Şefâate inanmayan, ona kavuşamaz

A -
A +

Şefâat kelime olarak; bir kimsenin işlediği suçun affedilmesi veya bir dileğinin yerine getirilmesi için yapılan aracılık, vasıta olmak anlamına gelmektedir. Dini terim olarak şefâat; kıyâmet günü, Allahü teâlânın izni ile, başta Peygamber Efendimiz olmak üzere, diğer peygamberler, âlimler, şehîdler, sâlihler, küçük yaşta ölen Müslüman çocuklar ve Allahü teâlânın izin verdiklerinin; günahkâr olan mü'minlerin günahlarının affedilip Cehennem'den kurtulmalarını, cennetlik olanların da Cennet'teki derecelerinin artmasını Allahü teâlâdan istemeleri, bu hususta vâsıta olmaları anlamındadır. Hadîs-i şerîfte; (Kıyâmet günü Peygamberler, âlimler ve şehîtler şefâat edecektir) buyuruldu. SEBEPLERE YAPIŞMAK... Allahü teâlâ, çok şeyi sebeplerle yaratmaktadır. Sebeplere yapışmak, sebeplerden beklemek, istemek, Onun âdetine uymak, Ondan beklemek, Ondan istemek olur. Peygamberden şefâat istemek de, Allahü teâlânın âdetine uymak ve Ona itâat etmek olur. Resûlullah efendimizden ve evliyâdan şefâat, yardım istemek, Allahü teâlâyı bırakmak, Onun yaratıcı olduğunu unutmak demek değildir. Bulut vâsıtası ile Allahü teâlâdan yağmur beklemek, ilâç içerek Allahü teâlâdan şifâ beklemek, top, bomba, füze kullanarak Allahü teâlâdan zafer beklemek gibidir. Bunlar sebeptir. Allahü teâlâ, her şeyi sebeple yaratmaktadır. Bu sebeplere yapışmak, şirk değildir. Peygamberler hep sebeplere yapıştılar. Allahü teâlânın yarattığı suyu içmek için çeşmeye, Onun yarattığı ekmeği yemek için fırıncıya gidildiği ve Allahü teâlânın zafer vermesi için, harp vâsıtaları ve talim yapıldığı gibi, Allahü teâlânın duâyı kabûl etmesi için de, peygamberin, evliyânın rûhlarına gönül bağlanır. Allahü teâlânın elektromagnetik dalgalarla yarattığı sesi almak için radyo kullanmak, Allahü teâlâyı bırakıp bir kutuya başvurmak değildir. Çünkü, radyo kutusundaki âletlere o özellikleri, o kuvvetleri veren Allahü teâlâdır. Allahü teâlâ, her şeyde, kendi kudretini gizlemiştir. Müşrik, puta tapar, Allahü teâlâyı düşünmez. Müslümân, sebepleri, vâsıtaları kullanırken, sebeplere, mahlûklara, tesîr veren Allahü teâlâyı düşünür. İstediğini Allahü teâlâdan bekler. Geleni Allahü teâlâdan bilir. Peygamber Efendimiz; (Ümmetimden büyük günâhları olanlara şefâat edeceğim) buyurmuştur. Hacı Bayram-ı Velî hazretleri buyuruyor ki: "Âlim ve velîlerin kabirlerini ziyâret ediniz. Zîrâ o büyükler, kendilerini ziyâret edenlere şefâat ederler." Abdülvâhid bin Zeyd hazretleri şöyle anlatır: "Hacca gitmiştim. Yanımda bir genç durmadan Peygamber Efendimize salâtü selâm getiriyordu. Bâzı yerlerde okunması daha uygun duâlar olduğu halde, genç her yerde duâ yerine salevât okuyordu. Dikkatimi çekti ve kendisine bunun sebebini sordum. Genç dedi ki: KALK, BABAN ÖLDÜ!.. -Babamla birlikte hacca gitmiştik. Yolda uyudum. "Kalk baban öldü" dediler. Kalktım gerçekten babam ölmüştü. Aynı zamanda yüzü de kararmıştı. Ölümü ve ayrıca yüzünün kararması beni daha da üzdü. Bu üzüntü ile tekrar uykuya daldım. Bu sırada rüyâmda siyah yüzlü dört kişi ellerinde demir kamçılar olduğu halde, babama yaklaştılar. Tam vuracakları zaman nur yüzlü bir zatın geldiğini, onlara dönerek; "Vurmayın!" dediğini, eli ile de babamın yüzünü sıvazlayarak nûrlandırdığını, sonunda bana; "Artık uyan, baban nûrlanmıştır" diye söylediğini gördüm. "Sen kimsin?" diye sorduğumda, "Ben Peygamberim, bana salevât getirdiği için babana şefâat ettim" dedi. Uyandım, söylendiği gibiydi. Bu sebeple ben de salevât-ı şerîfeyi devamlı okuyorum." Netice olarak, kıyâmet günü izin verilmeden kimse, kimseye şefâat edemeyecektir. İzin alan da, râzı olduğuna şefâat edecektir. Râzı etmek için İslâmiyyete uymak ve imân ile ölmek lâzımdır. Bundan sonra, insanlık îcâbı kusûru bulunursa, ancak böyle kusûrlar, şefâatle affolacaktır. Şefâate inanmayan bundan mahrum kalır. Peygamber efendimizin buyurduğu gibi: (Şefâatime inanmayan, ona kavuşamaz.)

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.