Ayaküstü...

(...Çeşitli milletlere ait futbol karakterleri)

∂ Top rakip köşeye doğru top hızla gidiyor... Hücum eden topçu ve arkasında onu köşeye sıkıştıracak iki rakip defans oyuncusu...

...

Alman: Topu kaldırıp bir şekilde geriye doğru röveşata ile topu aktarmayı düşünecektir. Almanlar olağanüstü durumlara daima hazır olduklarından, o top nasıl olsa her hâlükârda kaleye şut atacak çılgın bir Almanı bulacaktır.

...

İngiliz: Arkasından gelen iki defans oyuncusundan birine topu çarptırıp, topun taça veya kornere çıkmasını sağlayacaktır. İngilizler yandan gelen toplara bayıldıklarından pozisyonun yüksek top olarak devam edecek olması büyük avantajdır...

...

İtalyan: Topu yakaladıktan sonra, müthiş bir çalımla aut çizgisine paralel olarak atıp deparla iki kişiyi alt edip bir şekilde ceza sahasına gelen arkadaşına kazandırmayı düşünecektir. İtalyanlar rakip sahada kat’i surette çoğalmadıklarından, gol için, o bir kişiye topu kazandırmaktan başka çare yoktur...

...

İspanyol: Topu muhakkak bir maharetle yüzde 99 sağ veya sol topukla iki kişinin arasından bir şekilde arkaya doğru atacaktır. Çünkü bilmektedir ki onun böyle yapacağını bilen tek kişi arkadan bindirme yapan arkadaşıdır.

...

Türk: Topçumuzun topa doğru koşarken netleşmiş bir fikri yoktur. Yapacağı her hareketi TV, gazete, stat ve sokakça ağır şekilde eleştirileceğini bildiğinden mi, yoksa belli bir oyun karakteristiğimizin olmadığından mı bilinmez topa köşe gönderinin hemen oracığında basarak arkadan gelenlere yaslanıverecektir. Gerisi Allah kerim...

(...Yusuf Koç organizasyonu)

Öğrendim ki; “-En koyu cehalet; tam zannedilen yarım bilgiden doğuyormuş...”

 

(...BEYAZ TV  – Beyaz Futbol)
ERTEM ŞENER: Kimse elini taşın altına sokmuyor hocam?
AHMET ÇAKAR: Tuna Nehri akmam diyor, kenarımı yıkmam diyor...
HHH
RASİM OZAN: Bence ifrat-tefrit dengesini korumak lazım...
AHMET ÇAKAR: Maşallah, not alayım da unutmayayım...

 

-Ünal Aysal’ın açıklamalarını ne zaman görsem gidip aynaya bakıyorum... Benim gözlerim bile beni arıyor resmen...
...
-Benden sonra kim gitse acıtmaz artık. Sneijder kim oluyormuş…
...
-Fenerbahçe, Bayanlar Masa Tenisinde Şampiyonlar Ligi şampiyonu olmuş. Masa başı işlerde ne kadar başarılı olduğunu
biliyorduk zaten...
-Peki Suriyelilere küfür edip, işletmesinde ucuza Suriyeli çalıştıran omurgasızları ne yapacağız?..
…
-PES’te Galatasaray’ın intikamını alayım dedim, elendiği takımı bulamadım…

“-Evlendikten sonra erkek ve kadın, yazı tura gibidir;
Asla yüz yüze gelmezler, ancak hep beraberdirler...”
(...Hemant Joshi)
...
“-Kadınlar bize her zaman büyük hedefler gösterir;
ve onlara ulaşmamızı engeller...”
(...Dumas)
...
“-Terörizm beni hiç endişelendirmez...
İki yıldır evliyim...”
(...Sam Kinison)
...
“-Fon transferi için elektronik bankacılıktan hızlı tek yol vardır;
ve buna evlilik adı verilir...”
(...James Holt McGavran)
...
“-Her iki karımla da talihim kötü gitti...
Birincisi beni terk etti, ikincisi terk etmedi...”
(...P. Murray)
...
“-Evliliğinizi iyi götürmek istiyorsanız,
1-Hatalı olduğunuzda itiraf edin... 2-Haklı olduğunuzda susmayı bilin...”
(...Nash)
...
“-İyi bir kadın, kendisinin yaptığı her hatasında
kocasını affedendir...”
(...Milton Berle)

Temel çok dalgınmış ve önemli günleri unuttuğu için sürekli Fadime’yle atışıyormuş...
Çare olarak evlilik yıl dönümleri, Fadime’nin doğum günü gibi özel günlerin tarihlerini bir çiçekçiye vermiş ve o tarihlerde karısına bir düzine gül göndermesini, içine de “sevgili eşime” yazılı bir kart koymasını söylemiş...
Bu taktik epeyce bir süre gayet güzel çalışmış... Fadime memnun, her önemli günde kocasından bir düzine gül, kart ile birlikte geliyormuş...
Bir gece Temel geç vakit eve gelmiş, bakmış Fadime masada oturmuş bekliyor...
Vazoda da şahane güller var... Fadime’nin yanına giderek, öpücük kondurmuş ve sormuş;
“-Ne kadar güzel güller... Nereden aldın?..”