Kendini seven sevilmez

A -
A +

İnsanda, akıl, kalb ve nefis denilen üç kuvvet vardır. Aklın ve nefsin yeri dimâğdır. Kalbin yeri yürektir. Nefis dâimâ harâmları, zararlı şeyleri yapmayı düşünür. Bütün kötülükler, nefiste toplanmıştır. Nefis, hiç iyilik yapmak istemez. Hep kötülük yapmak ister. Kendisine ve başkalarına zararlı olan şeyleri sever. Hadîs-i kudsîde; (Nefsini, düşmanın bil! Çünkü o, bana düşmandır) buyuruldu. İnsanın dünyâda ve âhirette saâdete kavuşması için, nefsine uymaması, onu zayıflatıp, zarar yapamayacak hâle düşürmesi lâzımdır. Veşşemsi sûresinin 9. âyetinde meâlen; (Nefsini tezkiye eden kurtuldu. Nefsini günâhta, dalâlette bırakan, ziyân etti) buyuruldu. Nefsi zayıflatacak ilâç, İslâmiyyete uymaktır. Harâmların hepsi, dünyâ malına, mevkisine, zevklerine düşkün olmak, nefsin gıdâsıdır. Onu besler, kuvvetlendirir. Nefis kuvvetlenince, bütün iyiliklerin, kaynağı olan İslâmiyyete saldırır. Din ile, îmân ile, Allahü teâlânın emirleri ile alay eder. Herkesin kendi gibi taşkın, şaşkın olmasını, haksızlık, kötülük, zulüm yapmasını ister. İnsanın en büyük düşmanı, kendi nefsidir ve nefislerini beslemiş, azdırmış olan gâfil, câhil kimselerdir. NEFSİNİ TANIYAN... Nefis, zevklerine kavuşmak için her kötülüğü yapmaktan çekinmez. Her insanda nefis vardır. Nefis, İslâmiyyete uymak istemez. İmân edip İslâmiyyetin emirlerine uyanların nefisleri temizlenir, düşmanlıkları kalmaz. Peygamber efendimiz buyurdu ki: (Akıl sâhibi, nefsini ezip, âhirette lâzım olan şeyler için çalışır. Ahmak, aptal olan da, nefsinin arzûları peşinde koşup, Cennete götürmesi için de, Allaha duâ eder.) Dünyâyı anlayan, ondan sakınır. Ondan sakınan, nefsini tanır. Nefsini tanıyan da, Rabbini bulur. Mevlâsına hizmet edene, dünyâ hizmetçi olur. Hadis-i şerifte; (Nefsini tanıyan Rabbini tanır) buyuruldu. İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki: "İnsanın nefsi îmân etmez ve İslâmiyyete uymak istemez. Onun yaratılışı böyledir. Bundan dolayı İslâmiyyetin sûretine uyanların îmânı, îmânın sûretidir yani görünüşte îmândır. Namâzları, oruçları ve bütün ibâdetleri, ibâdetlerin sûretidir yani hep görünüşte ibâdettirler. Çünkü, insan deyince, insanın nefsi anlaşılır. Herkes ben deyince nefsini bildirmekte, nefsini göstermektedir. İnsan ibâdet yaparken, nefsi küfür hâlindedir. Yaptıklarının yerinde bir iş olduğunu inkâr etmektedir. Kalbin mal, evlât, mevki, medholunmak gibi çeşitli arzûları, bağlantıları ve sevdikleri görülür ise de bu sevgilileri hakîkatte hep bir sevgilisi içindir. O biricik sevgilisi de, kendi nefsidir. Onların hepsini, kendi nefsi için sevmektedir. Bunları, hep kendi nefsi için istemektedir. Onların nefislerini düşünmemektedir. Nefsine olan sevgisi kalmazsa, nefsi için onlara olan sevgisi de kalmaz. Bunun içindir ki, kul ile Rabbi arasındaki perde, kulun kendi nefsidir. Kul, hep nefsini düşünmektedir. Bunun için perde, yalnız kendisidir. Başka hiçbir şey değildir. Kul, kendinin nefsini düşünmekten büsbütün kesilmedikçe Rabbini düşünemez. Allahü teâlânın sevgisi onun kalbine yerleşemez." KÖTÜLÜKLERİN BAŞI... Nefsinin arzûlarına uyan, nefsini beğenen kimse, muhakkak helâke, felâkete düçâr olur. İmâm-ı Muhammed Gazâlî hazretleri buyurdu ki: "Bütün kötülüklerin başı, kaynağı üçtür: Hased, riyâ, ucb. Kalbini bunlardan temizlemeğe çalış!" Ucb sâhibi, hep ben, ben der. Toplantılarda baş tarafta bulunmak ister. Her sözünün kabûl olunmasını ister. İnsân ile Allahü teâlâ arasında en büyük perde, insânın nefsidir. Ebû Muhammed Abdullah Râşî hazretleri buyurdu ki: "Allahü teâlâ ile insan arasında olan en büyük perde, kendi nefsini düşünmesidir ve kendisi gibi âciz olan bir kula güvenmesidir. İnsanların değil, Allahü teâlânın sevgisine kavuşmayı düşünmelidir." Netice olarak insan, nefsini ne kadar aşağılarsa, Allahü teâlâ indinde kıymeti o kadar yükselir. Kendine kıymet verenin, Allahü teâlâ katında kıymeti olmaz. Kendini yani nefsini seven, sevilmez. Kendini sevmeyeni ise, herkes sever.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.