Şükrün ve nankörlüğün neticesi

A -
A +

Şükür; verilen nîmetleri yerli yerinde kullanmak, görülen iyiliğe karşı teşekkür etmek, Allahü teâlânın emir ve yasaklarına uymak anlamlarındadır. İyilik edene, mal ve hizmetle karşılığı yapılır. Bunu yapamayan, teşekkür ve duâ eder. Çünkü, iyiliğe karşı iyilik yapmak insanlık vazîfesidir. Hadîs-i şerîfte; (İnsanlara teşekkür etmeyen, Allahü teâlâya şükretmiş olmaz) buyurulmuştur. Vaktiyle Bağdat'ta kıtlık olur. Açlıktan mecalsiz kalan bir fakir, içeriden ekmek kokusu gelen bir evin kapısını çalar; -Günlerdir ağzıma bir lokma girmedi. Allah rızası için bir ekmek verin diye yalvarır. Tandırda ekmek pişirmekte olan kadıncağız, fakirin bu yalvarışı üzerine kızına; -Al şu ekmeği, kapıdaki fakire veriver der. Kızcağız, tandırdan yeni çıkan ekmeği fakire verir. Fakir, sevincinden ne yapacağını bilemez ve hemen evinin yolunu tutar. O sırada karşısına birisi çıkar; "O ekmeği kim verdi?" -O ekmeği nereden aldın diye sorar. Fakir de, kendisine ekmek verilen evi tarif ederek yoluna devam eder. Adam, ekmek verilen evin kendi evi olduğunu anlayınca, çok öfkelenir ve böyle zamanda kimin evinde ekmek olabilir ki diye söylenerek hışımla eve girer; -O ekmeği, fakire kim verdi diye bağırır. Kadıncağız korkudan, kızına bir şey yapmaz düşüncesiyle, kızını işaret eder. Nankörlük ve cimrilik içine işlemiş olan adam, eline geçirdiği bir sopa ile, kızının ekmek veren eline öyle bir vurur ki, kızcağızın eli felç olur. Öfkeyle; -Ben herkese ekmek versem, bu evde ekmek mi kalır diye de bağırır... Aradan seneler geçer. Elindeki nimete şükretmeyen adamın işleri bozulur. Nesi varsa satar fakat kendini iflâstan kurtaramaz. Bu arada sıhhati bozulur, çalışamayacak hale gelir ve bir lokmaya muhtaç olur. Bir gün kızına; -Benim çalışacak ve dışarı çıkacak halim yok. Dışarı çık birisinden ekmek veya bir ekmek parası iste. Benden ümidi kesin der. Ömründe dilenmemiş, kimseden bir şey istememiş olan kızcağız, utana, sıkıla çarşıya iner. Bir kenara çekilir ve beklemeye başlar. Uzun müddet kızcağızın orada beklediğini gören genç bir esnaf, yanına gelir; -Sen masûm birine benziyorsun. Burada mahçup bir halde kimi veya neyi bekliyorsun diye sorar. Kızcağız; -Ekmeğimiz de, alacak paramız da yok. Bir tanıdık rastgelirse ekmek parası isteyeceğim der. O esnaf, hemen elini cebine atar, hatırı sayılır bir para çıkartıp kızcağıza uzatır; -Bunlarla istediğin kadar ekmek alabilirsin. Böylece, Rabbimin bana ihsân ettiği nimetin şükrünü ödemiş olurum der. Kızcağız, parayı alırken elinin birini saklar. Bu hâl genç esnafın dikkatini çeker; -Elinde bir rahatsızlık varsa, seni doktora götüreyim, tedâvi ettireyim. Daha önce çok fakirdim, yiyecek bir lokma ekmeğe muhtaç idim. Rabbim bana çok ihsânda bulundu, zengin oldum. Rabbimin bu ihsânına karşı, şükür olarak Onun kullarına yardım etmek istiyorum. Saklama derdin ne ise söyle sana yardım edeyim der. Kızcağız başından geçenleri anlatır. Fakire verdiği ekmek sebebiyle babasının eline sopa ile vurduğunu ve bu sebeple sakat kalıp evlenemediğini de anlatır. Kızcağızdan bunları işiten genç esnaf, hemen komşularını çağırır ve; "Ben sebep oldum!.." -Komşular, bu kızcağızın elinin sakat kalmasına ben sebep olmuşum. Çünkü o ekmeği isteyen bendim. Elinin sakat kalmasına sebep olup da bu hâlde bırakmak, insanlığa sığmaz ve Allahü teâlâ da râzı olmaz. Bu kızcağızın babası, elindeki nîmete şükretmediği için, Allahü teâlâ onun dükkanını elinden alıp bana nasib etti. Şimdi imtihân sırası bende. Ben de aynı nankörlüğe düşmek istemem, der ve kızcağızı babasından istetip evlenir. Böylece kızcağızı ve ailesini sıkıntıdan kurtardığı gibi, Allahü teâlânın ihsânlarına da şükreder... Netice olarak, nimetlere şükredilirse, elde kalır, nankörlük edilirse, elden çıkar. Hazret-i Alinin buyurduğu gibi: "Nîmetlere şükreden, onun elden çıkacağından korkmasın. Nîmetin kıymetini bilmeyip, nankörlük edenlerin elinden o nîmet alınır. Şükür ise, nîmeti devamlı kılar ve artırır."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.