Her kap, içindekini sızdırır

A -
A +

Söz ve yazı, sahibinin aynasıdır. Çok kimse, düşmanına kızdığı zaman, onda, kendindeki kötülüklerin bulunduğunu söyler. Her kaptan, içinde bulunan sızar. Alçak olanın sözleri ve kelimeleri de, kendi gibi olur. O çirkin sözlerin karşısında kalanlar ise, pisliğe düşen pırlantaya benzer. Atalarımız; "Her kaptan içindeki sızar" demişlerdir. Onun için bir kimse, iyi mi yoksa kötü mü olduğunu, çevresindeki, yanındaki insanlara sormalıdır. Yahut da çevresindeki insanlara nasıl muamele ettiğine bakmalıdır. Onlara iyilikte bulunuyor, sözleriyle, davranışlarıyla yardımda bulunuyor, kalblerini kırmıyorsa, iyi bir kimse demektir. Bunun tersi ise, o kimse, kendinin kötü olduğunu anlamalı ve bu huyundan vazgeçmelidir. Yumuşak huylu kimse, daimâ neşeli ve rahat olur. Böyle kimseyi herkes sever ve herkes över. İbretli örnekler Olur-olmaz her şeye öfkelenen, kızan kimseyi hiç kimse sevmez. Zaten bu şekildeki öfke, şeytanın vesvesesinden meydana gelmektedir. Nitekim hadîs-i şerîfte: (Gadab, şeytânın vesvesesinden hâsıl olur. Şeytan, ateşten yaratılmıştır. Ateş, su ile söndürülür. Gadaba gelince, öfkelenince abdest alınız!) buyurulmuştur. Abdullah ibni Abbâs hazretlerine bir kimse hakaret ederek, kötü sözler söyleyince, ona; "Bir ihtiyâcın varsa, sana yardım edeyim" cevabını vermiştir. Zeynel Âbidîn Ali hazretlerine bir kimse, hakaret edip, kötü sözler söyleyince, elbisesini çıkarıp o kimseye hediye etmiştir. İsâ aleyhisselâm, yahûdîlerin yanından geçerken, kendisine çok kötü şeyler söylediler. Onlara iyi ve tatlı cevaplar verdi. "Onlar, sana kötülük yapıyor, sen onlara iyi şeyler söylüyorsun" dediklerinde; "Herkes, başkasına, yanında bulunandan verir" buyurmuştur. Dâvûd-i İskenderî hazretleri buyurdu ki: "Bir kimse sana, nefsânî hazînesinden bir şeyler vermek isterse, onu sakın kabul etme! Bir kimse ki, sana akıl hazînesinden bir şey vermek isterse, bunu, içindeki hikmet nûru ile mukâyese et! Arzuna göre ister kabul et, istersen reddet! Bir kimse de, sana kalb hazînesinden bir şey vermek dilerse, sakın onu reddetme! Hemen kabûl et! Hattâ fazla vermesini, arttırmasını iste!" İbrâhim Desûkî hazretleri, oğlu kendisinden nasîhat isteyince, ona hitaben; "Ey gözümün nûru evlâdım. Önce içindeki nefs denilen ejderi öldür! Yüzünü toprağa sür! Hatâ ve isyânını kabul ve itirâf et ve işlediğin hatâ dolu ibâdetlerinin yüzüne çarpılmasından kork!" buyurmuştur. Hüküm sıfata göredir Ebû Bekr-i Verrâk hazretleri ise: "Eskiden fütüvvet sâhipleri yani başkasını kendine tercih edenler, arkadaşlarını över, kendilerinden bahsetmezlerdi. Hattâ kendilerini kötülerlerdi. Rahatlığı, dostları için, zahmeti kendilerine seçerlerdi. Şimdiyse herkes kendini övüp, dostlarını kötülüyor. Zahmeti arkadaşlarına, rahatı kendilerine alıyorlar" buyurmuştur. Rükneddîn Ebü'l-Feth hazretleri, buyuruyor ki: "Kesin olarak bilmelidir ki, insan iki şeyden ibârettir. Sûret ve sıfat. Hüküm sıfata göredir, sûrete göre değil. Hadîs-i şerîfte; (Allahü teâlâ, sûretlerinize ve amellerinize bakmaz, kalplerinize bakar) buyruldu. Ama sıfatın hükmü, hakîkat üzere, ancak âhirette görünür. Çünkü orada her şeyin hakîkatı zâhir olur. Bu sûret gidicidir ve herkes kendi sıfatına uygun şekilde haşrolunur. Nitekim Bel'am-ı Bâurâ, o kadar tâatiyle birlikte, köpek sûretinde haşrolunacaktır. A'râf sûresinin 176. âyet-i kerîmesinde meâlen; (Onun hâli köpeğe benzer) buyruldu. Bunun gibi zulmeden, başkasının malına, canına tecâvüz eden, kendini kurt sûretinde; kibirli olan, kaplan sûretinde; bahîl ve harîs olan da, kendini domuz şeklinde bulacaktır. Kâf sûresinin 22. âyet-i kerîmesinde meâlen; (Şimdi senin perdeni açtık! Artık bugün gözün keskindir) buyrulması, bunu gösterir. Çare, Allah'a sığınmak İnsan, kötü sıfatlardan temizlenmedikçe, hayvanlar sırasında yer almaktadır. A'râf sûresinin 179. âyet-i kerîmesinde meâlen; (İşte onlar, hayvanlar gibidir; doğrusu daha sapık ve aşağıdırlar) buyruldu. Nefsin tezkiyesi, temizlenmesi ise, ancak Allah'a sığınmak ve O'ndan yardım istemekle mümkündür." Ebû İdris hazretleri şöyle nakletmektedir: "Horasan'da Dahhâk hazretleri ile karşılaştım. Üzerimde, eski bir kürk vardı. Dahhâk; "Kirli elbiseler içerisinde temiz bir kalp, temiz elbiseler içindeki kirli bir kalpten daha hayırlıdır, iyidir." buyurdu." Netice olarak; Herkes ne yaparsa kendine yapar ve her kaptan da içindeki sızar. Yahyâ bin Mu'âz-ı Râzî hazretleri; "Allahü teâlâyı sevdiğin kadar, herkes seni sever. Allahü teâlâdan korktuğun kadar herkes senden korkar. Allahü teâlâya kulluk ettiğin miktarda, herkes sana yardımcı olur" buyurmuştur.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.