Ayaküstü...

A -
A +

ÇOCUKLARIMIZI almaya geldiklerinde bize dindar bir nesil vadettiler ve alıp götürdüler...
Dindarlık şöyle dursun, nasıl bir kindar nesil yetiştirdilerse çocuklarımız uçaklarla tanklarla geri gelerek üzerimize bomba yağdırdılar, ezip geçtiler.
Üstelik bunu bizim paramızla yaptılar, yaptırdılar...
∞∞∞
ADAMLAR televizyonlarda ha bire sadece Ergenekon ve Balyoz’da sıkıntı çekip atılanlardan bahsediyorlar...
28 Şubat ve öncesinde sıkıntı çekip atılanlardan bahseden yok.
Hâlâ diğerlerini yok sayıp, benim adamım iyidir anlayışı.
İşte bu yüzden iki yakamız bir araya gelmiyor...
∞∞∞
HERKES beyin göçünü sadece yurt dışına gidilince gerçekleşiyor sanıyor...
Dışarı çıkmadan ne beyinlerimiz göçmüş de kimsenin ruhu duymamış(!).
O kadar ki ancak üzerimizden uçak, vücudumuzdan tank geçirdiklerinde fark eder olmuşuz.
İnşallah bu tank edişle uyanırız.
(...Mustafa Koç – Okur / Yazar)

Öğrendim ki; “-Eleştiriyi kabul etmeyen, başarısına inandıracak kimseyi bulamıyor...”

Ana Kumanda

(...KANAL 8 / Bay Tahmin)
MURAT ÖZARI: Ben iddialı konuşmayı sevmiyorum abi...
FİKRET ENGİN: E sen geçen sene “Top 4 köşeli olsa bile Beşiktaş şampiyon olamaz” demedin mi yav?...
MURAT ÖZARI: Ya tamam demişimdir... Ama ben hiçbir zaman iddialı konuşmayı sevmiyorum onu diyorum...

Vefalı Milletime

Millet ezdi başını, bu çok başlı yılanın,
Daha yolumuz uzun, karındaşlar, davranın!
Yavrusunu koruyan, haşin bir kartal gibi,
Örtündün devletine, işte bu ecdad nesli!
...
Hiç pişman olmayacak, daha da kuduracak,
Sakın kırpma gözünü, hep fırsat kollayacak!
Paraya tamah edip, rütbeye meylettiler,
Milletin sillesini, hiç hesap etmediler!
...
Haksız geldikleri yerden, ahlaksız ayrıldılar,
Lügatlerinden ‘haysiyet,  namus’u kaldırdılar!
Bahçede çay toplayan, tankları esir aldı,
Yürümeye mecalsiz, ölümüne yardırdı!
...
Emzikli bacılarım, seccadeyi ıslattı,
Yürekleri kocaman, çocuklar bayrak açtı!
Bunların sınırı yok, bunu iyi anladık,
Onlar da anlasın ki, kefen bize bayramlık!
(...Sıla Münir’den)

KRAMPON

BEŞİKTAŞ yönetimi; Sosa ve Gomez’i Atatürk Havalimanı “Korkaklar” kapısından uğurlarken, Erdoğan’ın çıktığı kapıdan Adriano’yu karşıladı…
...
FATİH Terim, sessizliğini bozmak için iyi bir sebep bulup, sessizliğini bozmak için düğmeye bastı…

 

Kadın olmak...

-Takip eden ve laf atan âdemoğluna “Bas git zübük” diye sert çıkışınca bile, “Ana kadın bana hasta oldu” şeklinde karşılanandır...
...
-İş yerinde kadınlar tarafından kıskanılıp, erkekler tarafından övülmek, tüm bunların dışında kalan çifte standarttan ötürü ise bıkmak, omuz silkmek, kaçmak, gitmektir...
...
-Kadın dergileri tarafından “Kadınla erkek eşit mi?”, “Kadın mı daha çok kazanıyor, erkek mi?” konulu anketlere konu ve denek olmak demektir...
...
-Bazen aklından ve başarısından çok fiziğinin konuşulmasına sinir olmak demektir.
...
-Çoğu kez şiddete ve hakarete maruz kaldığı hâlde etin veya yemeğin en güzel yerini erkeklere vererek türlü fedakârlıklarda bulunmaktır...
...
-Sarışınsa aptal, zenginse tiki, akıllıysa düşman, hastaysa aciz, dostsa erkek muamelesi görmektir...
...
-Hayatın yükünü omuzlarına almak ve bu yük ile ömür boyu yaşamaktır... Bazen bir filmin görünmeyen kahramanı olmak, ya da filmin sonunda ufak bir karede görünmektir...
...
-“Zaten bende şans olsa anamdan erkek doğardım” gibi bir cümleyi kurmak zorunda bırakılmaktır...
...
-Tüm bunlara rağmen aklı başında erkekler olduğunu bilmek, onları sevmek, üstüne bir de âşık olmaktır...

Bizim pano

Spiker arkadaşımız gazeteye gelmiş, Serdar onunla konuşuyor;
“-Cüneyt abi biliyor musun; ben de sizi bir iş yapıyor sanıyordum...
Siz o sunduğunuz haberleri ezberlemiyormuşsunuz ki...”

 

Temel bir gün...

Temel’le Dursun bir yandan geziyor, bir yandan da elma yiyormuş...
Temel elmayı yerken bir süre sonra yediği yerlerin karardığını fark etmiş ve sormuş;
“-Dursun bu elma niye kararıyor?...”
-Çünkü sen elmanın kabuğunu yedikten sonra elmanın içi ortaya çıkıyor... Bu kısım hava ile temasa geçince okside olmaya başlıyorlar... Bu, moleküler yapıda değişikliğe, o da rengin değişmesine yol açıyor...
Bu cevaptan sonra bir müddet sessizlik olmuş...
Ardından Temel etrafına bakarak sessizce;
“-Dursun... Sen benimle mi konuşuyorsun?...”

Savaş...

Bir savaş patladığı zaman, insanlar, ‘Fazla uzun sürmez, çünkü çok anlamsız bir şey’ derler...
Elbette ki bir savaş çok anlamsız bir şeydir...
Ama böyle oluşu uzayıp gitmesini önlemez...
Anlamsızlık, saçmalık daima kendini belli eder...
İnsanlar yalnız kendilerini düşünmeseler onun varlığını fark edebilirler...
Kendilerini hür sanıyorlardı, oysa felaketler var oldukça kimse hür değildir...
(...Albert Camus)

gündemin kırıntıları

FRANSA’daki terör saldırılarında Fransız olan entellerimiz, Türkiye’deki darbe girişiminde de Fransızlar.
Şaşırdık mı?... Hayır...
...
AMERİKA delil istiyormuş.
Sadece ellerindeki WhatsApp’a baksalar yeter.
...
BÜLENT Arınç, “Bana ahmak diyebilirsiniz” derken bile aldanan sadece ben değilmişim diyerek kendini aklama derdinde.
Vah ki vah...

Ayaküstü...

 

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.