Sanal ortam erkekleri!

“-Çok atletik biriyim...”
(...Ara sıra halı saha maçlarına takılıyorum)
...
“Görünüşüm fen değil...”
(...Kulağımdan ve burnumdan kıl sarkmıyor)
...
“-İyi bir eğitim aldım...”
(...Konuşmalarımla ve egomla seni ezeceğim)
...
“-Arkadaşlığa önem veririm...”
(...Beni terk edersen derdimi anlatacak birileri var)
...
“-Eğlenceli bir kişiliğim var...”
(...Kadın programlarından dizilere her şeyi izliyorum)
...
“-Anlayışlı, olgun, romantiğim...”
(...Bensiz yapamadığın güne kadar hata yapmam)
...
“-Düşünceli ve saygılı biriyim...”
(...Bir şey emrederken “lütfen” diye başlarım)

Öğrendim ki; “-Daha iyi görülmenin sırrı; nerede gizli kalacağını bilmektir...”

KRAMPON
SON DAKİKA: Futbol Federasyonu, derbinin Playstation’da oynanmasını kararlaştırdı...
...
ATTIĞI twetlerle Türkiye’yi kötüleyen Pareira’ya, aldığım primin yanında Mesnevi verildi...
...
MİLLÎ Eğitim Bakanlığı nisan ayında yapılması beklenen TEOG sınavını Aziz Yıldırım’ın talebi üzerine erteledi.

Ana Kumanda
(...BEYAZ TV / Beyaz Futbol)
RASİM OZAN: Kutu kutu pense 3 puanı yerse...
AHMET ÇAKAR: Arkadaşım Fırat penaltıyı verse...
...
AHMET ÇAKAR: Dursun Özbek bilezikçi...
SİNAN ENGİN: Ya hocam yapma bunları...
AHMET ÇAKAR: Bilezik satmıyor mu olum bunlar?...
...
ERTEM ŞENER: Anlaşmalı bir tehir olmuşa benziyor...
SİNAN ENGİN: Sağırlar, dilsizler birbirini ağırlar...
..
RASİM OZAN: Zararından söz ediyorsun ama sen de içiyorsun!...
AHMET ÇAKAR: Sigara içen bir şerefsiz olarak konuşuyorum...

Bizim pano
Mehmet Abi sürekli sigara otlanmaktadır...
...Ve Bizimkiler; ona bir tuzak hazırlar... Hiç üşenmeden bulup, ona patlayan sigara ikram ederler.
Yanması ve birkaç fırt çekmesinin sonunda büyük bir gürültü ile patlar Mehmet Abi’nin saçı başı dağılır.
Çok sinirlenir, bağırıp çağırır ortamdan minik gülücüklerle herkes uzaklaşırken Metin Abi olaya el koyar.
“Gel Mehmet Abi gel. Sen onlara bakma” diyerek teselli eder ve bir de sigara ikram eder...
Mehmet Abi birkaç fırt çeker... Veee;

Çok ekşi...

Misafirlikte erken uyanıp yatakta mahsur kalmak...
-Haydi kahvaltıya diye uyandırılıp ekmeğe gönderilmek...
-Verilen kilonun adam toplayıp geri gelmesi...
-Eski sevgilinin adresine Yemeksepeti’nden 159 tane lahmacun ve ayran göndermek “Cenaze evine” diye not düşmek...
-Cevap anahtarına bakarken sıradaki soruların cevabını görmek...
-Sabah giderken hüzünle bakıp gitme diyen yatak...
-Televizyon seyretmemeyle övünen internet bağımlısı...
-Nikâh masasından “Neyse geç oldu ben kalkayım artık, babam kızar” deyip kalkmak...
-“Sana kız mı yok” denen adama harbiden kız olmaması...
-Müzekart’la Ajda Pekkan konserine gitmek...

Eğitim...

Eğitimin amacının zihinsel özgürlük olduğu bir dünya isterdim...
Gençlerin aklını, onları bütün hayatları boyunca nesnel kanıtların oklarından koruyacak olan bir zırhın içine sokmamalı...
Dünyanın açık kalplere ve aydın insanlara ihtiyacı var ve bunu statik sistemlerle elde edemeyiz...
(...Bertrand Russell)

İtirafım var
(...isim: a.k. ...şehir: İstanbul ...yaş: yirmi yedi)
En rezil olduğum an, pasaport polisine evlilik cüzdanını uzattığım andır...
Üstelik pasaportun o sırada çantamda değil, evde olması skandaldır...
Ötesi, daha akşamdan hazır ederken bavulumun üstüne koyduğum şey de evlilik cüzdanıdır...
Attığımı düşünenler,
“Zaten evlilik de bir yolculuk değil mi” mesajımla idare etsin, gerisi gülsün...
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)

Temel bir gün...
Temel arkadaşı Dursun’la kahvede otururken “Bu sabah son derece çirkef bir adamla tanıştım” diye sohbete başlamış...
“-Gerçek bir bela... Bana birden hakaret etmeye başladı, hem de küfürbaz.. Beni tehdit etti ya...”
“Nasıl tanıştın ki bu herifle” diye sormuş Dursun...
“Tamamen kazara” demiş Temel, 
“-Karşıdan karşıya geçerken adama arabamla çarptım...”