Kader...

“-Hayatı yaşamanın iki yolu var;
Bir tanesi kaderinin sorumluluğunu üstlenmek...
Kendi kararlarını kendi vermek ve uygulamak,
Avantaj ve dezavantajları,
Mutluluk ve mutsuzluğu kabul etmek...
Cesurca, dürüstçe pazarlık etmeden, yüce gönüllülük ve tevazuyla...
...
Diğeri ise kaderini aramak...
Ama insan onu ararken sadece gücünü, zamanını, doğru ve iyi anlamdaki körlüğünü, içgüdülerini değil,
kendi değerlerini de kaybeder...
Gittikçe yoksullaşır, yeni gelen daima önceden var olandan daha kötüdür...”    (...Franz Kafka)

Öğrendim ki; “-İletişim araçları arttıkça, iletişimin azalıyor...”

Bizim pano

Kafeterya muhabbetinde, “Bizde mevsim yaz iken, Avusturalya’da kış... Bizde kış iken orada yaz” olduğu konuşuluyor...
Muhabbet uzayınca Serdar’ın kafası karıştı;
“-Bi dakka şimdi!.. Bizde aylardan ocak olunca, orada ağustos mu oluyor?..”

Kapak konusu!

TUĞRUL BEY:
“-Seçimleri özledim, bi seçim olsa da yine AKP’ye oy vermesek, acayip zevkli oluyor…”
…
SELAMİ HAKTAN:
“-Başkanlık seçimi yakındır Tuğrul!… RTE Başkan seçilince daha çok zevk alırsın artık. Sandığa gömüle gömüle mazoşist oldunuz yav…”
HHH
ASLI AYDINTAŞBAŞ:
“-Kıssadan hisse; Kalbimizi ortaya koyarsak, el ele verirsek, biraz akılcı davranırsak, bu ülkeyi kurtarabiliriz.
Evlatlarımız ölmesin artık…”
…
DURU PARLAK:
“-Birileri hainlik yapmasa, ülkesi için birlik olsa, başkalarının maşası olmasa, kimsenin burnu kanamaz…”

KRAMPON

ARSENE Wenger: “Cüneyt Çakır’a karşı önlem olarak Salih Dursun’u transfer etmeyi düşünüyoruz...”
...
KOLTUĞUNU arkaya yatıran Fernandao uçakta da Van Persie’yi rahatsız etti...
...
UEFA: Galatasaray Başkanını tanıyınca kulübe daha fazla ceza tayinine gerek olmadığı konusunda ikna olduk.

Ana Kumanda

(...ATV / Evlen Benimle)
EVLENECEK ADAM: Lütfen net konuşma... Lütfen...
EVLENECEK KADIN: Ağzımdan çıkan laflar konuşmama engel oluyor...
HHH
ESRA EROL: Bakın siz anaerkil bir ailesiniz... Üç kadın bir erkeğe sözünüzü dinletebilirsiniz...
EVLENECEK KADIN: Estagfurullah...
HHH
EVLENECEK KADIN: Hüseyin bey, siz “kesinlikle olmaz bu iş” diyorsunuz?...
EVLENECEK ADAM: BU KADININ hareketlerindeki davranışları beğenmedim ben...
HHH
EVLENECEK KADIN: Avrupa’nın neresinde var böyle bir şey?...
EVLENECEK ADAM: Burası Avrupa değil efendim...

Temel bir gün...

Gece yarısı karakolun telefonu çalmış, karşı taraftaki ses:
“-Memur bey karyolanın altında saatli bomba var...”
Memur Temel;
“-Nerden anladınız bomba olduğunu?...”
-Tik tak, tik tak ses geliyor....
“-Hımm... Tik tak ettiği sürece korkmanıza gerek yok efendim...”

Lüzumlu gazeteci bilgileri...

>> Köşe yazarlarının yüzde 85’i, en az 5 senelik fotoğraflarını gazetede kullanıyor...
Bunların yüzde 80’i ise gazetede kullandığı fotoğrafa kimliklerinde de yer veriyor...
>> Bayan yazarların yüzde yüzü her gün
özel hayatlarından en az bir konuya
yer verirken, erkeklerde bu oran
sadece binde birdir...
>> Son yapılan seçimlerden beri, “eli kulağında” olan fotoğrafını kullanan yazar sayısı, “eli yanağında” olanları geçmiştir...
>> Her yazar hayatında en az bir kez “Bilmem kime açık mektup” başlığını atmıştır...
>> Hafta sonu yayınlanan ilavelerden sonra güzellik salonlarındaki doluluk oranı,
diğer günlere oranla iki kat fazladır...

İtirafım var

(...isim: ertan ... şehir: giresun... yaş: yirmiiki)
Giresun’dan Rize’ye okula gidiyorum...
Arkadaşla anlaştık, Trabzon’da buluşup beraber aynı dolmuşla gideceğiz...
Arkadaşımı beklerken pazara doğru gittim. Canım salatalık çekmişti ve bir kilo aldım ve orada hemen bir tanesini elimle silip yemeye başladım...
Yanımdan geçen ve orada bulunan insanlar bana acayip bir şekilde bakıyorlardı...
Ben de içimden “Salatalık yiyen adam görmediler mi” diyorum...
Aldırış etmeden yemeye devam ettim iki tanesini bitirdim...
Arkadaşla buluştuk dolmuşa bindik ve “Salatalık yer misin” diye sordum.
Yiyeceğini söyledi ve elimi poşete atarak bir tane de ona verdim...
Arkadaşım dalga mı geçiyorum diye yüzüme baktı, ciddi olduğumu anlayınca kahkahayı kopardı, “Bu salatalık değil, kızartmalık kabak” diye...
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin,
rezil edelim...)