Ders...

Tanıştığınız, hayatınızı etkileyen insanlar, tecrübe ettiğiniz başarı ve çöküşler, kim olduğunuzu ve kim olacağınızı bulmanıza yardımcı olurlar...
Kötü tecrübelerden bile bir şeyler öğrenilebilir...
Aslında, bazen onlar en önemlileridir...
...
Eğer birileri sizi severse, karşılığında onlara hangi şekilde yapabiliyorsanız sevgi verin, sadece sizi sevdikleri için değil aynı zamanda size sevmeyi ve kalbinizi ve gözünüzü nasıl açabileceğinizi öğrettikleri için...
Eğer birileri sizi incitirse, aldatırsa ya da kalbinizi kırarsa, onları affedin, size, güveni ve kalbinizi kimlere açacağınıza dikkat etmenin önemini öğrettikleri için...
...
Yaşadığınız her günden hayata dair bir ders alın...
Bugün; dün için endişelendiğiniz yarındır...
Buna değer miydi?...

(...Sharon Zeff)

Öğrendim ki;

“-Nefsine bağımlıysan, her şeyin esirisin...”

Temel bir gün...

Adamın biri omuzunda küçücük bir örümcekle kahveye gitmiş, bunu görenler onunla alay etmeye başlamış...
“Gülün.. Gülün” demiş adam “Siz hâlâ gülün, ama bu örümcek buradaki herkesten daha güçlü...”
Kahvedekilerden biri “Görmek isteriz marifetini” demiş gülmesini sürdürerek...
“Tamam” demiş adam, “Mesela örümceğim bu sandalyeyi kaldırabilir...”
“O ne ki?...”
“Peki o zaman, şu masaya ne dersiniz?...”
Örümcek ellerini ovuşturmuş minik adımlarla masaya yaklaşmış ve hooopp! Kaldırmış havaya...
Herkes şaşırmış tabii ve hemen tüm gözler minik örümceğin üzerine toplanmış, “Başka ne yapabilir” diye sormuşlar biraz ciddileşerek...
“Şimdi hepiniz şu üçlü dolabın üzerine çıkın, sizinle birlikte kaldırsın...”
Tam 40 kişi dolabın üzerine tünemiş, örümcek başarıp başaramayacağından biraz endişeli dolaba doğru yürümüş...
O sırada içeri Temel girmiş... Bir bakmış ki dolapların tepesinde 40 kişi, yerde de onlara doğru yürüyen bir örümcek...
“Yazıklar olsun size ödlekler” demiş örümceği ayağı ile ezerken;
“-40 kişi şu kadarcık şeyden korkar mı?...”

Ayaküstü...

-İnşallah Türkiye’de her şeyi bilen (!) memurlara da bir çare bulurlar.
Buna banka çalışanları da dahil...
...
-Herkes Nasrettin Hoca’nın göle çaldığı mayanın tutmadığını sanıyor.
Öyle bir tutmuş ki. Eğer o maya tutmasaydı, vatandaşımız uçan F-16’ya demirle girmek için çatıya çıkmazdı.
...
-Batı basınında yazılıp çizilenlere bakılırsa Sisi kadar değerimiz olmadığını görüyoruz. Batı demokrasiye bu kadar düşkün anlayacağımız.
Adamlar Irak’a demokrasi götürdüler. Afganistan’a demokrasi götürdüler. Libya’ya demokrasi götürdüler. Suriye’ye demokrasi götürmek için yapmadıkları kalmadı. Sırada Türkiye vardı. Mahrum kaldık (!)...
...
-Birileri Sisi’ye, Esad’a kol kanat gerip arka çıkarak demokrasi edebiyatını yaparken, Türk milleti demokrasinin savaşını yaptı. Sözde değil, özde demokrasi buna denir.

(...Mustafa Koç / Okur – Yazar)

KRAMPON

VİTOR Pereira: Kovulmak değil bir kalkışma, tüm taraftarımızı sokaklara davet ediyorum...
(...Jurnal)
...
MELİH Gökçek Pereira’nın gidişini yorumladı;
“Ben hazırlıksız yakalandım… Herkesin tweeti hazırmış, ben tek satır yazamadım...”
(...Omer_Ce)
...
DEPLASMAN yasağının kalktığını duyan Fenerbahçe taraftarı Beşiktaş Müzesinin nerde olduğunu öğrenmek için BJK’nın telefonlarını kilitledi
(...Krampon)
...
SPOR gazetelerine müjde; “Üniversitelerde artık kafaları kesip monte edebilen tasarımcılar yetişecek...
(...Tuhaf)

Bizim pano

(...Bizimkiler’in polisle diyalogları)

POLİS: Hayırlı olsun... Çarşamba gelin ehliyetlerinizi verelim...
MURAT: Niye Çarşamba abi?... Stok mu bitti, toptancı mı gelecek?
POLİS: Sen Cuma gel ülen!
...
BÜNYAMİN: Telefonum çalındı ama şu anda açık. Aradığımızda ulaşılıyor...
POLİS: Bir faydası olmaz!...
BÜNYAMİN: Abi sinyallerden falan bulamıyor musunuz?...
POLİS: Haa, sen Arka Sokaklar izliyorsun...
...
FATİH: Abi uçağı kaçıracağım bırak gideyim yaa!
POLİS: Tamam cezayı yazalım yollayalım hemen...
FATİH: Abi yapma yaa, hiç ceza yemedim bugüne kadar?...
POLİS: Nasıl yemedin len, benim bile üç tane var...

Ana Kumanda

(...STAR / Evleneceksen Gel)

EVLENECEK KADIN: Bana bakabilecek misin? Ben çok masraflıyımdır...
EVLENECEK ADAM: Ne masrafı? Bozuk olan şeyler masraf çıkarır...

Xxx

SEDA SAYAN: Buraya neden geldiniz?
EVLENECEK KADIN: Dışarda insanların birbirlerini tanıyarak yaptıkları evlilikler sağlıklı olmuyor...

İtirafım var

(...isim: anonim ...şehir: istanbul ...yaş: yirmisinde)

Ertesi gün plaja gidileceğinden atıştırmalık bir şey yapması gerekiyordu. Vakit biraz ilerlemişti. Hemen bir kek yapıp sabaha hazır hâle getirip uyudu.
Sabahın beş buçuğunda uykulu bir şekilde çayı da termosa koyduktan sonra akşamdan hazır olan keki de alıp çıktı.
Plaja geldiklerinde herkes yemek için getirdiğini çıkarırken o da sabah koyduğu çayı, bardakları çıkardı. Keki koyduğu poşeti açtı.
Bundan sonrası işte rezilliğin marka olduğu an...
O da ne! Siyah sivri burun bir erkek ayakkabısı mı? Hayır olamaz! Şaka olmalıydı bu!
Ortamdaki herkesin gözünden yaşlar gelinceye kadar gülüşü, babasının ‘Gızım gafayimi yedin ayakkabilarumi neye aldinda gittin’ demesi ve evdekilerin unutulan keki çayla ve arkasından gülerek bir güzel yemesi olayın içler acısı durumunu gösteren diğer unsurlarıydı...

(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)