Acayip fakirim!

A -
A +

“-Siz misafirliğe gittiğinizde yırtık çorabınızı saklamak için 4 büklüm olmak nedir bilir misiniz?..”
...
“-Bir gün zengin olursam dönerciye gidip dönercinin “Et mi tavuk mu” sorusuna “Et ülen en” diyeceğim...”
...
“-1 ay boyunca herkes beni anlayacak! Ya sonra?
...
“-Gece eve hırsız girdi, şans eseri yakaladım. Oturduk çay demledim dertleştik. Çıkarken cebime 50 lira sıkıştırmış sağ olsun...”
...
“-O kadar fakirim ki; telefonum 15 dakika benimle, 23 saat 45 dakika sarjla...”
...
“-Zenginin de fakirin de eşit olduğu tek yer bu kahrolası trafik!..”
...
“-Sigara fiyatlarının düşmesi beni hiç ilgilendirmiyor. Ama otlandığım arkadaşlarım için de sevinmiyor değilim...”
...
“-Kafede 15 dakika menüyü inceledikten sonra ‘Biz bir çay alalım’ demektir fakirlik...”
...
“-Survivor aynı bizim ev gibi... Bir tabak pilav için kavga çıkıyor...”
...
“-Telefonuma mesaj geldi; ‘Merhaba aşkım güna... Şaka len şaka... Ben Bimcell... Çokomel’de indirim var bitmeden gel de al fakir...”
...
“-Çevirmeli telefondan tweet atmak çok zor...”
...
“-Para dilenmekten daha beter bir şey varsa, o da sevgi dilenmektir! İşte asıl yoksul onlardır!..”

Temel bir gün...

Atletizm yarışmaları yapılıyormuş ve çekiç atmada birinciliği Temel almış...
Yarışmanın ikincisi, Temel’in elini sıkmış,
“-Seni candan kutlarım... Çok iyi fırlattın çekici... Bu başarının sırrı nedir?...”
“Kolay” demiş Temel;
“-Bizim orada iş aletleri ne kadar uzakta olursa, sen o kadar rahat edersin...”

Öğrendim ki; “-Kaybetmeye korkusu olmayanın, kazanmaya coşkusu olmuyor...”

İtirafımvar

(...isim: ahmet fehim 
...şehir: istanbul ...yaş: on dokuz)
Bir gün kız arkadaşımla geziyoruz... Aradan iki saat kadar geçti, espriler havada uçuşuyor, mutlu bir tablo çiziyoduk... Taa ki diğer kız arkadaşım gelene kadar...
Karşıma geçti, sanırım yanımdakini akrabam zannetti ve “Nasılsın” diye sordu... Renkten renge girdim, sesim titreyerek “İyiyim” diyebildim... Yanımdaki kızı sordu, “Tanıştırmayacak mısın” diye, ben de “Arkadaşım” dedim, o da anlamadı...
Bu sefer diğeri sordu “Bu kim” diye, ben de “O da arkadaşım” diyecektim ki o anda “Sevgilisiyim” dedi... Yanımdaki “Ben de” dedi...
Kızlar ikisi bir kuvvet oldu, birer tokat patlatarak kol kola gittiler...
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)

Ana Kumanda

(...TV 8 / Bay Tahmin)
FİKRET ENGİN: Vücuduna karpuz suyu sürdüğünde, nöbetçi karınca diğer karıncalara bunu nasıl haber verir?..
MURAT ÖZARI: Anteniyle... Duman yakacak hâli yok...
Xxx
MURAT ÖZARI: İzleyicimiz abi kupon tutturamıyorum, sinirden 20 bardak çay içtim diyor...
FİKRET ENGİN: Bir tane de burada var; izleyicimiz kulak iltihabım bir aydır geçmiyor, ne yapmalıyım diye soruyor...
MURAT ÖZARI: İzleyiciler abarttı, devlet sorunlarını bile bize soruyorlar...
Xxx
MURAT ÖZARI: Sen bana hiç iltifat etmiyorsun?..
FİKRET ENGİN: Niye abi? Ben seni Kıvanç Tatlıtuğ’la karıştırıyorum hep...

Krampon

MUHARREM Usta: “Herkesin zevk alacağı bir takım kuralım derken Trabzonsporluları es geçmişiz…”
...
VOLKAN Demirel ve Sabri Sarıoğlu’nun dilinden anlayan beden dili uzmanı arama çalışmaları sürüyor…
...
ABOUBAKAR bomba etkisi yapan, “Bu sezon 15 gol atarım” sözlerine açıklık getirdi: “Haa siz futboldan bahsediyorsunuz…”
...
VAN PERSIE, kendine özgü gol sevinci için takımdan ayrı çalışmalarını sürdürdü…

Şanssız Kadınlar Kulübü...

-Sevgilinizin ailesiyle tanışma günü geldiğinde iki kaşının ortasında sivilce çıkacaktır...
...
-Her gün kendin için aynı güzellikte yaptığın yemek; misafir geldiğinde aynı lezzette olmayacaktır...
...
-Ne kadar dikkatli olursan ol; dışarı paspal çıktığın gün, yolda tanıdık birilerine rastlayacaksın...
...
-Bir yere yetişirken, “İlk fırsatta makyajımı kontrol edeyim” dediğinde bütün trafik ışıkları yeşil yanacaktır...
...
-Hangi mevsimde olursan ol; kıyafetlerini geceden hazırladığında, ertesi gün hava onlara muhalefet edecektir...
...
-Saçının ucundan azıcık aldırmak istediğinizde, kuaförünüz o azıcığı bir türlü tutturamayacaktır....
...
-Beğendiğiniz bir ayakkabı, asla hem şık hem rahat olmayacaktır...

Yapı!..

Yazarı bilinmeyen töre metinlerinden birine göre, her insan hayatta iki yoldan birini seçebilir.
İnşa etmek, ya da toprağı ekmek.
İnşa etmeyi seçenlerin işi yıllarca sürebilir ama günün birinde yaptıkları inşaat biter...
O zaman kendilerini kendi ördükleri duvarların içinde hapsettiklerini görürler...
İnşaat durunca hayat anlamını yitirir.
Diğerleri ise toprağı ekerler...
Fırtınalara, mevsimlerin getirdiği bütün şartlara göğüs gererler ve hemen hemen hiç dinlenmezler...
Ama yapının tersine, bahçenin gelişip büyümesi hiç bitmez.
Bahçe bahçıvanın sürekli ilgisini, dikkatini, bakımını gerektirirken bir yandan da hayatını büyük bir serüvene dönüştürür.
Bahçıvanlar her zaman birbirlerini tanırlar; çünkü her bitkinin tarihçesinde bütün dünyanın gelişiminin yattığını bilirler.
(...Paulo Coelho)

Acayip fakirim!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.