Öz eleştiri...

A -
A +

Kendine bak, kendini hiçbir zaman anlamayacaksın...
Çünkü kendini bir dizi tasarım içinde görüyorsun, sonunda da dağılıp gidiyor hepsi...
Çünkü kişi kendisine dışarıdan bakamaz...
Zira kişi kendisinin nasıl göründüğünü sahiden görmez, tahmin edebilir ancak...
Gerçi kişi kendine “Bu şartlar altında ben, bir başkası için ne derdim” diye sorabilir...
Ama cevap şu:
“-Bilemezdim... Bilseydim de, o başkasıyla ilgili haklı olduğum konusunda bir şey söylemiş olmazdı...”
Kişinin kendi üzerine sığ bir yargıda bulunması; kendisini ucuz bir biçimde şu ya da bu komedinin ya da trajedinin oyuncusu sayması...
Bunları bir başkası için yapması kadar iğrenç bir şey...
Düşün ki, başına ne gibi bir mutsuzluk, nasıl bir acı gelirse gelsin;
bunu sen kendin hak ettin...
(Ludwig Wittgenstein)

Öğrendim ki; “-İşe yaramayan zekâ, ahmaklığı göz önüne seriyor...”

KRAMPON
SELÇUK İnan; “Ne zaman ki Umut, attığı golden sonra sakin olun hareketini yaparsa düzeldiğimizi anlarız…”
...
TRABZON’un kendisiyle ilgilendiğini öğrenen Sercan’dan samimi açıklamalar: “Valla kupa Trabzon’un hakkıydı…”
...
YAPILAN son antrenmanda Sabri Sarıoğlu’nun Nani taklası çalışması sonucunda 16 reklam panosu paramparça oldu…

Ana Kumanda
(...A SPOR / Spor Ajansı)
FATİH DOĞAN: Ben istatistiklerle konuşuyorum. Topla oynama oranlarında Beşiktaş’ın bariz üstünlüğü var. Maç başına gol oranı yüksek ve deplasmanlarda daha başarılı...
EMRE BOL: Ben de bir istatistik vereyim Fatih’çim; Beşiktaş 11 yıldır Fenerbahçe’yi Kadıköy’de yenemiyor...”

Bizim pano
(...Talip’in bir günü nasıl geçer)
-Yemeği yiyip uzun bir koridoru bitirdikten sonra üçüncü kata çıkar...
-Masasına oturduğu zaman telefonu yemek tepsisinde unuttuğunu anlar...
-Bozuntuya vermeden “Marketten bir şey isteyen var mı” diye bağırarak sorar...
-Ordan birisi, “Bana da bir sigara al” der ve aynı yol tekrar yürünür...
-Marketin önüne geldiğinde para almadığını ve cüzdanı yukarıda unuttuğunu anlar...
-Geri döner, cüzdanı alıp aşağı iner ve direkt yemekhaneye gider...
-Uzun süre aradıktan sonra tepsilerden birinde telefonu bulur ve yukarı çıkar...
-Telefonu masaya koyar, şef “Hani sigara” der... Böyle gider bu...

Kapak konusu!
ATİLLA TAŞ:
“-Dünya üzerinde bugüne kadar 150 milyar civarı insan yaşayıp ölmüş.
Biz gele gele ‘uzun’la aynı zamana denk geldik arkadaş, şansa bak!…”

AZADE:
“-Dünya üzerinde o kadar soytarı gelmiş geçmiş, ham çökeleği bize denk gelmiş.
Şansa bak!…”
∞∞∞
CUMHURİYET:
“-Zalimler için yaşasın cehennem…”

SELAMİ HAKTAN:
“-Said Nursi’nin M. Kemal’e söylediği sözü manşetine taşıttırarak Kemalistleri maskaraya çeviren rabbime hamdolsun”
 ∞∞∞
DR.STEVENEU:
“-AKP’ye bir de Arapça anlatalım. Eğer Müslümansanız din yaptığınızı men ediyor.
Değilseniz siz hangi dindensiniz?…

EVLAD-I OSMANLI:
“-Yahu Tayyip Erdoğan ne büyük adam…
Dün Sılho’ya Cuma namazı kıldırdı, bugün sana Kur’an-ı kerim okutuyor…”

Kadın derken!

Seymour Hicks: Kimse kadınlar hakkında benim kadar çok şey bilmiyor...
Ve ben de hiçbir şey bilmiyorum...
∞∞∞
Alexandre Dumas: Kadınlar; büyük işler başarmamız için bize ilham verir...
Sonra da bunları başarmamıza engel olurlar...
∞∞∞
A. W. Brown: Evlilik öyle bir kitaptır ki; ilk bölüm şiir olarak yazılmış;
gerisi düz yazı...
∞∞∞
Mignon McLaughlin: Gerçekten de flört devresinde en hoşa giden özellikler, boşanma evresinde bir de bakarsınız ki en nefret edilenlere dönüşmüş...
∞∞∞
Marie Anne Du Deffand: Kadınların, zaaflarıyla silahlandıklarından daha güçlü bir zamanı olamaz...”
∞∞∞
Samuel Butler: Yol kesen eşkıya ya paranı ya canını alır...
Kadınlar her ikisini de ister...

Temel bir gün...

Temel, arkadaşıyla yolda giderken elindeki çakısıyla parmağını kesmiş...
Biraz ötede sağlık ocağı varmış...
Temel, “Ben şurada pansuman yaptırayım” demiş...
İçeri girince karşısına iki kapı çıkmış...
Birinde “Hastalıklar”, ötekinde “Yaralar” yazılıymış...
“Yaralar” kapısından girmiş... Yine önünde iki kapı çıkmış...
Birinde “Et”, ötekinde “Kemik” yazıyormuş...
“Et” kapısından girmiş... Yine iki kapı çıkmış karşısına...
Birinde “Önemli”, ötekinde “Önemsiz” yazıları varmış...
“Önemsiz” kapısından girince kendini sokakta bulmuş...
Dursun sormuş:
“-Nasıl iyi baktılar mı?...”
Temel cevap vermiş;
“-Hayır... Ama organizasyon müthiş...”

Hastasınız... Net!
¥ İnternete her girişinde planladığından daha uzun zaman geçiriyorsan... 
¥ Diğer sosyal aktivitelere ilgin azaldıysa ya da vakit bulamıyorsan...
¥ Gerçek hayattaki aile ve arkadaş ilişkilerin bozulduysa... 
¥ Meslek ya da okul hayatındaki işlevselliğin düştüyse...
¥ İnternette geçirdiği zamanla ilgili kendisini savunmak için yalan söyleme ihtiyacı duymaya başladıysan... 
¥ Gece internette geçirilen zamanı uykundan çalıp ertesi gün yorgun geziyorsan...
¥ Bu yorgunluğa rağmen bir sonraki gece de internette dolaşma gücü bulabiliyorsan... 
¥ Çok önemli bir haber beklemediğin halde elektronik posta hesabını kontrol edemediğin günler sıkıntılı ve tahammülsüzlük hissediyorsan...
¥ Bilgisayar başında geçirdiğin uzun saatler sebebiyle sağlığın bozulduysa... 
¥ Sağlık sorunlarına rağmen bu tutumuna devam ediyorsan...

Öz eleştiri...

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.