Kadınların derdi bitmez...

Sürekli onları izleyen birileri olsun isterler; 
Bulunca, “Ne öküz gibi bakıyorsun” derler...
...
Sürpriz yapmanızı isterler; 
Sonra da “Aklına eseni yapıyorsun” derler...
...
Sürekli iltifat edilsin isterler; 
Edince “Kaç kişiye söyledin bunları” derler...
...
Hep el üstünde tutulsun isterler; 
Lafa gelince “Eşitlik” derler...
...
Güldüren erkek olsun isterler; 
Sonra da “Seninle ciddi bir şey konuşulmuyor” derler...

...
Ağır ve oturaklı adam isterler; 
Sonra da “Hiç rengin yok” derler...
...
Tutumlu olmanızı isterler; 
Komşuda olan her şeyi isterler...
... 
Çiçek isterler; 
Alınca da bir halt yediğini düşünürler...

Öğrendim ki; “-Doğrunun düşmanı, yalanın dostu çokmuş...”

Temel bir gün...

Temel, Dursun ve İdris bu masalda yürürken birden kaybolmuşlar... Ve hiç bilmedikleri başka bir âleme girmişler...
Orada dolaşırken İdris’i yanlarında göremeyen Temel’le Dursun, onu aramaya başlamışlar...
O da ne?... İdris çirkin mi çirkin biriyle yemek yiyor baş başa... Sormuşlar:
-Neden böyle oldun?...
“-Ben 3 tane kuş öldürdüm... Onun cezasını çekiyorum...” 
Sonra Dursun kaybolmuş, onu arayıp bulmuşlar... O daha çirkin biriyle baş başa yemek yiyor, sormuşlar:
-Niye böyle oldu?...
“-Ben 5 tane kuş öldürdüm, onun cezasını çekiyorum...” 
Sonra Temel kaybolmuş ve arayıp bulmuşlar... O da dünya güzeli bir kadınla baş başa yemek yiyor. Ona da sormuşlar:
“-Nasıl oldu?...” 
Temel bir şey demeden kadın atılmış:
“-Ben sayamayacağınız kadar kuş öldürdüm...”

İtirafım var

(...isim: yavuz ...şehir: istanbul ...yaş: yirmi)
Yeni başlanan okuldaki ilk günler...
Kötü elektrik alınan İbrahim isminde bir öğretmen vardır...
Arkadaşlık kurulan çocukla teneffüste sohbet ederek, çevreye adapte olmak istenir:
-Ben en çok şu hocaya uyuz oldum... Çok despot biri...
“-Aslında göründüğü gibi değildir... Sabırlı, cömert ve kültürlüdür... Biraz serttir ama iyidir... Babamdır ayrıca...”
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)

Hayata dair...

İnsanlar, hele şu son zamanlarda bir özgürlük teranesi tutturdular;
Neymiş bu peşinde koştukları özgürlük?...
Yalnızca esirlik ve kendine kıymadan ibaret!..
Çünkü insanlar, “İhtiyaçlarını tatmin etmeye bak, sen de en yüksek, en zengin kişilerle aynı haklara sahipsin” inancına saplandılar...
“İhtiyaçların giderilmesi konusunda hiç çekinme hatta isteklerini alabildiğine artır!...”
...
Bugün herkesin dilinde bu var, özgürlük böyle anlaşılıyor...
İhtiyaçları alabildiğine genişletmek hakkı neler doğurur?...
Zenginleri yalnızlığa ve manevi çöküntüye,
Yoksulları kıskançlığa, suç işlemeye götürür...”
(...Dostoyevski)

Bizim pano 

(...Bizimkiler’in attıkları mesajlar)
SERDAR: Telefonun neden kapalı... Çabuk gel...
***
MEHMET: Bu son kontörüm, borç olarak yolla, gelince öderim...
MURAT: Kaç kontör yollayayım?...
***
BÜNYAMİN: Kapkaççılar cüzdanımı, telefonumu, her şeyimi çarptı... Bugün işe gelemeyeceğim...
***
CAHİT: Deneme mesajı, geldiyse iki çay kap gel...
***
BANKA: Bonus Card’a 12 aya sıfır vade...
TALİP: İstemiyorum, teşekkürler...

KRAMPON

RIDVAN Dilmen: “Maçta kural hatası vardı, Edin Visca insan değil...”
(...krampon)
...
KUTLAMA yapmaya hazırlanan 100 kadar Beşiktaş taraftarı, bayraklarında bulunan aşırı naftalinden zehirlenerek hastaneye kaldırıldı...
(...jurnal)
...
KUDDUSİ Müftüoğlu: “Penaltı gibi durmuyor, bir de çime bakmak lazım hibrit değilse penaltı değildir...”
(...omer_ce)
...
FİKRET Orman: “Kimsenin Beşiktaş’ın parasını çarçur etmeye hakkı yok, zaten ortada para da yok!...

Ana Kumanda...

(...ATV – Evlen Benimle)
ESRA EROL: Bir bayan olarak bu tempo sizi yormuyor mu?...
BAYAN SEYİRCİ: Yoruyor ama yalnız çalışmıyorum... Erkek ortaklarım da var... Zaten eşim de erkek... 
***
(...SHOW - Magazin)
MUHABİR: Burada da gördüğünüz gibi mısır satan bir teyze var... Ne satıyorsun teyze?...
KÖYLÜ TEYZE: Mısır...
***
(...FOX TV – Su Gibi)
STÜDYODAKİ KERİM BEY: Üç çocuğum var, hepsi için 750 lira nafaka veriyorum...
TELEFONDAKİ ESKİ EŞİ: Yalan söylüyor, çocuk başına 250 lira veriyor...