Büyük erkek gerçekleri...

A -
A +

“-Her zaman yorgundur, sanki bütün gün taş taşımış gibi...”
(...Sizin yorgun olabileceğiniz gibi bir fikre sahip değildir)
...
“-Ağzından laf almak dünyanın en zor işidir...”
(...Arkadaşları ile sohbette en çok o konuşur)
...
“-Evi dağıtmak adına yapılan her şeye spor süsü verir...”
(...Kirli çorap olayına girmiyorum bile)
...
“-Sizin duygusal dünyanızla zerre kadar ilgisi yoktur...”
(...Üzüntü ya da korkularınızı, sevinçlerinizi, heyecanlarınızı anlamsız bulur)
...
“-Kendi ailesine laf söyletmez sürekli onları pohpohlamanızı bekler...”
(...Sizin ailenizi sevmez ve görüştüğünde hep suratı asıktır, fazla konuşmaz)
...
“-Romantizmin ne olduğunu ancak sözlükten öğrenebilir...”
(...Ya da filmlerde izleyip ‘’saçma’’ der...)

Öğrendim ki; “-Yalnızlık bedenin değil, ruhun kimsesiz kalmasıyla başlıyor...”

Ana Kumanda

(...BEYAZ TV / Beyaz Futbol)
ERTEM ŞENER: Abdülkerim hocam, neden hep kendi pencerenizden bakıyorsunuz olaya?...
ABDÜLKERİM DURMAZ: Nereden bakacağım, başkasının penceresinden mi?... Röntgenci miyiz biz?...
...
SİNAN ENGİN: Mustafa Denizli de Sosa’nın Delgado’dan iyi olduğunu kabul etti...
RASİM OZAN: Ha Denizli de Beşiktaş’ın şampiyonluğunu kabul etti diyorsun yani?...
...
ERTEM ŞENER: Galatasaray’da değişen hiçbir şey yok...
AHMET ÇAKAR: İlk 20 dakika sarı kırmızılı takım çok iyi, Mustafa Denizli takımı toparlamış dedim. Meğer o takım Kayseriymiş...

KRAMPON

KAYSERİ 1-Galatasaray 1... Orta sıraları ilgilendiren nispeten rahat 2 takımın mücadelesinde puanlar paylaşıldı...
...
G.SARAY önce Umut ile, sonra Yasin ile golden çok uzaklaştı...
...
HAKEM Barış Şimşek: Muslera yanıma gelip “Valla elime çarpmadı hocam” diye yemin etti. Koskoca adam yalan mı söyleyecek?...

Temel bir gün...

Temel televizyon tamiri yaparken arızalı olduğunu tespit ettiği 669 numaralı parçayı ilgili firmanın, “Yedek parça” servisinden istemiş...
İsteğinin yerine 699 numaralı parça gelince, “Aklınızı başınıza alın” gibi sert bir not ekleyerek paketi geri göndermiş...
Bir hafta sonra 4 kelimelik bir notla aynı paket geri gelmiş;
“-Lütfen paketi ters çevirin!..”

Anne...

“-Yatmak üzere yukarı çıkarken, tek tesellim, ben yatağa girdiğimde, annemin beni öpmeye geleceğini bilmekti...
Ama bu iyi geceler öpücüğü o kadar kısa sürer, annem o kadar çabuk aşağı inerdi ki...
Onun yukarı çıkışını, sonra da minik hasır örgü kordonlu, mavi muslinden bahçe elbisesinin çift kapılı koridordaki hışıltısını işittiğim an, benim için ızdırap dolu bir andı...
Kendinden sonra gelecek olan ânı, annemin yanımdan ayrılıp tekrar aşağıya ineceği ânı haber verirdi bana...
Bu yüzden de, o kadar sevdiğim bu iyi geceler öpücüğünün mümkün olduğunca geç gerçekleşmesini,
Annemin henüz gelmemiş olduğu rahat sürenin uzamasını ister hâle gelirdim...”
(...Marcel Proust)

İtirafım var

(...isim: s. tamer ...şehir: istanbul ...yaş: yirmi yedi)
Celal Abi, oğlunun doğumundan kısa bir süre sonra, adını “Furkan” koymak üzere nüfus dairesine gitmiş...
Gerekli işlemleri yaptırdıktan sonra, gerekli bilgileri yazacak olan memurla baş başa kalmışlar...
Ve görevli kişi de son olarak “Adı ne” diye sorunca kendi isminin sorulduğunu zannedip “Celal” deyivermiş...
Memur da çocuğun isminin “Celal” olarak konulacağını anlayarak yazmış nüfus kağıdına...
Baba oğul, “Celal” olarak geziyorlar şimdi...

Venüs...-

Yok biz ona değişmek demeyelim... Ne mal olduğunu geç anladım, hak ettiğin gibi davranmaya başladım diyelim...
Evet ya güzel oldu, böyle diyelim...
-Tek pişmanlığım; yanlış kişiler için yaptığım doğrular.
-Bu nasıl hayat be kardeşim?... Tam mutlu olacağız derken sanki minibüsçü Rüstem, Pembe Abla’ya gidip gerçekleri anlatıyor...
-Ya parası neyse verelim de kafamız rahat, gözümüz kapalı insanlara güvenelim ya. Bu ne böyle sürekli bi pişmanlık, sürekli bi keşke...
-Ona içimdeki her şeyi söylemeyi planlamışken sonradan yine değişmeyeceğini fark edip vazgeçtiğim günler çok oldu.
-Herkes 2016’yı beklerken ya 2015s gelirse?
-Twitter’ın en güzel yanı da , senin kafana takıldığın ve yazamadığın şeyleri başkası dile getiriyor beleşten rahatlıyorsun.

Şişman kız günlüğü...

-Bu akşam sekize kadar 10 kilo vermem lazım!..
-O beni prenses-peri sanıyor, ama ben patates kızartmasını elimle, beşer beşer yiyorum...
-Yine 1 bardak kola ile 3 tabak çerez bitirdim.
-Dambıl bu şey değil mi?... Hani kapı açık dursun diye yere koyup kapıya dayıyoruz?...
-Keşke odamda çiğ köfteciye açılan bir kapı olsa...
-Bizimkiler beni Mervelerde ders çalışıyorum sanıyor, ama ben yine Mesut Usta’da dürüm yiyorum...
-Keşke revani çok aşırı faydalı bir şey olsaydı.
-Hayat 5N1K: Ne yiyeceğim? Ne zaman yiyeceğim? Nerede yiyeceğim? Nasıl yiyeceğim? Niye bu kadar yedim ya? Kim verecek şimdi bu kiloları?...

Büyük erkek gerçekleri...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.