Kızların iç sesi!

A -
A +

-Güçlü kadın olayım derken pehlivan oldum.
-Bu kadarını kaldıramam dediğim her şeyin on katı kadarını kaldırdım, hâlâ yaşıyor olmam da biraz şov bence.
-Geçti diyeceksiniz ama geçmediğini sizden başka kimse bilmeyecek.
-Güne seninle başlamak ne kadar güzel, ilk sana dokunmak, uyandığımda yanı başımda olman falan canım telefonum.
-Az kişiye güvenmek en büyük sigortadır.
-Yatağıma geçip müziğimi dinler, hayalimi kurar, sonra vakit kalırsa da uyurum.
-WhatsApp da “Şu an başkasına yazıyor” özelliği olsa var ya kan çıkar kan.
-Ben de seni seviyorum, hadi birbirimize hayatı zehir edelim.
-Erkekler hatalarından ders alırlar. Kadınlar? Ne hatası?

Öğrendim ki; “-İnsanlar sadece duymaya hazır oldukları şeyleri duyuyorlar...”

Eğitim...

Öğretmenlik yaptığım yıllarda üç binden fazla öğrenciye ders verdim...
Çocukların iyi notlar almak için kendilerini çok zorladıklarını gördüm...
Çünkü anne ve babalarının onları sevmesinin, okulda başarılı olmalarına bağlı olduğuna inanıyorlardı...
Başta çocukların yanıldıklarını düşündüm. Bir anne ya da baba elinden geldiği kadar çaba gösterip de yine de başarılı olamayan çocuğunu sevmekten kaçınabilir miydi?...
Ne yazık ki genellikle yanılan ben oldum...
Pek çok ebeveyn, çocuğunun okuldaki başarısının kendilerini yansıttığını düşünüyor ve çocuk beklentilerini karşılayamadığı zaman acımasızca davranabiliyorlardı...
Bu anne-babalar çocuklarını ancak iyi notlar aldıklarında, yarışmalarda birinci olduklarında, kurallara uyduklarında seviyorlardı...
Hepimiz ailemizin üyelerine karşı şartsız sevgi gösterip göstermediğimizi anlamak için davranışlarımızı incelemek zorundayız. Ailemizin üyeleri, kendilerini sevmemizin oyunda kazanmalarına, son model arabaları olmasına, işlerinde terfi etmelerine ya da herhangi başka bir şarta bağlı olmadığını bilmelidirler...
Birbirimize, sevgi görmek için herhangi bir şey yapmamıza gerek olmadığını göstermeliyiz.
Birbirimize olan sevgimize zarar verecek bir şey yapmamız da söz konusu değildir.
Tabii bu, akılsızca seçimler yapıldığında üzülmeyeceğimiz anlamına gelmez.
Elimizden gelenin en iyisini yapmak için çaba göstermeliyiz.
Ama ne olursa olsun yine birbirimizi sevmekten vazgeçmeyeceğiz.
 (...P.Fellingham)

Bizim pano

Kadir, kredi kartını takıp istediği tutarı yazar...
ATM parayı verir, ancak bu sırada gelen telefona bakınca zaman geçer ve cihaz verdiği parayı geri alır...
Ancak hesapta para verilmiş görünmektedir ve günlerden cumartesidir...
Çekilen para az buz bir şey değildir ve hayatın en uzun hafta sonu nihayet biter...
Banka personeliyle yapılan uzun süreli kavgadan sonra hesabı tekrar kontrol etmesi önerilir...
Söz konusu para orada öylece yatmaktadır, hayat normal seyrinde devam etmektedir...

Temel bir gün...

Temel’le Dursun ormanda yürürlerken ellerindeki sepetleri ağzına kadar alabalık dolu 2 kişiye rastlamışlar...
Nerede ve nasıl avladıklarını sormuşlar...
“Köprüden başım aşağıda, ayaklarım yukarıda sarktım, arkadaş da beni ayaklarımdan sıkıca tuttu, alabalıklar suda zıplarlarken onları ellerimle yakaladım” diye cevap vermiş delikanlılardan biri...
Hemen bizimkiler önlerine çıkan ilk köprüde tarif edilen gibi yapmışlar...
Temel başı aşağıda köprünün tam ortasına kadar aşağı sarkmış, Dursun da onun ayaklarından sıkıca tutmuş, biraz sonra Temel “Çek beni yukarı çabuk, çabuukk” diye bağırmış... “Hayrola” demiş Dursun, “Balık mı geliyor?...”
Temel çığlık çığlığa “Yok bee ne balığı” diye bağırmış;
“-Tren geliyor, tren...”

İtirafım var

(...isim: ela ...şehir: malatya ...yaş: on sekiz)
Bir gün dâhiliye servisine yaşlı bir kadın yattı...
Onun yatışını yaparken teyze bana hayatını anlatıyordu...
İşe çok daldığımdan olsa gerek teyzenin ne dediğini anlamadan, “İnşallah teyze, inşallah” deyiverdim...
Teyze de, “İnşallah ölürüm de kurtulurum” demiş...
Ne söylediğini sonra anlayınca lafı nasıl düzelteceğimi bilemedim...
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)

KRAMPON

ULAŞTIRMA Bakanlığı, Galatasaray kafilesinin Kadıköy’e gelişlerinden bundan böyle köprü geçiş ücreti alınmayacağını açıkladı...
(...krampon)
...
4500 gün şartını bugün dolduran Hakan Balta ve Sabri Sarıoğlu SGK’ya başvurmaları hâlinde 52 yaş şartını beklemeden emekli olabilecekler.
(...jurnal)
...
DERBİ maçının son dakikalarında Sabri frikik için topun başına geçerken, Riekerink yardımcısına söylendi, “Dur bi dakka; yeni bir şey deniyoruz…”

Ana Kumanda...

(...SHOW TV / Evleneceksen Gel)
SEDA SAYAN: Peki senin oraya gittiğini gören oldu mu?...
EVLENECEK ADAM: Ekipman arkadaşlar da oradaydı... Bana inanmıyorsanız ekipman arkadaşlara sorun...
Xxx
EVLENECEK KADIN: Ben talip-limle çay içmek istiyorum...
UĞUR ARSLAN: Tamam siz geçin çay içmeye... Evet Türkiye’nin en çok çay içilen programı devam ediyor...
Xxx
EVLENECEK ADAM: Abla sen bana sürekli barış diyorsun ama benim ismim Savaş?...
SEDA SAYAN: Amaan... Savaş mavaş, bunlar anca çapkın ismi olur. Barış olsun senin adın...

Kızların iç sesi!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.