Erkeklerden erkeklere!
-Sürekli izlediği dizilerden bahseden kızlar da, sürekli maç konuşan erkekler gibidir. Ona göre karar verin...
...
-Çiçek alırken klişe günleri değil, hiç beklemediği rastgele günleri tercih edin, çok daha etkileyici olacaktır.
...
-”Evlilik programına katılsam telefonlar kitlenir benim için” gibi düşüncelere dalmayın saf saf...
-Erkeği gösteren üç şey vardır; saati, ayakkabısı, arabası... “Seni nereden alayım” demekle, “Seninle nerede buluşalım” arasında dağlar kadar fark var...
...
-Kadınlara güzel söz söyleyip iltifat etmekle, yalakalık yapıp burnunu kaldırmak arasındaki ince çizgiye de dikkat edin...
...
-Göbek yapıp sonra da ‘’He he bak Türk kası” esprilerine girmeyin... İtici geldiğini biliyoruz...
...
-Herhangi bir oyunda yenildiğinizde bahane bulmayın... Adam gibi yenildiğinizi kabul edin...
...
-Kadınları anlamaya çalışmayın... Boşa vakit kaybı... Onlar bile ne istediklerini bilmiyorken siz mi çözeceksiniz?...
...
-Ortamın gülü olacağım diye kızlarla harem ağası gibi “Ciciş, kuziş, minnoş” gibi hitaplarla konuşmayın... Altın günü modundan çıkın...
...
-En önemlisi; babasını, annesinden çok seven kızlarla birlikte olun... Sebebini biz bilmiyoruz ama onlar biliyor...
Öğrendim ki; “-Kaybettikçe ağırlaşan tek şey yürekmiş...”
Bizim pano
MURAT: Trenle gidelim Eskişehir’e, nostalji olur... Orada da çiğbörek yeriz.
BÜNYAMİN: Yok abi ben çiğ bir şey yemem; çiğbörek, çiğköfte, çiğdem...
MURAT: Adı çiğ olum, kendisini bayağı pişiriyorlar...
BÜNYAMİN: Yok yemem...
MURAT: Tamam... Suşi yersin sen de?...
BÜNYAMİN: Olur...
Temel bir gün...
Teröristler Temel’e teslim edilip, ıssız bir yerde kurşuna dizmesi istenmiş...
Sekizinci kilometrede teröristlerden biri dayanamamış;
-Madem kurşuna dizeceksiniz, niye bu kadar yürütüyorsunuz?...
“-Şikâyet etme, siz yine iyisiniz... Bizim için bu yolun bir de dönüşü var...”
Baba...
“-Babamın gömleklerini aylarca çekmecelerden birinde tuttum...
O süre içinde birçok şey oldu...
O süre içinde herkes gitti, ben de bu kitabı yazmaya başladım...
Şimdi o gömleklere bakıyorum, onları yatağın üzerine yayıyorum...
İçlerinden biri özellikle hoşuma gidiyor, petrol mavisi renkli...
Biraz önce denedim, kesinlikle bana küçük geliyor...
Aynada kendime bakıyorum ve babaların kıyafetlerinin bize her zaman büyük gelmesi gerektiğini düşünüyorum...
Ama ona ihtiyacım olduğunu da düşünüyorum;
Bazen babamızın kıyafetlerini giymeye ve uzun uzun aynaya bakmaya ihtiyacımız olur...”
Ana Kumanda
(...BEYAZ TV / Derin Futbol)
AHMET ÇAKAR: Kedinin bana tanımını yap Apo?...
ABDÜLKERİM DURMAZ: Kediii...
Xxx
AHMET ÇAKAR: Galatasaray çekici kulüp dediniz, çilek dediniz, UEFA’dan patlıcan geldi...
Xxx
AHMET ÇAKAR: Aziz Yıldırım’dan makas alabilir misiniz?...
RASİM OZAN: Aziz Yıldırım’dan su bile alamazsınız...
Xxx
AHMET ÇAKAR: Futbol bir dünya ise, Aziz Yıldırım Obama, Fikret Orman Sarkozy’dir...
KRAMPON
HAKEM hatalarına sürekli çözüm arayan MHK, göreve getirdiği İtalyan Rosetti’den de verim alamazsa, maçları yönetecek hakemleri ‘Adana Adliyesi’nden seçecek...
...
KASIMPAŞA maçında sahayı boydan boya dolaşan kedinin mama sayma görüntülerini Fotomaç ele geçirdi...
...
FİKRET Orman: “Yeni stadımızda kedi görmeyeceksiniz, çünkü kediler hibrit çime ayak basamıyor, korkuyorlar...”
İtirafım var
(...isim: fatih ...şehir: istanbul ...yaş: yirmi üç)
Arkadaşlarla vapurdan karşıya geçilmektedir... Kalabalık olan üst katta, püfür püfür ve şen şakrak gidilmektedir...
Birden arkadaşın elindeki gazeteye dikkat çekilir ve “Ver bakayım ne yazmışlar” diye çekiştirilip alınır...
Karşıdaki vermemek için direnmiştir ama daha inatçı olan ben kazanmışımdır...
Rezil sahne bu sırada cereyan eder...
Gazeteyi kaptırmak istemeyen kişi arkadaş değil, o sırada orada bulunan şanssız bir vatandaştır...
Geri uzatılırken gözler kısılır, boyun bükülür, seyahatin kısa sürmesi için dua edilir...
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)
