Çok konuşan, çok yanılır

A -
A +

Dil, büyük bir nimettir. İyiliği de kötülüğü de büyüktür. Cennete de, Cehenneme de götürür. Cirmi küçük, cürmü büyüktür. İman ve küfür dildeki ifadeden anlaşılır. Dil, ya hak konuşur, ya bâtıl. Diğer uzuvların sahası dardır. Kulak sadece işitir, göz sadece görür. Dil ise, hayır ve şer için geniş alana sahiptir. Dil yırtıcı bir hayvan gibidir, serbest bırakılırsa sahibini parçalar. Sükut eden, hataya düşmekten, yalandan, dedikodudan, söz taşımaktan, kendini övmekten, boş konuşmaktan ve daha birçok dil afetlerinden kurtulur. Çok konuşan hata eder. Eshab-ı kiram hep hayır konuştukları halde, yanlış konuşmak için değil, belki boş bir söz söyleriz diye sükut ederlerdi. Hazret-i Ebu Bekir, ağzına taş koyar ve; "Başa gelen bütün felaketler bundan gelir" buyururdu. Çok konuşanın dili sürçer, kalbi kararır. Kalbi kararan da, hata üstüne hata yapar ve kalb kırar da farkında bile olmaz. Diline sahip olan, dinini korur. Din büyükleri, talebelerine ve sevenlerine hep: "Bir kimsenin cahil olduğunun alameti şunlardır: Canlı-cansız her şeye kızar. Diline sahip olamaz ve sır saklayamaz. Parasını yerli yerince harcayamaz. Herkese güvenir. Dostunu düşmanını ayıramaz. Kötü kimselerle arkadaşlık eder" diye nasihat etmişlerdir. Dilini tutan kurtulur... Dile sahip olmak, az konuşmak dinimizin emridir. Peygamber efendimiz: (Dilini tutan kurtulur) buyurmuşlardır. Susmak, açık bir hikmet ve güzel bir haslettir. Dilin susması kalbin susmasına, kalbin susması Rabbin mağfiretine sebep olur. İnsanın selameti, dilini korumasındadır. Zira Resulullah efendimiz: (Selamet isteyen, sükut etsin, dilini tutsun!) buyurmuşlardır. Söz insanın terazisidir. Fazlası ziyan, azı vakardır. Az konuşan kınanmaz, üstelik itibarı da çok olur. Şaka, alay ve boş konuşmak ise, belaya yol açar. Vüheyb bin Verd hazretleri; "İbâdet veya hikmet on kısımdır. Bunun dokuzu, sükût edip, konuşmamaktır" buyurmuştur. Kişi, dilinin altında gizlidir. Dil, irfan hazinesinin anahtarıdır. Çok konuşan, gönüldeki hizmet cevherini boşaltır. Çok konuşmak dostluğu bozar. Lüzumsuz konuşmak, ayıpları açığa çıkarır. Acı, sert söyleyenden, dostları, sevdikleri kaçar, uzaklaşır. Peygamber efendimiz; (Çok konuşan çok yanılır, çok yanılanın yalanı çoktur. Yalanı çok olan da Cehenneme layıktır) buyurmuştur. Abdullah bin Selam hazretlerine, kendisini Cennetlik eden amelin ne olduğu sorulduğunda; "Boş söz konuşmam ve kimseye karşı kötülük beslemem" cevabını vermiştir. Eğer bir kimsenin kalbinde darlık ve üzüntü, vücudunda bitkinlik ve halsizlik, rızıkında eksiklik ve bereketsizlik olursa, bunun boş ve yersiz konuşmalardan meydana geldiğini bilmelidir! Dil söylemezse, kalb rahat eder. Sözü az, ameli çok olanın, gönül gözü parlar, açılır. Diline sahip olan, bedenine de sahip olur. Çünkü hadis-i şerifte: (Her sabah, bütün uzuvlar, yalvararak dile derler ki: Bizim hakkımızı gözetmekte, Allah'tan kork, kötü söz söyleme, bizi ateşte yakma! Bizim dine uyup uymamamız senin sebebinledir. Sen doğru olursan biz de doğru oluruz. Sen eğri olursan biz de eğri oluruz) buyurulmuştur. Sükut yani dile sahip olmak, yorulmadan yapılan ibadet, masrafsız takılan bir ziynet, hükümdarlığa muhtaç olmadan ele geçen bir devlet, duvara ihtiyaç duyulmadan yapılan kale, çalışmadan kazanılan zenginlik ve ayıpların kapatılmasıdır. Hazret-i Lokman hakime; "Bu makama nasıl yükseldin?" diye sual edildiğinde; "Doğru konuşmak, emanete riayet etmek ve faydasız sözleri terk etmekle" cevabını vermiştir. Bir söz söylerken hem kendimizin, hem de karşımızdakinin ahiretini düşünerek konuşmalıyız. Zira ağızdan çıkan söz, muallakta kalmaz, ya sağ tarafa veya sol tarafa yazılır. Abdullah bin Avn hazretleri, Tabiînin büyüklerindendir. Diline sâhib olup, hiçbir zaman kötü söz söylemezdi. Yahyâ el-Kattân hazretleri; Abdullah bin Avn hazretleri için; "Abdullah bin Avn'ın üstünlüğü, insanlar arasında dünyâyı en fazla terk etmiş olması bakımından değil, diline sâhib olması bakımındandır. O, insanlar arasında diline en fazla sâhib olanlardandır" buyurmuştur. Sıkıntıdan kurtulmak için... Bişr-i Hâfî hazretleri buyuruyor ki: "Dünyâda azîz olmak, âhirette selâmette kalmak isteyen, diline sâhib olsun. İki şey kalbe kasvet verir. Çok konuşmak ve çok yemek." Bir kimse, Eyyûb-i Sahtiyânî hazretlerinden nasihat isteyince; "Diline sâhib ol, az konuşmaya dikkat et" buyurmuşlardır. Zünnûn-i Mısrî hazretlerine; "Kalbini en güzel koruyan kimdir?" diye sorduklarında; "Diline en çok hâkim olan" cevâbını vermişlerdir. Netice olarak Mansûr bin Ammâr hazretlerinin buyurduğu gibi; "Sıkıntıdan kurtulmak istiyorsan, dünyâyı istemeyi bırak, özür dilemekten kurtulmak istiyorsan, diline hâkim ol..."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.