Ayaküstü...

A -
A +

(...Diren Cuma)
-Putin’e, “Bize dokunma ama Akp’den intikam al” diyerek yalvarınca, Kremlin tarafından, Sözcü gazetesi yazarlığına getirilen Nasuh Mahruki, Cuma namazı için mesai esnetilmesine çok içerlenir;
“Düşürülen Su-24 uçağımız bile bu kadar canımızı acıtmamıştı”...
* Direnme Cuma namazı, seni kazaya bıraktıracağız...
...
-Memurların Cuma namazına yetişebilmesi için 15 dakika önce çıkmalarını kabul edilemez bulan Enver Aysever; “Laik vatandaşlarımız buna asla müsaade etmeyecektir, direniş için Pazar ayinine müteakip, (Kızıl maske-molotof-demir bilye ve çubuklarla) Fener Rum Patrikhanesinde toplanıyoruz”...
* Diren Layıklık seni hortlatacağız…
...
-Chp Genel Başkan Yardımcısı Figen Yüksekdağ; “Bizim kutsal vaktimiz resmi olarak kilise saati olan pazardır, dinimize sahip çıkarak, yobazlara asla geçit vermeyeceğiz, cami yakan militanlarımız hiçbir kiliseye dokundu mu”…
* Diren Aziz Nicolas, diren aziz Valentin- emanetinize sahip çıkacağız...

-Hdp eş başkanı Gürsel Tekin; “Zamanında camilerin tamamını kapatabilseydik, şimdi bunu konuşuyor olmayacaktık”…
* Diren hendekçi, cesur, Türkün korkulu rüyası, militan pkk’lı, sen zırhlı ambulansı bile yakacak güçtesin….
(...REVA)

Öğrendim ki; “-Zevk veren her şey, dert de veriyor...”

Ana Kumanda

(...BEYAZ TV / Beyaz Futbol)
ERTEM ŞENER: G.Saray yönetimi toplanıyor, başkanın haberi yok. Kulüpte bir şeyler olduğu kesin...
AHMET ÇAKAR: Ve Dursun Özbek böyle bir emercensi (emergency) durumda ortada yok...
ZİYA ŞENGÜL: Emercensi neresi hocam yaa?..

KRAMPON
FEDERASYON kendini “Motosikletçi” olarak tanıtan Kenan Sofuoğlu’nun kupalarını elinden alıp yerine Kağıthane’de boş dükkân hediye etti...
...
GALATASARAY’da ilk antrenmanına kendi topuyla katılmak isteyen Donk süresiz kadro dışı bırakıldı...
...
EMNİYET Genel Müdürlüğü: “Kendini polis, asker, savcı ve motosikletçi olarak tanıtan kişilere itibar etmeyiniz...”
...
MUHARREM Usta: “Açılış için Barcelona’ya teklif götürdük kabul etmediler, seyircisiz olsun dedik şehri boşaltmamızı talep ettiler vazgeçtik..”

Temel bir gün...

Hırsız Temel, soyguna girdiği bankadan; paranın yanında bilgisayar, daktilo ve mobilyaları da çalmış. Niçin?...
“-Para tek başına saadet getirmez” diye...
xxx
Taksi şoförlüğü yapmaya başlayan Temel, bir müddet sonra bu mesleği bırakmış, neden?..
“-Arkasından konuşulmasından hoşlanmadığı için...”
xxx
Denizaltı kaçıran Temel; rehineleri öldürmemek için polise şartlarını söylemiş;
“-50 milyar ile bir paraşüt istiyorum...”

Özgürlük...

Bana bu şanssızlığı ömrüm boyunca taşıyacakmışım gibi geliyordu...
Dünya, bana ve benim gibi mutsuzlara karşı son derece acımasızdı...
Toplum sizi, yalnızca bir iş koparma ve bu işe bir kuduz köpek gibi sarılma yeteneğinize göre değerlendiriyordu...
Aksi takdirde cılız bir budaladan, zavallı bir soysuzdan, bir tür deliden başka bir şey değildiniz...
Ama tüm ömrünü bir yazı masası başında geçirmekten daha büyük hangi delilik düşünülebilirdi?..
Büyük bir enayi çoğunluğu buna zorluyor diye, yaşamını boşlukta kurmakla insan kendine daha büyük hangi yalanı söyleyebilir?..
Normal bir kişinin yönelmesi gereken tek şey; özgürlüktür, ömür boyu hapis değil...
Bugün işlerin onda dokuzu da perişanlık kokan o rutubetli hapishanelerden daha beter...
Yaşam sımsıkı kapanmayı isteyecek kadar korkunç değildir...
(...Philippe Djian )

İtirafım var

(...isim: seher... şehir: bolu... yaş: yirmi iki...)
Üniversitede sömestir tatili için Isparta’dan ayrılıp evlerimize gitmiştik...
Tatilimiz esnasında kara yolunda bir kaza olmuş ve benle aynı adı taşıyan bir kişi hayatını kaybetmişti...
Ben de radyodan duymuştum kazayı... Hayret deyip geçtim tabii...
Kazayı duyan ev arkadaşım şaşırmış ve evimize telefon açmış... Olay akşamı biz de ninemlere ziyarete gittiğimizden evde kimseler yok...
Kimse cevap vermeyince, “Eyvah kardeşimi kaybettik, cenaze telaşından telefona cevap veren dahi yok” diyerek basmış tasayı... Diğerlerine de haber vermiş durumu...
Neyse tatil bitti, okula dönüş zamanı geldi ve bende okuluma geldim...
Evin kapısını açtığımda herkes şoke olmuştu... Öldüğü sanılan arkadaşları karşısında duruyordu, olayın farkındaydım tabii... Günlerce ruhuma Fatihalar okunmuştu...
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)

Ayaküstü...

 

 

 

 

 

 

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.