Kadere inanan, kederlenmez

A -
A +

Kader, kelime olarak, bir çokluğu ölçmek, hüküm, emir, çokluk ve büyüklük anlamlarına gelmektedir. Dînî terim olarak kader; Allahü teâlânın, bir şeyin varlığını ezelde dilemesi, takdir etmesidir. Kader; olacak her şeyi, Allahü teâlânın ezelde bilmesi ve bildiklerini, zamanları gelince, yaratması demektir. Her şey, Allahü teâlânın takdîri ile hâsıl olur. İnsanın, bir işin ezelde nasıl takdîr edildiğini bilmediği için, Allahü teâlânın emrine uyarak çalışması lâzımdır. Kazâ ve kader, insanın çalışmasına mâni değildir. İnsanlar, kazâ ve kaderi, bir işi yapmadan önce değil, yaptıktan sonra düşünmelidir. Hadîd sûresinin 22. âyet-i kerîmesinde meâlen; (Dünyâda olacak her şey, dünyâ yaratılmadan evvel ezelde Levh-i mahfûza yazılmış, takdîr edilmiştir. Bunu size bildiriyoruz ki, hayatta kaçırdığınız fırsatlar için üzülmeyesiniz ve kavuştuğunuz kazançlardan, Allahın gönderdiği ni'metlerden mağrûr olmayasınız. Allahü teâlâ kibirlileri, egoistleri sevmez) buyuruldu. ÜMİTSİZLİĞE DÜŞMEZ... Bu âyet-i kerîme gösteriyor ki, kazâ ve kadere îmân eden bir kimse, hiçbir zaman ümitsizliğe düşmez ve şımarmaz. Kazâ ve kadere inanmak, insanın çalışmasına mâni olmaz. Çalışmasını kamçılar. (Çalışınız! Herkes, kendisi için takdîr edilmiş olan şeylere sürüklenir) hadîs-i şerîfi de, insanın çalışmasının; kazâ ve kaderin nasıl olduğunu göstereceğini, çalışmakla kazâ ve kader arasında sıkı bir bağlılık bulunduğunu bildirmektedir. Ezeldeki takdîr, "Filân kimse, kendi isteği ile filân işi yapacaktır" şeklindedir. Ezeldeki takdîr, insanda seçmek hakkı bulunmadığını değil, bulunduğunu göstermektedir. İnsanın, işine göre, ömrü ve rızkı ve iyiler kötü, kötüler de iyi olarak değişebilir. Bir kimse, ölümüne yakın, iyi işler yapıp, son nefeste îmân ile ve bir başkası da kötü amel işleyip, îmânsız gidebilir. Bunun için, Resûlullah efendimiz her zaman; (Allahümme, yâ mukallibelkulûb, sebbit kalbî, alâ dînik) Yani; (Ey büyük Allahım! Kalbleri iyiden kötüye, kötüden iyiye çeviren, ancak sensin. Kalbimi, dîninde sâbit kıl, yani dîninden döndürme, ayırma!) duasını okurdu. Kader değişmez. Kazâ, kadere uygun olarak meydâna gelir. Kazâ, her gün çok değişip, sonunda kadere uygun olunca yaratılır. Kazâ-i mu'allak şeklinde yaratılacağı yazılmış olan bir şey, kulun iyi ameli ile değişip yaratılmaz. Bir adamın iyilik için çalışması, bu adam için ezelde iyilik takdîr edilmiş olduğunu göstermektedir. Çünkü herkes, kendisi için ezelde takdîr edilmiş olan işleri yapmaya sürüklenir. Atâ bin Yesâr hazretleri, Yâlâ bin Mürre hazrelerinden şöyle nakleder: "Biz hazret-i Ali'nin yakınlarından bâzıları ile buluştuk. Yâlâ bin Mürre onlara; -Hazret-i Ali şu anda harp halindedir ve hayâtı da güvende değildir, başına bir zarar gelebilir dedi. Bunun üzerine biz, hazret-i Ali'nin kapısında nöbet tutmaya başladık. Bir ara hazret-i Ali namaza çıktı ve bizi görünce; -Burada ne yapıyorsunuz? diye sordu. Biz de; -Sizi korumak için bekliyoruz, zirâ size bir zarar gelmesinden korkuyoruz diye cevap verdik. Hazret-i Ali; -Beni gök ehlinden mi yoksa yer ehlinden mi koruyorsunuz? diye sorunca, biz de; -Elbette yer ehlinden koruyoruz. Gök ehlinden sizi korumamız mümkün değil ki, dedik. TAKDİR EDİLMEMİŞSE... Bunun üzerine hazret-i Ali; -Allahü teâlânın takdir etmediği hiçbir şey gökte de, yerde de olmaz. Herkesin işlerine vekil olan iki melek vardır. Kaderi olarak takdir edilen şeyler, o kimsenin başına gelinceye kadar, her şeyi ondan uzaklaştırırlar. Kaderde olan başa gelince de, kaderi ile onu baş başa bırakırlar buyurdu." Netice olarak kulluk; dinini korumak, sözünde durmak, sabretmek ve kadere râzı olmaktır. Zira kadere inanan, kederden emin olur. Mümin, başına hayır ve şer geldiğinde ben bunu bekliyordum diyendir. Allahü teâlânın kaza ve kaderine imân eden, kederden, üzüntüden kurtulur. Şu beyitte ifade edildiği gibi: Kim bulur, zor ile, maksadına, her zamân zafer, Gelir elbet zuhûra, ne ise hükm-i kader!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.