Yıldız Abla günlüğü

A -
A +

-Ben ağlama duvarı olsam, spreyle gülücük çizerler...
-İçimdeki yangını, gözyaşlarımla söndürmeyi denedim...
-Kimseyle yeterli samimiyet kurmadığım için uzun zamandır kazık yemiyorum...
-Seni hep yanlış sevmişler diye beni anlayamamış olabilirsin...
-Dünyada yüzümüz gülmedi. Her neyse, yakında yeni bir gezegen bulunur nasıl olsa...
-Üstesinden gelemediklerime tecrübe diyorum, kendime iyi gelsin diye...
-Bu kadar boş insan varken, neden bu kadar boş insan var?...
-Karar vermekten bıktım. Bundan sonra tüm kararlarımı alacağım.
-Pes etmeyi sevmiyorum ama savaşmaya değmiyorsun...
-Ağlamak istediğim her şeye gülmek zorunda kaldım...

Öğrendim ki; “-Akıl parayı kazandırıyor, para aklı kaybettiriyor...”

Ana Kumanda

(...A SPOR – Takım Oyunu)
SERKAN KORKMAZ: Hocam aman tepkiler seviyesiz olmasın da...
ERMAN TOROĞLU: Ben bunları kafama takmam... Onların gezdiği yerde ben şeydim Serkan... 
SERKAN KORKMAZ: Hocam şey işlerine fazla girmeyelim...
ERMAN TOROĞLU: Doğru diyorsun; keskin turşu küpüne zarar...

Bizim pano

(...Tarihten Serdar bombaları)
-Sakız isteyen babaya çıkartıp sigara uzatmak...
O sırada baba sigara kullanmıyor, oğlunu da içmiyor bilmektedir...
“O günden beri kutu paket almıyorum” diyor...
...
Bir gün evde temizlik olacak, anne “Kardeşini dışarı çıkar” diyor...
Serdar da tutuyor çocuğun elinden, sinemaya götürüyor...
Ama küçük bir aksilik çıkıyor;
Okuma yazma bilmeyen Fehim’i altyazılı filme götürüyor...

Zaman...

Şimdiye değin senden zorla alınan, ya da çalınan, ya da boşuna akıp giden zamanına sarıl...
İyi kullan onu...
Kimi zamanımız bizden zorla kapılıyor, kimisi sinsice çalınıyor, kimisi de boşuna akıp gidiyor...
Dikkat edersen, hayatımızın en büyük bölümü kötü iş yapmakla geçiyor...
Büyük bir bölümü hiçbir iş yapmamakla, bütün hayatımız da gerekenden başkasını yapmakla geçiyor...
Sanıyoruz ki ölüm önümüzdedir; oysa ölümün büyük bir kısmı geçip gitmiştir...
O hâlde sarıl bütün saatlerine... Yaşamak ertelendi mi, hızla akar geçer...
Her şey yabancıdır bize...
Bizim olan tek şey var: Zaman... Yalnız bu...
Bu tek kaçıcı ve kaygan şey bizim ellerimize verilmiş ama onu da her isteyen alıyor bizden...
    (...Seneca Lucilius)

Temel bir gün...

Dursun, Temel’i çok sevinçli görünce dayanamamış;
-Ne oldu Temel, çok sevinçlisin?...
“-Yahu arabaya sigorta yaptırdım... Bir gün sonra araba kaza yaptı...”
-Eee?...
“-Eve sigorta yaptırdım bir gün sonra evim yandı...”
-Ula her şeyin gitmiş de niye seviniyorsun?...
“-He he… Bugün de Fadime’yi sigortaladım...”

İtirafım var

(...isim: sebahattin ...şehir: istanbul ...yaş: otuz)
Ofiste yemek yerken, ortama dışarıdan bir çalışma arkadaşı daha gelir...
Ve şu konuşmayla neşemize neşe katar;
ARKADAŞ: Bak görüyor musunuz; yaşasaydı kaynanam beni seviyormuş...
BİZDEN BİRİ: Bence çok seviyormuş... Ölüp seni rahat bırakmış...
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)

İstemiyorum...

-Düşmanım dururken dostumdan darbe yemek istemiyorum...
-Artık vurur yüze ifadesi ile başlayan bir cümle daha görmek istemiyorum...
-Üzgünken yanımda olmayanlar mutluyken gölge yapmasın istemiyorum.
-WhatsApp’ta resme bakıyım derken yanlışlıkla aramak istemiyorum...
-Evden çıktıktan 1 saat sonra şarjı biten akıllı telefon istemiyorum.
-Kime selam versem içini bana dökmesin istemiyorum.
-Sen sevince eline yüzüne bulaştırıyorsun kardeşim sen sevme istemiyorum...

KRAMPON

GELENEKSEL 15 bin 374. “Lucescu Türkiye’ye geliyor” şenlikleri bu yıl erken başladı...
...
HASAN ŞAŞ: “Matematiksel olarak Galatasaray’ın şampiyonluk şansı devam ediyor...”
...
FLORYA tesislerini basan G.Saraylı taraftarlar, “Dursun Özbek’i Galatasaray’a ben önerdim” diyen Aziz Yıldırım’ın evine doğru yürümeye başladı...
...
BAŞAKŞEHİR karşısında 90 dakikalığına Galatasaray’ı tutan Beşiktaş’lılar 60 dakika dayanabildi...

Anlaşılmaz kadın hâlleri

-Kendinden güzelini görünce kıskançlıklarından mıdır nedir, tuhaf tuhaf davranmaları...
...
-Sevgilileriyle bebek gibi konuşmaları... Örneğin; Bi’ tanecim, ben seni çok özledim biliyorsun mu?.. Hanimiş bebeğim, miyav miyav...
...
-Erkeklerin kafasına toka takmaya inanılmaz hevesli olmaları...
...
-Ağlarken ağızlarını kapatmaları... Dizi izlerken dikkat edin, hemen hemen hepsi kapatıyor ağzını eliyle...
...
-Kısa etek giyip gün boyu onu çekiştirmeleri... Sanki kendilerine, etek giyme cezası verilmiş gibi takındıkları surat ifadesi...
...
-Saçından bıyık yaparak fotoğraf çektirmeleri... Bir de rimel sürerken ağızlarını açması... Ne alakaysa artık?..
...
-Seni sen yapan özelliklerine âşık olup, sonra da onları değiştirmeye kalkmaları...

Yıldız Abla günlüğü

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.