Evli erkeklere tavsiyeler...

A -
A +

* Eşinizin doğum gününü asla unutmayınız.
Onun doğum gününü unutmanız, öyle araba taksitini ödemeyi unutmanıza benzemez...
...
* Eşinizin doğum gününü hatırladığınızda da kendisine çelik tencere, duvar saati, katalitik soba gibi acayip hediyeler almayınız.
Böyle hediyeler almanız, unutmanızdan daha incitici olacaktır.
...
* Eşiniz yeni bir giysi giydiğinde, saçını kestirdiğinde veya boyattığında; ondaki değişikliği fark ediniz.
...
* Yemekte, arkanızdan sanki Amerikan askerleri kovalıyormuş gibi alelacele karnınızı doyurup, eşinizden önce masadan kalkıp, TV’nin karşısına kurulmayınız.
...
* Yemekten sonra eşinize “Eline sağlık karıcığım! Yemekler çok güzeldi!” deyiniz. Bunu söylemek hiç zor olmasa gerek.
...
* Çocuklarınız yanlış bir hareket yaptığında eşinize; “Bunları bu hâle sen getirdin” diye bağırmayınız.
“ Suç, iğde de var, yünde de var; çıkrıkta da var, yünü eğiren de de var” atasözünü hatırlayınız.
...
* Sizi iş yerinizden telefonla arayan eşinizin sesini duyar duymaz; “Merhaba canım” bile demeden;
“ Hıh! Söyle” demeyiniz. Hatırını sorup kendisiyle nazikçe konuşunuz.
...
* Eşinize hoş sürprizler hazırlayınız.
Bu hoş sürprizlerin neler olabileceği konusunda, birazcık kafa yorunuz.
...
* Kilo vermek için rejim yapan eşinizin çabalarını fark ediniz, onu destekleyiniz.
“Bu yaşta ne rejimi? Manken mi olacaksın?” gibi incitici sözler sarf etmeyiniz.
...
* Uzun zaman mutfaktan salona dönmeyen eşinizi merak ediniz.
Yardım etmek gibi bir âdetiniz olmasa bile; “İşin bitmedi mi? Sana yardım edeyim mi hayatım?” falan deyiniz.
...
* Kumandayla değil eşinizle evli olduğunuzu hatırlayınız.
Eşinizin izlemek istediği bir program olabileceğini veya sizinle sohbet etmek isteyebileceğini unutmayınız...

Öğrendim ki;
“-En cahil anne, en kültürlü evlattan bilgiliymiş...” 

Bizim pano
Serdar geçen akşam yabancı bir filmi baştan sona Türkçe altyazılı olarak seyretmiş...
Filmin finalinde bilgisayarın sesini açtığında, Türkçe dublaj olduğunu görmüş...

Temel bir gün...
Temel’in kafası bozuk bir şekilde kahvede otururken yanına Dursun gelip bir problem olup olmadığını sormuş...
“Sorma” demiş Temel;
“-Kaynanam benimle bir hafta boyunca konuşmayacağına yemin etti...” 
-Oğlum ne üzülüyorsun o zaman, sevinsene?...
“-İyi de... Bugün bir haftanın son günü...”

TERS AÇI
Evli erkeklere tavsiyeler...
-Anladın sen onu!..

Hayata dair...
Kendini tehlikeye atmaktan korkan kişiye ne yazık!..
Çünkü o kişi belki de hiç düş kırıklığına uğramayacak ve peşinden koşacak bir düşü olanlar kadar acı çekmeyecek...
Ama dönüp de arkaya baktığında, yüreğinden şu sözcüklerin döküldüğünü duyacak:
“Yaratanın, yaşadığın her güne ektiği harikulâde hayat tohumlarını ne yaptın?...
O’nun sana bağışladığı yetenekleri ne yaptın?...
Hepsini bir çukura gömdün, çünkü onları yitirmekten korkuyordun...
İşte, şimdi elinde kalan:
Hayatını yitirmiş olmanın kesinliği...
(...Paulo Coelho)

İtirafım var
(...isim: ümit d. ...şehir: eskişehir ...yaş: bilinmiyor)
Bir gün eczaneme bir müşteri geldi ve benden çocuğu için bir şurup istedi.
Ben de biri pembe, diğeri mavi olan şurupları bankoya koydum.
Çocuğunun yaşını sormama fırsat vermeden, müşteri; “Pembe olanı alayım çünkü benim çocuğum kız” dedi.
Ben de şurupların renklerinin cinsiyete göre değil, miligram farklılığından olduğunu söyledim. Uygun şurubu almasına ikna edene kadar çok uğraşmıştım...
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)

KRAMPON
G.SARAY TV’de ilk kez yayınlanan “Kaybedenler Kulübü” filmi, sarı-kırmızılı camiada tepkilere sebep oldu…
...
ERSUN Yanal’dan “Nereye gidiyoruz” diye soran taksiciye: “Fenerbahçe’ye doğru git sen…”
...
BARCELONA yönetiminin son haftalarda sahada kaybolan Messi’ye çip taktırmayı düşündüğü öğrenildi.
...
SAMUEL ETO abarttı; “Taraftar 2 istedi attık, 3 istedi 4 attık,   5 istedi zaman yetmedi…”

Ana kumanda
(...A SPOR – Takım Oyunu)
ERMAN TOROĞLU: Şimdi biraz ağır konuşacağım... 
SERKAN KORKMAZ: Hocam bizi zor duruma sokacak bir şey söyleme...
ERMAN TOROĞLU: Birazını söyleyeceğim... 
***
(...TV 8 / Bay Tahmin)
MURAT ÖZARI: Adamın biri köprüden atlayacakmış, bir şey geçmiş atlamamış; ne geçmiş?...
FİKRET ENGİN: Araba mı geçmiş?...
MURAT ÖZARI: Ne arabası, denizde araba mı olur?... Vazgeçmiş vaz...
FİKRET ENGİN: Vaz ne demek?...
***
(...BEYAZ TV – Beyaz Futbol)
AHMET ÇAKAR: Rasim nerede bu akşam?... Bana Rasim’i getirin...
ABDÜLKERİM DURMAZ: Rasim beraberliği kutlamaya gitti bu akşam hocam...

 

 

 

 

 

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.