Ayaküstü...

A -
A +
Ayaküstü...
 
            Ahir zaman...
 
Zengin kim, fakir kim belli değil

Çoban kim, koyun kim belli değil

Zalim kim, mazlum kim belli değil

Gülen kim, ağlayan kim belli değil.
...
Âlim kim, cahil kim belli değil
Âşık kim, maşuk kim belli değil
Hancı kim, yolcu kim belli değil
Suçlu kim, masum kim belli değil
...
Ayak kim, baş kim belli değil

Eğri kim, doğru kim belli değil

"Hâbil" kim, "Kâbil" kim belli değil

Hırsız kim, bekçi kim belli değil
...
Tanıdık kim, el kim belli değil
Sadık kim, hain kim belli değil
Alan kim, satan kim belli değil
Kadın kim, erkek kim belli değil
...
Mert kim, namert kim belli değil

Dost kim, düşman kim belli değil

Mümin kim, münafık kim belli değil

Sahtekâr kim, kahraman kim belli değil.
 
              (...Mustafa Koç/Okur-Yazar)
 
 
 
 
ÖĞRENDİM Kİ;
 
"-Kaybetmeyi göze almadan kazanamıyorsun..."
 
 
 
 
Krampon...
 
VOLKAN Demirel'den istediği performansı alamayan Fenerbahçe, önümüzdeki maçlara gol atan kaleye taktiğini deneyecek.
 
***
 
AYKUT Kocaman; takım olarak gittikleri düğüne çift ön liberodan vazgeçmeyerek sisteminde kararlı olduğunu gösterdi...
 
***
 
TOSİC; kariyeri boyunca en çok golü, oynadığı takım Beşiktaş’a atarak yeni bir rekorun sahibi oldu...
 
***
 
GOMİS’in 50 dakikada bir gol attığı yerde, Van Persie’nin 45 dakikada bir sakatlanması F.Bahçe’yi düşündürüyor…
 

 
 
 
 
Bizim pano
 
Haftanın olayı Fatih’in evine hırsız girmesiydi...
Hırsızların evden çaldığı tek şey, banyo küvetiydi...
Hırsızların Fatih'i sprey sıkarak uyuttuğu, kendisine verilen işleri unutmasından sonra anlaşıldı...
 
***
 
Mustafa Abi, Marmara servisine binmek için servislerin kalktığı yere gitmiş...
Yolculara "Marmara-1 mi, Marmara-2 mi" diye soracağına "Bir mi, iki mi" diye sormuş...
"Bir" cevabını alınca binmiş...
Meğer servis birinci köprüden Tuzla'ya gidiyormuş...
Gece geç saatlerde Beylikdüzü'ne dönmüş..
 
 
 
 
Ana Kumanda
 
(...A SPOR / Takım Oyunu)
 
SERKAN KORKMAZ: Hocam bugün yine ilginç bir gömlekle programdasın?
ERMAN TOROĞLU: Neye benziyorum Serkan?
SERKAN KORKMAZ: Formula pilotlarına benzemişsin hocam?..
ERMAN TOROĞLU: Sen hiç ateşböceği gördün mü Serkan?..
 
 
 
 
 
 
Temel'in yeri...
 
Temel: Onbeş gün önce ‘Sigaranın öldürücü olduğunu’ okudum, ‘sigarayı’ bıraktım...
Dursun: Ne güzel, ne iyi yapmışsın...
Temel: Bir hafta önce ‘alkolün öldürücü olduğunu’ okudum, ‘içkiyi’ bıraktım...
Dursun: Harika, iyi ki bırakmışsın...
Temel: Dün ‘evliliğin öldürücü olduğunu’ okudum, ‘okumayı’ bıraktım...
 
 
 
 
Ölüm…
 
Sıradan kendi hâlinde bir çiftçi olan Pahom, daha zengin bir hayatın hayalini kurmaktadır...
Uzak bir yerlerde, cömert bir reisin karşılıksız toprak verdiğini duyunca, daha çok toprak elde etmek için reise gidip talebini iletir...
Gerçekten de Reis herkese istediği kadar toprak veren cömert biridir...
Pahom’a “Sabah güneşin doğuşundan batışına kadar katettiğin bütün yerler senin fakat güneş batmadan yeniden başladığın yere dönmen lazım” der;
“Yoksa bütün hakkını kaybedersin…”
Pahom güneşin doğuşuyla beraber başlar yürümeye.
Tarlalar, bağlar, bahçeler geçer.
Tam geri dönecekken gördüğü sulak bir araziyi es geçemez.
Şu bağ, bu bahçe derken bakar ki güneşin batmasına az kalmış.
Koşar, koşar, ama kesilir takâti…
Halsiz adımlarla yürümeye devam ederken, Pahom’un burnundan kanlar damlamaya başlar...
Tam başladığı noktaya yaklaşmışken, bir an yığılır yere ve bir daha kalkamaz…
Reis olanları izlemektedir. Çok kereler yaşanan olay, yeniden vuku bulmuştur. Adamlarına bir mezar kazdırır.
Pahom’u bu mezara gömerler.
Reis Pahom’un mezarının başında durur şöyle der:
“Bir insana işte bu kadar toprak yeter!”
Mütemadiyen biriktirmek istiyoruz.
Yiyemeyeceğimiz kadar erzak, giyemeyeceğimiz kadar kıyafet,
Kullanamayacağımız kadar eşya, oturamayacağımız kadar ev…
Gözlerimiz midelerimizden, arzularımız ihtiyaçlarımızdan daha büyük…
 
            (...Tolstoy/İnsan ne ile yaşar)
 
 
 
 
itirafım var...
 
(isim: mustafa kara... şehir: istanbul... yaş: yirmi iki...)
 
"-Merhaba telefonuma çağrı atmışsınız..."
-Ben kimsenin telefonuna çağrı atmadım... Siz kimsiniz?...
"-Mustafa ben..."
Ve gülüşmeler...
Öncesi şöyle;
İş yerinde arkadaşlarla muhabbet sırasında bir arkadaşın yeni hat aldığını öğrendim. Kaydetmek için kendi numarama çağrı attım...
Amacım gelen çağrıdan onun numarasını kaydetmekti...
Daha sonra işin başına döndüm tabii...
1-2 saat sonra işi hafifletince elime telefonu aldım ve bilmediğim bir numaranın çağrı attığını gördüm...
Arayınca yukarıdaki diyalog yaşandı... 
 
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)
 
 
 
 
 
...gündemin
kırıntıları...
 
Avrupa, egzoz gazına verdiği değerin yarısı kadar Arakan'daki Müslümanlara da değer verseydi...
Arakan'daki Müslüman katliamı çoktan bitmişti...
 
***
 
Bir dinim var, komşusu açken tok uyutmayan.
Ve bir ülkem var, çöp bidonları ekmekten geçilmeyen…
 
***
 
Doğudan batıya. Hani bir Müslümanın ayağına diken batsa kardeştik.
Bu gidişle ne Müslüman kalacak, ne de Müslüman coğrafyasında Müslümanın ayağına batacak diken.
 
 
 
 
Ah şu erkekler…
 
-Erkekler kadınları "Çobanyıldızına"na benzetir: Bugün yıldız, yarın çoban...
...
-İki kişi evlendiği zaman yasalar önünde bir kişi olurlar ve o bir kişinin adı kocadır...
...
-Erkekler, kendileri olmadan da kadınların pekâlâ yaşayabileceklerinden her zaman korkarlar.
...
-Bekâr bir erkek, sonsuza kadar çocuk ve yakışıklı kalacağı hayalinden bir türlü vazgeçemez.
...
-Erkeksiz bir dünya hayal edebiliyor musunuz? Hiç suç işlenmeyen ve bir sürü mutlu şişman kadının yaşadığı...
...
-Kızların çoğunun babalarına benzeyen erkeklerle evlendikleri doğrudur. Bu da annelerin düğünlerde neden ağladığını açıklar.
...
-Erkeklerin en sık yaşadığı hayal kırıklığı, bir kadının da bir beyne sahip olduğunu fark etmeleridir.
...
-Çoğu erkekler terbiyeli olmayı öğrendiklerinde artık başka bir biçimde davranamayacak kadar yaşlanmış oluyorlar. Onlar tepeden kulağa beyefendidir.
...
-Erkekler yaşlandıkça daha da akıllanmazlar, sadece saçlarını kaybederler.
...
-Bazı kızların evlendikleri erkekleri gördüğünüzde, onların yaşamak için çalışmaktan nasıl da nefret ettiklerini anlarsınız. 
 
 
 
 
 
Ters açı...
Ayaküstü...
“-Pişirme tarifi!..”
 
(…Arkadaşımız Şaban Çakır’dan)
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.