
...
“-Annem ve babam gelmek istediler, müsait değiliz dedim...”

Bilim adamı...

 

 

 

 

 

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.