Kadınları mutlu etmek...

-İhtiyacı olan şeyi, ihtiyacı olduğu an, ihtiyacı olduğu şekilde karşıla...
...
-Kedi yavrusu ile ilgilenir gibi ilgilen... Yoksa tırnaklarını çıkarır...
...
-Her gün ne yaptığına, nerede olduğuna dair rapor ver. O isterse kendini anlatır...
...
-Özel günleri asla unutma... Ayvayı yersin...
...
-Hemen çocuk sahibi ol ki; seni parmağında oynatabileceği bir şebeğe dönüştürebilsin...
...
-Seyrek de olsa ara sıra iltifat et... Ama bunu sürekli yap...
...
-Fazla da yorma kendini, bir kadın mutsuz olmak istiyorsa onu kimse mutlu edemez.
...
-Ne bileyim, annesine sorun... Sanmam ama belki bir şeyler biliyordur.

Ayaküstü...

(...Bir Dem-i Nevbahar)
“-Çocuktum, her şeyi anladığımı sanıyordum! Sonra büyüdüm;
Bombaların ve bankaların, dağlardan ve ırmaklardan; fazla olduğunu gördüm!..”
...
“-Kimsenin kimseyi tam manasıyla duymadığı bir dünyada, kelimelerle boşluğu dövüyoruz... 
Belki hiçbir şey yapmadım dememek için, belki...”
...
“-Sıkıldık “içimizdeki soysuz İsrailliler”den!..
Vicdanını hatırlamak varken, vicdanını farklı ırklara göre şekillendirenlerden sıkıldık!..”
...
“-Algı ve kelime dünyamızı Batı şekillendirdiğinden beri... 
Zihinler “Yahudileştikten” sonra adımız Müslüman olsa ne çıkar?..”
...
“-Ellerimiz!.. Utandı ellerimiz,
Dualara bile kalkmaya!
Zalimin tepesine inmesi gereken ellerimiz!..”
...
“-Sıkıldık dünyaya kapılan kendimizden!..  Eski çınarı hatırlamayan, odunlardan sıkıldık!..”
...
“-Yitip giden bir şey sonrası, o şeye dair içimizde ne kadar çok şey olduğunu bilmeye başlamak...”
...
“-Biliyorum, bir karınca türküsünden;
Daha hafif olacak sesim...” 
...
“-Maalesef, bize dokunmayan yılan daha yaşayacak gibi!..
Aslında bize dokunuyor ama kafamıza çizdikleri sınırlar engelliyor her şeyi...”
...
“-Biliyorum, ben hiç masal yazmazdım;
Dünya sisteminin hepimize anlattığı masal,
Kötü olmasa bu kadar!..”
...
“–Etmeyin Reis Bey, siz ‘ağlayamazsınız’!
‘Ağlayabilseydiniz’, ‘anlayabilirdiniz’!..”
(...Necip Fazıl Kısakürek’ten; Prof Dr İhsanoglu’na.)

Öğrendim ki; “-Kibirlinin dostluğu, düşmanlığından zararlıymış...”

KRAMPON
G.SARAY maçından ders çıkardığını söyleyen Olcay Şahan; “Futbol dâhil her şeye sıfırdan başlayacağım...”
...
ŞENOL Güneş’in antrenmandan evvel futbolculara birer boş kâğıt verip, “İçinizden geçenleri yazın” dediği ve istisnasız bütün Beşiktaşlı futbolcuların “Bruma” yazdığı ortaya çıktı...

İtirafım var

(...isim: leman ...şehir: istanbul ...yaş: yirmi altı)
Geçerken bize uğrayan kayınvalideme “Bunu saymayız, yine gelin” dedim...
Ne cevap verse beğenirsiniz,
“-İyi bari, bundan sonra sayıyla gelelim...”
Meğer gelin-kaynana kavgaları boşa çıkmıyormuş...
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)

Ana Kumanda

(...ATV / Evlen Beninle)
ESRA EROL: Affettiniz mi peki, geri dönünce?..
EVLENECEK KADIN: Ağır konuştum, tozu fırtınaya kattım...
∞∞∞
ESRA EROL: Eski eşinize ne oldu peki?..
EVLENECEK ADAM: Ben onu öldürdüm Esra Hanım!..
ESRA EROL: Nee?.. Bir de cinayet mi var?...
EVLENECEK ADAM: Yok Esra Hanım... Mecazi olarak öldürdüm... 
∞∞∞
ESRA EROL: Siz onu başkasıyla görünce ne yaptınız?...
EVLENECEK KADIN: Ay görünce, hüngür şıkır ağladım Esra Hanım...

Temel bir gün...

Fadime sinir içinde cep telefonundan kocası Temel’i aramış;
“-Saat kaç oldu, hangi cehennemdesin?..”
Temel açıklamaya başlamış;
“-Karıcığım o hiç unutmadığın harika elmas gerdanlığın bulunduğu kuyumcu var ya...
Hani o zaman param yoktu alamamıştım ve ‘Sevgilim bir gün mutlaka bunu sana alacağım, göreceksin’ demiştim... Hatırladın mı?..
Bu sözü duyan Fadime birden yumuşamış, heyecandan titreyen sesiyle;
“-E-eee... Evet bir tanem, hatırlamaz olur muyum?..”
Temel devam etmiş;
“-Evet karıcığım, işte o kuyumcunun hemen yanındaki kahvede arkadaşlarla oyundayım...”

Gündemin kırıntıları

Bilim insanları; iki saatlik uykuyla bütün gece uyumuş gibi zinde tutan ilaç geliştirmiş...
...Ve insan; dünyaya daha çok zarar verecek vakti buldu...