Erkekleri seviyoruz...

A -
A +

> Çünkü arabamız, televizyonumuz veya müzik setimiz bozulduğunda, “Ben hallederim” edasıyla tamir etmeye çalışıyorlar...
...
> Çünkü yalan da olsa başka kimsenin aklına gelmeyecek iltifatları sıralıyorlar... 
...
> Çünkü bir şeye, dünyanın en önemli işi oymuş gibi konsantre olduklarında alınlarında minik bir çukur oluşuyor...
...
> Çünkü alışverişten nefret etseler bile bizimle gelip çantalarımızı taşıyorlar... 
...
> Çünkü annesiyle konuşurken birden nasıl olup da kibarlaşıp, kuzuya dönüştüklerine inanamıyoruz...
...
> Çünkü restoranda söylediğimiz yemeği beğenmezsek, bizimle tabaklarını değiştiriyorlar... 
...
> Çünkü maç yaparken sürekli düşüp sakatlandıkları hâlde, basit bir üşütmeden ödleri kopuyor...
...
> Çünkü hava buz gibi olduğunda üşüdüğümüzü söylediğimiz zaman, üstlerindeki montu vermekten çekinmiyorlar... 
...
> Çünkü suçlu olduklarını yüzlerine vurduğumuzda bunu kabul edip pis bir gülümseme takınıyorlar...
...
> Çünkü en önemli olay için bile hazırlanmaları sadece 3 dakika sürüyor...

Öğrendim ki; “-Yeterince kötü şey yaşamadan, güçlü olduğunu bilemiyorsun…” 

Krampon...
AZİZ Yıldırım, “Hocamızın aklı yarın edeceği istifadaydı…”

AYKUT Kocaman; “Kapıda sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını yazıyor” ona gülüyorum…

F.BAHÇE, emeklerinden dolayı sağlık tesislerine “Robin van Persie Sporcu Sağlık Merkezi” ismini koydu.

NEGREDO: “Golleri atsaydım yeterince jeneriklik olmayacaktı, ben de bu yüzden kaçırdım.”

Temel’in yeri...

Temel’le Dursun hava durumu hakkında konuşuyormuş...
Dursun şikâyetçi;
“-Havalar o kadar değişken ki; ne yapacağımı şaşırdım... Evden çıkarken hafif mi giymeli, kalın mı bilemiyorum...” 
Temel, “Ben kolayını buldum” demiş;
“-Bir tarafı ince, bir tarafı kalın iki katlı bir palto yaptırdım... Hava değiştikçe çeviriyorum...”

itirafım var...

(...isim: selocan ...şehir: istanbul ...yaş: yirmi yedi)
Telefon görüşmelerine bayılırım, her zaman arayanım vardır...
Günde en az 30 kişiyle telefon görüşmesi yaparım...
Haftalardan bir hafta beni hiç arayan olmadı...
Bir an herkesin beni unuttuğunu düşündüm...
Derken telefonum çaldı...
Arayan kardeşimdi...
Bir hafta gibi uzun bir zaman diliminden sonra bir arayanım çıkmıştı sonunda...
Sevinç ve heyecan içinde telefonu açtım...
Açar açmaz biraderin söylediği şu söz beni şoka uğrattı ve birkaç yaş birden yaşlandığımı hissettim:
“-Abi kusura bakma... Yanlışlıkla seni aramışım... Görüşürüz...” 
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)

Ana Kumanda

(...BEYAZ TV– Beyaz Futbol)
RASİM OZAN: Tudor’u hatalarından dolayı affetmeyeceğim...
AHMET ÇAKAR: Rasim emmiiii... Rasim emmiii... Ben üç ay önce Tudor’la didişirken avukatlık yapıyordun ya... 

(...TV 8 / Bay Tahmin)

FİKRET ENGİN: Bir tane de burada var; izleyicimiz kulak iltihabım bir aydır geçmiyor, ne yapmalıyım diye soruyor...
MURAT ÖZARI: İzleyiciler abarttı, devlet sorunlarını bile bize soruyorlar... 

Ayaküstü...

-Katar’ı yiyemeyen Suudiler,
Şimdi birbirlerini yiyorlar.

-Sellerin yıkamadığını,
Bir damla gözyaşı yıkabilir.

-Suudi Krallığı yakında biter de; benim asıl merak ettiğim “Ordular ilk hedefiniz Kızıldeniz” dedikten sonra, düşmanı Aden Körfezi’nde kime denize döktürecekler?
Ben onu merak ediyorum.

-“Ilımlı İslam”, “Dinler Arası Diyalog”un yeni sürümü olup,
Aynı fabrika ürünüdür.

-Kurtların olmadığı yerde,
Çakallar kendini aslan sanır.
(...Mustafa Koç/Okur-Yazar)

Bizim pano

Serdar’la vatani görevini beraber yapan arkadaşla tanıştık, “Askerde nasıldı” diye sorduk...
“Hangi birini anlatayım” diye gülmeye başladı...
-Çavuş Serdar içtima alırken, her seferinde bölük eksik çıkar, saatlerce firari erin kim olduğu düşünüldükten sonra kendini saymadığını falan anlattı...
-Yeni gittiği dönemlerde, askerlerin nöbette şarjör içinde sigara içtiğini duyunca, o da denemeye karar vermiş... Sigarayı ateş dışarıda kalacak şekilde şarjöre sokmuş, yanındaki arkadaşına “Eee, neresinden içeceğiz bunu” diye sormuş...
-Ama en güzeli herhâlde şu olmalı; Kolluk nöbeti tuttuğu bir gün; yat içtimasından sonra koğuş koridorlarını turlarken, askerlerden birinin elinde kapağında müstehcen fotoğraf olan bir kitap görmüş... Hemen bağırmış tabii “Kimin bu kitap” diye... Asker korkmuş; “Haydar Dümen’in komutanım...” Serdar kafasını sallamış, “Akşam yazıhaneye gelin” demiş;
“-İkinizin de tutanağını tutacağım...”

 

Erkekleri seviyoruz...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.