Dünyada pişmanlık nimettir...

A -
A +

İnsanın, diğer mahlûklardan farklı özelliklerinden birisi de, iyi ve kötü olanı birbirinden ayırabilmesi, hatâ işlediği zaman pişmanlık duyabilmesidir. Yaptığı hatadan dolayı pişman olmak, üzülmek, insana mahsus bir hâldir. Diğer varlıklarda bu hususiyet yoktur. İnsan, hata yapacak ve günah işleyecek şekilde yaratılmıştır. Önemli olan, yapılan bu hataları, ölmeden önce telafi etmektir. İnkâr ediyorsa imân ederek, isyân ediyorsa pişman olup tövbe ederek, insanların haklarına tecavüz edilmiş ise helâlaşarak bunları telafi etmelidir. Ölmeden önce bunların telafisi mümkündür ama öldükten sonra imkânsızdır. Âhirette herkes, dünyada iken yaptıklarından dolayı pişmanlık duyacaktır. İnkâr edenler niçin imân etmedik, günah işleyenler niçin tövbe etmedik, üzerinde kul hakkı bulunanlar niçin helallaşmadık ve ibâdet edenler de niçin daha fazla ibâdet etmedik diye pişmanlık duyacaklar ve üzüleceklerdir ama bunun bir faydası olmayacaktır. Bu pişmanlık ve üzüntü, dünyada iken olsaydı, çok faydalı olacaktı. Feryat edecekler, ancak!.. Dünya için tevekkül olur fakat âhiret için olmaz. Çünkü âhirette ne ile karşılaşacağımız belli değildir. İbâdetlerimiz, iyiliklerimiz, noksan olup reddedilebilir. Alacaklıyız derken borçlu çıkabiliriz. Bu sebeple, kabirden bir kimse çıkıp dünyaya gelse, bu kimse nasıl yaşarsa, öyle yaşamaya çalışmalıyız. Ölen bir kimse, dünyaya geri gelse, her ânını değerlendirir, bir ânını bile boş geçirmez, hep âhireti için çalışır, günah işlemez ve kalb kırmazdı. Peki şu anda hayatta olan bizler, oraya yani âhirete gitmeyecek miyiz, gidince başımıza nelerin geleceğini ve nelerle karşılaşacağımızı dinimiz bildirmiyor mu? Allahü teâlâya îmân etmeyenler, Peygamber efendimize inanmayanlar, İslâmiyeti reddedenler, bu tercihleri sebebi ile Cehenneme gönderildikleri zaman çok feryat edecekler ve; "Yarabbi bizi tekrar dünyaya gönder, hiç günah işlemeyeceğiz, hep ibâdet edeceğiz" diyeceklerdir. Ama oradaki vazifeli melekler; "Zaten oradan geldiniz ya" cevabını verecekler ve bu feryatlarının, pişmanlıklarının bir faydası olmayacaktır. Allahü teâlâ hiçbir şeyi gayesiz ve hikmetsiz yaratmamıştır. Her şeyin bir hikmeti, gayesi vardır. İnsanın bile dünyada yaşarken, belli bir gayesi vardır. Allahü teâlâ insanı maksatsız, gayesiz olarak yaratmamıştır. Zâriyât sûresinin 56. âyet-i kerimesinde meâlen; (İnsanları ve Cinnîleri ancak, beni bilip itâat, ibâdet etmeleri için yarattım) buyurularak, insanın yaratılış maksadı bildirilmektedir. İbâdet, Allahü teâlâyı tanımak, Onun büyüklüğünü anlamak ve insanın, kötülük deposu olan nefsinin farkına varmasıdır. İnsanın kendini tanıması ne kadar artarsa, Allahü teâlânın büyüklüğünü kavraması da, o kadar artar. İnsan kendini beğenirse, Müslümanları ve İslamiyeti beğenmez, sonunda şirke kadar gider. "Şimdiden hazırlık yap!" Vehb bin Münebbih hazretlerine üzerinde yazı bulunan bir taş getirilir. Taşın üzerinde şunlar yazılıdır: "Ey Âdemoğlu! Sen, eğer ecelinin devamlı yaklaşmakta olduğunu iyi bilseydin, uzun emel sâhibi olmaktan vazgeçer, sâlih amellerini artırıp, çoğaltmaya bakar, dünyâya düşkünlüğünü bırakırdın. Şüphesiz sana yarın nedâmet ve pişmanlık gelecektir. Çoluk çocuğun ve en yakın hizmetçilerin seni toprağa teslim edecekler. Sonra da ayrılıp gidecekler. Artık dünyâya dönüşün olmayacak. Amellerinle baş başa kalacaksın. İyi amellerini artırma imkânı bulamayacaksın. İyi amel yapıp, kabre gelmişsen ne mutlu sana! Günahlarla yüklü gelmişsen, yazık sana! Öyleyse kıyâmet günü için şimdiden hazırlık yap. Pişman olmadan önce, tedbirini al!" Netice olarak insanın, yaptıklarından dolayı dünyada iken pişman olması, üzülmesi ve tövbe etmesi, kendisi için çok büyük bir nimettir. Fakat âhirette pişmanlık ise, felâkettir. Yûsüf Nebhânî hazretlerinin buyurduğu gibi: "Ey insan! Vereceğin karâr, çok mühimdir. Vakit ise, çok azdır. Muhakkak öleceksin! Öldüğün vakti düşün! Başına geleceklere hâzırlan! Son pişmânlık fayda vermez."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.