Kadınların genel özellikleri

-“Telefonumun ekranına senin resmini koydum” desen, teşekkür etmek yerine “Hangi resmimi” diye sorarlar...
...
-Alışverişe çıktığınızda terör baskını yapmış polislerden farksızdırlar “Al bunu, bunu da al, al al, şunu da al”...
...
-Onlarca yemek tarifi kitabı alırlar ama “Ben bunlardan güzel yaparım bu tarifler işe yaramaz” deyip bir köşeye atarlar...
...
-”Ayy ne kadar güzel çiçekler” diye aldırdıkları çiçekler akşama muhakkak solar suya koymazlar...
...
-Araba aynalarını makyaj malzemesi olarak kullanırlar ve ilkyardım çantası olmasa bile muhakkak bir makyaj çantası arabalarında mevcuttur...
...
-Düğünlerde çiçeği kapabilmek için amansız bir mücadeleye girerler, çiçeği alamayınca “Zaten evlilik için erken” derler...
...
-Maç izleyen erkeklere “Amaaan ne anlıyorsan şunu izleyip” diye söylenip işkence olurlar, sabahları kadın programlarını kaçırmazlar...

Öğrendim ki; “-Nereye varacağını bilmeyene her yol doğru gelir...”

Ana Kumanda

(...İDMAN AZERBAYCAN / Spor Haberleri)
Memmedov’un golü üzerine Azeri spiker;
“-Memmedov’un sniper atışını hansı gapıcı olsa def edemezdi...” 
***
Azerbaycan Ligi’nden görüntü veriliyor;
“-Kapıcısı topu gapı aralığından depti, yirmi birinci dakka olmasına rağmen maç heç heç (0-0) devam etmekte...” 
***
Başka bir maçtan başka bir spiker;
“-9 yaşımdan beri maçla elegalıyam, bu tavır bir gol görmemişem...”

Bizim pano

Haftanın gülüşmelere konu olan olayına Murat imza attı...
Tabii olayı anlamlı kılan bir bekârlık hadisesi var...
Sevgili annesi; nerede denk gelirse gelsin, yakınlarına düşen her kıza gelinlik teklifinde bulunuyor...
Bütün bunların ışığında, hep beraber giderken çiçekçi kadın o kalabalığın içinde Murat’a bir demet uzatıyor;
KADIN: Yakışıklı gül vereyim sana, 3 tanesi 6 lira...
MURAT: Ben ne yapacağım onları, kime vereceğim?...
KADIN: A be... Onu da mı ben bulayım?...

Temel bir gün...

Berber Temel sakal tıraşı yaparken müşterisinin her tarafını kesince, “Bir usturanız daha var mı” diye sormuş adam...
“Var ama ne yapacaksınız” diye cevap vermiş Temel...
“Ama böyle adil olmuyor” demiş adam sinir içinde,
“Kardeşim bir ustura da bize ver de bari kendimizi savunalım”...
Temel “Özür dilerim efendim” demiş, “Ben şimdi başınızı sıcak havluya sarıp kompres yaparım...”
Adam dişlerini sıkarak “Gerekmez” demiş;
“-Siz başı gazete kâğıdına sarın, ben koltuğumun altına alır götürürüm...”

İtirafım var

(...isim: meçhul ...şehir: bilinmiyor ...yaş: anonim)
Babam ve annem alışveriş için dışarı çıktılar...
Babam bir telefonunu yanına aldı diğerini ise eve bıraktı...
Yanında götürdüğü telefondan beni aradı ve evdeki telefonuna bankanın bir doğrulama kodu gönderdiğini, onu söylememi istedi...
Ben de söyledim ve mesajın içeriğine baktığımda bir bilgisayar firması şubesinden 850 liralık alışveriş için doğrulama kodu gönderildiği yazıyordu...
Yeni bir bilgisayar alındığını düşünüp sevindim ama eve gelecek olan bulaşık makinesinden habersizdim...
Meğer o bilgisayar firması şubesi, aynı zamanda diğer ev ürünlerini de satıyormuş...
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, 
rezil edelim...)

KRAMPON

ERİK Lima, Fenerbahçe instagram hesabını takibe alan Radamel Falcao’yu anfarow etti...
...
İLHAN Cavcav Türkiye’de en çok teknik direktör değiştiren başkan, Yılmaz Vural Türkiye’de en çok takım değiştiren teknik direktör... Birbirini tamamladılar...
...
G.SARAY Brezilyalı golcü Damiao ile büyük oranda anlaştı, tek pürüz oyuncunun bu durumdan henüz haberi yok...

Ön yargı...

Birbirleriyle sadece göz aşinası olan,
Her gün, hatta her saat karşılaştıkları, birbirlerini inceledikleri hâlde,
Âdetlerin hükmüne ya da kendi kuruntularına tabi olarak ne selam ne konuşma,
Görünüşte kayıtsız bir yabancılığı devam ettirmek zorunda kalan insanlar arasındaki ilişkiden daha garip, daha nazik bir şey olur mu?...
Aralarındaki bir huzursuzluk, hastalık derecesinde merak, tanışmak ve fikir alışverişi ihtiyacının tatmin edilmemiş, yapay bir şekilde bastırılmış olmasından doğan bir isteri,
Özellikle bir tür gergin bir dikkat havası eser...
Çünkü insan insanı, hakkında bir yargıda bulunamadığı sürece sever.
    (...Thomas Mann)