Hayat...

Hayatın bisiklete binmek ya da piyano çalmak gibi sonradan öğrenilmesi gereken bir beceri olduğunu fark ettiğimizde, biraz akıllanmaya başlarız...

Ama akıl bize nasıl bir yol gösterir?..

Zararlı tutkulardan, aşırılıklardan, korkudan, kaygıdan uzak, sakin ve huzurlu bir hayatı hedeflememizi öğütler...

Bazı dürtülerin bastırılması gerektiğini, gerçek ihtiyaçlarımızla gereksiz olanları ayırt etmeyi öğrenmezsek, aşırı bir iştahın kurbanı olabileceğimizi söyler...

Gerçekleri çarpıtmamak, habbeyi kubbe, pireyi deve, kurbağayı prens gibi görmemek için düş gücümüzün denetlenmesi gerektiğini düşündürür…

Bize zarar verebilecek şeylere temkinli yaklaşmamızı önerir ama duvardaki gölgelerden kaçarak enerji tüketmenin gereksizliğine işaret eder…

Korkunun ecele faydası olmadığını söyler…

Korkudan başka korkacak başka bir şey yoktur der...

(…Alain de Botton)

 

Öğrendim ki; “-Öleceğimiz kesin, ama yaşadığımız değil…”

 

Pandora’nın kutusu açılana kadar;
Maalesef birbirimizi yemeye devam edeceğiz.
…
Eskiden; Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktu...
Şimdi; Türk’ün Türk’ten başka gerçek dostu yok... 
…
Biz seni uzun diye değil adam diye sevdik.
Eller kadir kıymet bilmese bile.

 

Millî Park Polisleri; bizim Temel’i, nesli tükenmekte olduğu için koruma altına alınan bir boz kartalı kesmiş, pişirip yerken yakalamış...
Hemen tutuklamışlar...
Mahkemede Temel’in avukatları müthiş bir savunma yapmışlar;
“-Temel Bey ormanda yolunu kaybetmişti... Günlerdir aç olduğu için ya kartalı öldürecekti, ya kendisi ölecekti” diye...
Yargıç bu savunmayı kabul edebileceğini söylemiş...
Kararını açıklamadan önce, Temel’e dönmüş,
“Son bir şey sormak istiyorum” demiş;
-Ben de av meraklısıyım da... Bu boz kartalın tadı nasıl bir şey?..
“-Efendim tam olarak kelaynak ile mavi gagalı puhu kuşu tatlarının arasında bir şey...”

 

-Mustafa Abi’nin son aldığı elektronik cihaz da bozuk çıktı...
Cep telefonunun saati geri geri çalışıyormuş...
∆∆∆
-Nişanlanan Burhan’ın ricası,
“Maç olursa bana da haber verin. Kızın babası kilo olayını ima etti. Nişana kadar şaşırtmam lazım onları...” 
∆∆∆
-Serdar, Murat’ın üzerindeki fitilli kazağı çok beğendi,
“Bundan bana da alalım... Çok severim filtreli kazakları...”

 

 

“-Tamam ben suçluyum, özür diliyorum...” 
(...Çok pişman olacaksın çoook) 
...
“-Seninle konuşmamız gerek...” 
(...Kafanın etini yiyeceğim) 
...
“-Peki... Sen nasıl istersen...” 
(...Bedelini ödeyeceksin nasıl olsa) 
...
“-İletişim kurmayı öğrenmelisin...” 
(...Ben ne dersem onu kabul etmek zorundasın) 
...
“-Beni seviyor musun...” 
(...Çok imkânsız bir şey isteyeceğim) 
...
“-Beni ne kadar seviyorsun...” 
(...Bugün hiç hoşuna gitmeyecek bir şey aldım) 
...
“-Bir dakikada hazırım...” 
(...Neden ayakkabını çıkarıp televizyon seyretmiyorsun?.. 

 

 

SOLDADO’nun sakat Janssen’in cezalı olduğu F.Bahçe, sakatlığı kısmen geçen Van Persie’yi sahaya sürerek tek forvet, sistemini “Yarım forvet”e düşürecek…
∆∆∆
SABRİ Reyiz; “Devir değişti. Kızlar ofsaytı öğrendi, erkekler trip atıyor. Gittiğimiz yol, yol değil de; manzarası güzel…”