Ya kadınlar olmasaydı?

-Kirli sepeti dolar taşar, ütüleneceklerden bir dağ oluşurdu...
...
-Sağlıksız beslenme yüzünden mideler ve bünyeler sarsılırdı...
...
-Tekstil sektörünün içler acısı hâle düştüğü dünya olurdu...
...
-Tekstil sektörü iflas noktasına gelirdi...
...
-Makyaj malzemeleri ve bakım ürünlerinin tüketimi yüzde 98 azalırdı...
...
-Erkekler daha az tıraş olmaya başlardı... 
...
-Ortalıkta kopuk düğmelerle dolaşılırdı...
...
-Sessizlik ve kaçınılmaz olarak huzur hayat bulurdu...
...
-Evlilik programları yayından kalkardı... Ne de güzel olurdu...
...
-Artık cidden “sadece futbol” konuşulurdu...
...
-Şiir yazılmayan bir dünya olurdu...

Öğrendim ki; “-Söylediklerinin değeri olmayan yerde susmayı bileceksin...”

İtirafım var

(...isim: enes ...şehir: istanbul ...yaş: bilinmiyor)
Bir gün İngilizce dersindeyiz. Yan odadaki müdür yardımcısından bahsediyoruz.
Hoca sordu: Ahmet Bey kiminle konuşuyor olabilir?...
Biri cevapladı: Karısıyla telefonda konuşuyor olabilir hocam...
Hoca tekrar sordu: Peki ne konuşuyor olabilirler?...
Arkadan İbrahim atladı: Be Free, Be free, Be Free... (Evliliğimiz bitti, bitti, bitti...)
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)

Seyyar...

“-Çamaşır makinemiz de kocaman oldu. Daire kapısına kadar yürüyebiliyor. Seneye ekmek almaya onu gönderecek annem...”
...
“-Bazılarının solculuktan anladıkları tek şey sokağı karıştırıp biber gazı yemek...”
...
“-Yalan söylediği daha ilk kelimesinde belli olduğu hâlde, hâlâ cümleyi bitirmeye çalışan insanın, kendini zeki sanışı takdir edilir...”
...
“-Twitter’ı Facebook’a bağla, Facebook’u Foursquare’ye bağla, hepsini Instagram’a bağla, bi kendini bana bağlama...”

Hayata Dair...

-Kaynağına ulaşmak için, akıntıya karşı yüzmek gerekir.
-Mutluluk adalarına, yalnızca sıradanlığın denizinden varılır.
-Zoraki tasarruftan ancak ucuz iyimserlik olur.
-Kişi kendi mutluluğuna katlanabilmek için bir başkasının acısını taşıyabilmeli.
-İsteyeni arttıkça özgürlüğün bedeli düşer.
-Sanatta gerçekçilerden çok, yalan söyleyenler boldur.
-Öyle insanlar var ki meclislerinde aklıma hiçbir şey gelmiyor.
-Zirvenin zemini uçurumdur.
-Bana bir halkın neye güldüğünü söyle; sana onun ne için kanını akıtmaya hazır olduğunu söyleyeyim.
-Gerçek bir taşlama yaralamaz, öldürür...
(...Stanislaw Lec)

Temel bir gün...

Şehirli Temel, köye çiftçilikle uğraşan amcasını ziyarete gitmiş...
İlk günler amcası ona ilk defa gördüğü çiftlik hayatını, tavukları, inekleri, ekinleri göstermiş...
Aradan birkaç gün geçince yeğeninin sıkılmaya başladığını hissedince onu oyalamak için,
“Bu civarlarda kimsecikler yok” demiş, “Köpekleri ve av tüfeğini al biraz ‘atış talimi’ yap... Ne dersin?...”
Çok sevinen Temel silahı ve köpekleri aldığı gibi fırlamış evden...
Öğleden sonra büyük bir keyifle dönmüş eve, amcası da hemen sormuş; “Nasıl?.. Hoşuna gitti mi?..” diye
“Harika, hallettim amca” demiş Temel;
“-Daha başka köpekleriniz var mı?..”

KRAMPON

AZİZ Yıldırım, Nani’nin attığı gole sevinen Portekiz taraftarlarına sinirlendi: “Paralı köpekler, sizi stada sokmayacağım!...”
(...Krampon)
...
JOACHİM Löw “Şunu anladık ki; Turnuvaya ülkece hazırlanmamışız...”
(...Murtua)
...
BAYRAM boyunca kafasından aşağı kolonya dökülen çocuk, giydiği kazakta yüklü statik eletkrik nedeniyle alev aldı...
(...Ömer_Ce)
...
G.SARAY’ın teklifini gören Vesely hiç düşünmeden Fenerbahçe’nin teklifini kabul etti.
(...Jurnal)
...
YILLAR sonra evlerini temizlemeye karar veren bir grup öğrenci, banyo fayanslarının altında Antik Roma Dönemine ait eserlere rastladı...
(...Bertevan)

Ana Kumanda

(...TV 8 / Bay Tahmin)
MURAT ÖZARI: Fikret bir lahmacunla bir simitte aynı kalori var. 250 kalori...
FİKRET ENGİN: Abi dur şimdi... Karnım aç değil ama canım lahmacun çekti.
MURAT ÖZARI: Of şimdi olacak ayıracağım içine domatesi dolduracağım...
FİKRET ENGİN: Bu saatte de bulamayız ya...
MURAT ÖZARI: Mecidiyeköy’de buluruz belki.
Xxx
(...ATV / Kim Milyoner Olmak İster)
YARIŞMACI: Bu yarışmada yedinci soru çok önemli...
SELÇUK YÖNTEM: Neden yedinci soru?...
YARIŞMACI: Çok önemli çünkü bu soruyu bilince sekizinci soruya geçiyoruz...