Goodmorning tiçır!

A -
A +

-Kendimden başka herkese iyi geliyorum gibi.
...
-Enes Kantar de daha yeni 70 milyon dolara imza attı Atalay Demirci’ye çıkarıp ateşlemiyor sıkışığım diyor, babam geldi gözümün önüne...
...
-Aynı şeyle sınanırım korkusuyla kimseyi kınamıyorum.
...
-Ya ne bileyim işte öyle üç yüz tweetimi üst üste beğenince seviyorsundur diye şeyettim... Yoksa kuyumcu tanıdık geri alır yüzüğü sıkıntı yok...
...
-Bazılarının “beyin” kanaması riski hiç yok...
...
-Karşındaki insanı tanımak istiyorsan biraz ilgisiz bırak sana kim olduğunu bağıra bağıra söyleyecektir...
...
-”Güldürürsün sen” diye cenazelerde yanımda durmayan insanlar var ...
...
-Az evvel yemek yediğim yerde yer bildirimi yapmayı unuttum, yahu ben de diyorum niye doymadım bi şeyler eksik...
...
-Selfieden bir saniye önce yüzündeki ifadeyi kafasındaki psikolojiyi değiştirebilen canlıya “kadın” diyoruz...

Öğrendim ki;

“-Umut; onun getireceği birçok şeyden güzeldir...”

Ayaküstü...

Almak üzere kurulan bütün sistemlerin sonu hüsrandır. 
Vermek üzere kurulan sistemlerin sonu mutlu sonla biter.

Adam sabaha kadar darbecilerin helikopter ihtiyacını karşılıyor. Sonra da benim bir şeyden haberim yok diyor. 
Çalıntı sorularla kurmay olanların aklı bu kadar oluyor ellaaam.

Bütün tiyatrocular gezideydi, “Halk direnişi” dediler…
Bütün halk meydanlara indi, “Tiyatro” diyorlar…

Koca vatanı birer dolara satmışlar;
Çok ucuza gitmişiz çoook!…
(...Mustafa Koç-Okur/Yazar)

KRAMPON

(...Dünyanın en zor meslekleri)
-TRT’den dünyanın parasını alan Erhan Çelik’e çalışma arkadaşı olmak...
...
-Yüzündeki çizgi sayısı 7’yi geçmiş Fatih Terim’e “Neden sokağa çıkmadın” diye soran muhabir olmak...
...
-Abdullah Öcalan’a köylü, Fethullah Gülen’e akraba olmak...
...
-MİT Başkanı Hakan Fidan’ın seyrettiği tiyatroda oyuncu olmak...
...
-Metin Şentürk’ün Jet-Ski’ye bindiği sahilde tatilci olmak...
...
-Dursun Özbek’ten yıldız futbolcu isteyen hoca olmak...

TERS AÇI

“-Organik selfie!..”

Goodmorning tiçır!

(...Muammer Erkul’dan)

Temel bir gün...

Temel’le Dursun, “Hipnoz” konulu bir konferansa gitmişler...
Konferans başlamış... 1... 2... 3... derken, son konuşmacı dinleyicilerin hepsini hipnotize etmek istediğini söylemiş...
...Ve salondakilerin tümünü hipnotize etmiş... Daha sonra, “Bir... İki... Üç...” deyip parmağını şaklatınca Temel dışında herkes uyanmış...
Dursun ve salondakiler bu durumdan endişelenmiş...
Konuşmacı ne kadar “Bir... İki... Üç...” deyip parmağını şaklatsa da Temel’i uyandıramamış...
Dursun, Temel’i hırpalayarak da olsa zorla uyandırmış...
Temel şaşkın bir vaziyette etrafına bakarak Dursun’a dönmüş ve usulca “Konferans başladı mı yoksa Dursun” diye sormuş...

İfade...

“-Toplumsal hayat, başkalarının bizimle ilgili algıları ile bizim kendi gerçekliğimiz arasındaki uyuşmazlıklarla örülü...
Temkinli olmaya çalıştığımız zaman aptallıkla suçlanıyoruz... Utangaçlığımız kendini beğenmişlik, başkalarını memnun etme isteğimiz dalkavukluk olarak algılanıyor...
Bu yanlış anlamalara son vermek istiyoruz ama birden boğazımız kuruyor...
Ağzımızdan çıkan sözlerden hiçbiri asıl söylemek istediklerimiz olmuyor...”
(...Alain de Botton)

Bir erkek nasıl kaybedilir?

“Sadece bunun için mi beni seviyorsun”...
...
“Ailem durumumuzu öğrense beni öldürür” ...
...
“Ne düşünüyorsun”, “Aklından ne geçiyor”...
...
“Bir şey söyleyeyim ki; siz erkekler hep aynısınız”... 
...
“Bende farklı bir şey görmüyor musun”...
...
“Yaşıtlarımın hepsi evli, hatta çoğunun çocuğu var...”
...
“Yedi diziyi birden kaçırmadan seyrediyorum”...
...
“Bugün yine bir mankenlik ajansından teklif aldım”...
...
“Ne yapıp edip bu sene tatili Dubai’de geçireceğim”...
...
“Bana hiç “Seni seviyorum” demiyorsun...”

Ana Kumanda

(...STAR / Evleneceksen Gel)
SEDA SAYAN: Peki sana evlenme teklifi etti mi?...
GELİN ADAYI: Evet etti... Hem de tanıştığımız gün... 
SEDA SAYAN: Eee... Sen ne cevap verdin?...
GELİN ADAYI: Çüşş dedim Seda Hanım, ne diyeyim?...

İtirafım var

(isim: mfa... şehir: istanbul... yaş: yirmi üç...)
Dört beş arkadaş Büyükada’ya gitmiştik... Acıktığımızı fark edip, “Önce bir şeyler yiyelim, sonra adayı gezeriz” dedik...
Aldık şöyle 7‑8 kiloluk bir karpuz, pikniğe müsait bir yer bulup günlük gazetelerin eklerini sererek oturduk... Ama hepimiz öğrenciyiz ve bıçak taşıma gibi bir adetimiz yok... Bir arkadaş bilgisayar mühendisiydi ve laptopuyla beraber gelmişti... Çıkardı bir CD, bilişime yeni bir boyut ve işlevsellik getirmiş olduk...
“Karpuzu CD ile kesme” patenti için müracaat edeceğiz...
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)

 

 

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.